Gençlikten “Melih Bulu dostumuzdur” diyen AKP’li Özlem Zengin’e yanıt
Türkiye Komünist Hareketi Gençliği, AKP'li Özlem Zengin’in “Melih Bulu dostumuzdur” sözleri üzerine “Melih Bulu Sizin, "Boğaziçi Bizimdir!" başlıklı bir açıklama yaptı
AKP’li Özlem Zengin katıldığı bir televizyon programında “Melih Bulu Beyi çok iyi tanıyan bir insanım bizim arkadaşımız, dostumuz. AK Parti’de beraber görev yaptık. 6 yıldan fazla aynı masa etrafında oturduk, çalıştık. Ve bu olay Melih beye büyük haksızlık. Hukuken mümkün olduğu için o da başvurdu. O kadar akademisyen içinde o uygun görülmüş. Boğaziçi’nin kendi kuralları varmış gibi değil bu. Öğrenciler itiraz edebilirler ama artık oraya siyaset giriyorsa. Terör örgütlerinden oraya akınlar oluyorsa mesele büyütülmek istendi. Orada mevzuata ya da hukuka ayrı bir olay yok.” diyerek Melih Bulu’ya sahip çıkmış ve öğrencileri “terörist” olmakla suçlamıştı.
Türkiye Komünist Hareketi Gençliği, Özlem Zengin’in sözleri üzerine açıklama yaptı. AKP’nin ve Özlem Zengin’in hukuktan bahsedemeyeceğinin vurgulandığı açıklamada “İşçiler fabrikalara hapsedilirken, kadınlar katledilirken, gençlik hakkını ararken işlemeyen hukuk, konu AKP’nin çıkarları olduğunda ise devreye giriyor ve meşruiyet kaynağı olarak sunuluyor. AKP’nin hukuksuzlukları, yolsuzlukları, halk düşmanı politikaları ortadayken, öğrenciler ve akademisyenler açısından yapılan atamanın “kağıt üzerinde yazana uygun olup olmaması” bir değer ifade etmezken “hukuka uygunluk” üzerinden yapılan değerlendirmenin bir geçerliliği yoktur.” ifadelerine yer verildi.
TKH Gençliği tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Melih Bulu Sizin, Boğaziçi Bizimdir!
AKP’li Özlem Zengin katıldığı bir programda, Melih Bulu ile 6 yıl birlikte görev yapıklarını, hukuka aykırı bir süreç olmadığını, sürecin “terör örgütleri” tarafından kullanılmaya çalışıldığını ifade etti. “Melih Bulu bizim dostumuzdur” diyen Özlem Zengin tipik bir AKP’li olarak yine “terör örgütü” söylemine sarılmış ve Melih Bulu’ya sahip çıkmış durumda.
İşçiler fabrikalara hapsedilirken, kadınlar katledilirken, gençlik hakkını ararken işlemeyen hukuk, konu AKP’nin çıkarları olduğunda ise devreye giriyor ve meşruiyet kaynağı olarak sunuluyor. AKP’nin hukuksuzlukları, yolsuzlukları, halk düşmanı politikaları ortadayken, öğrenciler ve akademisyenler açısından yapılan atamanın “kağıt üzerinde yazana uygun olup olmaması” bir değer ifade etmezken “hukuka uygunluk” üzerinden yapılan değerlendirmenin bir geçerliliği yoktur.
Üniversiteye polisi sokup, yüzlerce öğrenciyi gözaltına aldıran Melih Bulu ve dostları hukuktan bahsetmemelidir. AKP’nin hukuku eyleme katılan öğrenciler için ev baskınları düzenlemek, eylemin etkisinin kırılması için haksız yere yapılan tutuklamalardır. AKP hukuku, öğrencilerin ailelerini arayarak “çocuğunuz illegal örgütlerle bağlantılı” demektir.
AKP ile dost olanın ise üniversitelerde yeri yoktur!
AKP, üniversitelerimizi ranta açan, şirketlere sunan, akademiyi tasfiye eden partidir.
AKP, gençliği borç batağına iten, işsizliğe mahkûm eden, gençliğe ise “herkes iş bulmak zorunda değil diyen” sermaye sınıfının temsilcisidir.
AKP, üniversitelerimize Ortaçağ zihniyetini sokan, pedofili savunucusu Bedri Gencerleri savunan gerici bir partidir.
AKP, dindar ve kindar nesil diyerek ülkemizin ilerici birikimine savaş açan siyasal İslamcı bir partidir.
Gençliğin gelecek mücadelesi ise bütün bu karanlığı yırtıp atacak güce sahiptir. Sermaye düzenine, AKP’ye ve dostlarına karşı “yeni bir ülke, yeni bir üniversite” mücadelesinin güçlendirilmesi gençliğin en temel görevi olarak şekillenmektedir. Bilimsel, eşit, parasız bir eğitim, toplumun çıkarına hizmet eden bir üniversite için, gelecek ve iş için AKP’ye ve dostlarına geçit vermeyelim!”