Gözaltına alınan Boğaziçili öğrenciler serbest bırakıldı
Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüsü önünde LGBTİ bayrağı açtıkları için gözaltına alınan öğrenciler adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüsü önünde LGBTİ bayrağı açtıkları için gözaltına alınan 12 öğrenci ve onlara destek amacıyla Bebek sahilinden kampüse yürürken gözaltına alınan 12 kişinin savcılıkta ifadeleri alınmasının ardından Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçlamasıyla Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilmişti.
Nöbetçi Sulh hakimliği de 24 öğrencinin ifadelerini aldıktan sonra imza şeklinde adli kontrol uygulanması koşuluyla serbest bıraktı.
Kaboğlu’ndan "Kartalkaya davası" açıklaması: Eksiklikler bu büyük cinayeti meydana getirmiş
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, "Bu tür işletmeler için çok ciddi düzenlemeler, düzenli ve sıkı denetimler yapılır.
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, “Bu tür işletmeler için çok ciddi düzenlemeler, düzenli ve sıkı denetimler yapılır. Burada düzenleme ve denetim aşamalarındaki eksiklikler bu büyük cinayeti meydana getirmiş bulunuyor ve bu işletme Turizm Bakanlığına bağlı” dedi.
Kaboğlu, Kartalkaya’daki otel yangınına ilişkin Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlanan davayı takip etti.
Duruşma devam ederken gazetecilere açıklama yapan Kaboğlu, duruşmanın 2 saat gecikmeyle başladığını bildirdi. Birçok baronun duruşmayı takip ettiğini belirten Kaboğlu, İstanbul Barosu olarak davaya müdahillik talebinde bulunduklarını ifade etti.
Kaboğlu, şöyle devam etti:
“Biz katılım isteminde bulunarak gerekçeli başvuruda bulunduk. Sözlü olarak neden katılmak istediğimizi anlatmak istedik. Fakat Sayın Mahkeme Başkanı, savcının görüşüyle yetindi ve bizim önerilerimizi reddetti.
“EKSİKLİKLER BU BÜYÜK CİNAYETİ MEYDANA GETİRMİŞ”
Bu çok büyük bir dava ve bu davanın ‘adil yargılanma hakkı’nın gerekleri çerçevesinde yürütülmesi gerekir. Bu nedenle İstanbul Barosu olarak katkıda bulunmak istiyorduk. Çünkü bu davada büyük bir işletme ve bu turistik işletmede orman içerisinde kurulu bir işletme. Bu tür işletmeler için çok ciddi düzenlemeler, düzenli ve sıkı denetimler yapılır. Burada düzenleme ve denetim aşamalarındaki eksiklikler bu büyük cinayeti meydana getirmiş bulunuyor ve bu işletme Turizm Bakanlığına bağlı. Bugün bu dava başladı ama aşçılarla, oradaki görevlilerle, onların sorgulanmasıyla başladı. Oysa Turizm Bakanının burada olması gerekirdi. Adil yargı ancak tarafların hukuki araçlarının eşit olması ölçüsünde gerçekleşir.
Sayın Erdoğan 22 Mart 2023 günü ‘Ben bütün bakanları seçime yönlendiriyorum, hepsi milletvekili olacak’ biçimindeki açıklamasının ardından iki yıl altı ay geçti. Şu anda koltuğunu koruyan tek bakan Turizm Bakanıdır. Turizm Bakanı görevinden ayrılmadığı sürece burada adaletin tecelli etmesi mümkün olmaz. Çünkü düzenleyici işlemler ve denetim faaliyetleri halkasında ciddi ihmal ve eksikler var. İşletmenin çevresinde ağaçlar bulunsaydı orada bir de orman yangını meydana gelecekti.
Bu kadar ciddi bir olayın, ciddi bir toplu katliamın sonuçlarının bu şekilde bir mahkeme heyetine bırakılması ve sanki sıradan bir yargılamaymış gibi adaleti tecelli ettirmesini beklemek saflık olur. Bu açıdan biz İstanbul Barosu olarak yine gelip davayı takip edeceğiz ama daha baştan eksik başladığını söylemem gerek. Turizm Bakanı mutlaka koltuğunu bırakmalı ve burada davada bulunmalı.”