Halil Yeni yazdı: Grevin şiiri ‘’Kavel’’, sınıfın şairi Hasan Hüseyin

Hasan Hüseyin’in yaşamıyla sanatı arasında güçlü bir bağ vardır. Hasan Hüseyin mutluluğu, barışı, emeğin hakkını, insanlığın kurtuluşunu yalnızca şiirlerinde yazmamış aynı zamanda öyle bir ülke ve Dünya için mücadele etmiştir. Yani şair yaşadığı gibi yazmış, yazdığı gibi de yaşamıştır. Onu özel kılan değerlerden bir tanesi de budur.

Halil Yeni yazdı: Grevin şiiri ‘’Kavel’’, sınıfın şairi Hasan Hüseyin

Halil Yeni

Kimi edebiyatçılar bedenen aramızdan ayrılsalar da geriye bıraktığı eserleriyle yaşamaya devam ederler. Hasan Hüseyin Korkmazgil de onlardan biridir. Çünkü onun şiirleri geçmişte yazılıp tükenen değil, bugün de kendini yaşayarak var eden bir değerdir. Kelimelerin yetersiz kaldığı zamanlarda yardıma koşar. Toplumların bunaldığı, sıkıştığı dönemlerde yardıma koşar. Halkın bir çözüm aradığı, kurtuluş için çırpındığı zamanlarda yardıma koşar. Hasan Hüseyin’in şiiri bir dost eli gibidir ve böyle zamanlarda yardıma yetişir.

Yakın dönemin en güçlü halk hareketlerinden biri de Haziran direnişiydi. Beton zihinler kendilerine benzetmek isterlerken yeryüzünü, Devletin şiddeti her geçen gün artarken ve gencecik bedenler en körpe çağında toprağa düşerken dilimizi, duvarları, sloganlarımızı süsleyen en güzel sözler Hasan Hüseyin’ in “Ağaç görmüş, yakmışlar / Kanat görmüş, kırmışlar / Şimdi de düşmüşler insan izine / Nerede insan, nerede ışık, vurmuşlar” şiiriydi. Hepimiz gördük onu, Hasan Hüseyin de şiiriyle Haziran direnişindeydi.

İŞID saldırılarının gerçekleştiği, yüzlerce insanımızın katledildiği ülkemizde yazılan bildirilerde, asılan afişlerde, yapılan basın açıklamalarında ya da taşınan pankartlarda Hasan Hüseyin’in “Nede çok özlemişiz gökyüzüne kansız bakmayı” şiiri yazıyordu.  Yahut Ankara ayazında direnen Tekel, fabrika kapısında mücadele veren Flormar işçileri şairin “Bıçak kemikte” şiirini okuyor, bu şiirden en zor zamanlarda güç almaya çalışıyordu.

Grevin şiiri “Kavel”

Lise yıllarında tanıştı dünya klasikleriyle Hasan Hüseyin. Şiir yazmaya da bu yıllarda başladı.  Algısı, hayata bakışı ve yaşamı bu dönemde serpilip, gelişti. Şiirleri Dost, Yelken, Varlık, İmece, Ataç, Yön, Sosyal Adalet dergilerinde yayımlananınca şiire sıkı sıkıya sarıldı. Yol bildi, dost eyledi. Hasan Hüseyin Korkmazgil’in ilk şiir kitabı ise tarihsel bir dönemeci ve tarihi bir direnişi anlatan ‘’Kavel’’di.

Yasalarda grev hakkının olmadığı, grev yapan işçilerin hapisle cezalandırıldığı 1963 Türkiye’sinde, İstanbul Sarıyer’de kurulu olan Kavel Kablo Fabrikası’nda çalışan emekçiler Ocak 1963’te iş bırakarak direnişe başlarlar. Maden-İş Sendikası’na üye 170 işçinin sabrını taşıran son olay fazla mesai ve kıdem esasına göre verilen yıllık ikramiyelerin kaldırılması ve sendikadan istifa etmeleri yönündeki baskılar olur.

İşçiler patronun bu saldırgan tutumunu protesto etmek için iş bırakarak tezgâh başına otururlar. Daha sonra fabrikanın kapılarını kaynaklayarak kendilerini içeri kilitlerler. Bir hafta içeride kalan işçiler, seslerini daha gür duyurmak için dışarı çıkarlar ve fabrikanın önüne çadır kurarak direnişe geçerler. Tarihe damga vuracak olay tamda bundan sonra gerçekleşecektir.

14 Şubat’ta polis greve müdahale eder. Saldırı üzerine Kavel işçilerine başka fabrikalarda çalışan işçilerden destek gelir.  General Electric Fabrikası işçileri bir dayanışma kampanyası planlayarak Kavel işçileri için para toplar. Türk Demir’de çalışan 800 işçi de yardım kampanyasının yanı sıra sakal bırakma eylemi başlatırlar. Kavel Direnişi giderek daha büyük ses getirmeye, dilden dile yayılmaya, sınıf dostlarının desteğini almaya sınıf düşmanlarını ise korkutmaya devam eder. 27 Şubat’ta güney bölgesinde bulunan 23 sendika başkanıyla 45 yönetici, yaptıkları toplantıda Türk-İş’in Kavel direnişine olumsuz bir tutum aldığını belirterek konfederasyonla ilişkilerini kestiklerini açıklarlar. Eyleme, 2 Mart günü işçi eşleri de katılınca direniş güçlenir, çoğalır, dalga dalga yayılır.

Sürdürülen temaslar ve arabuluculuk çabaları sonucu taraflar 4 Mart’ta anlaşmaya varır. Anlaşmaya varılması üzerine işçiler işbaşı yapar. Atılan işçiler geri alınır. İşçilerin hakları korunur. 35 gün süren direnişin ardından işçilerin grev hakkı 275 sayılı Toplu İş sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu ile yasalara geçer. Direniş sırasında 12 işçi tutuklanmıştır. Grev nedeniyle haklarında takibat yapılan o işçilerin davaları da düşürülür.

Türkiye işçi sınıfı mücadelesinde önemli bir tarihsel dönemeci ifade eden ve geçmişte toplu sözleşme ve grev hakkının kazanılması adına önemli bir yere sahip olan Kavel grevi, emekçilerin o yıllarda gerçekleştirdikleri en görkemli eseridir. Bu öyle bir eserdir ki yıllar geçse de kitaplara, şiirlere, öykülere ve belgesellere de konu olmuştur. Bu görkemli direnişin şiirini ise Hasan Hüseyin Korkmazgil yazmıştır. Şair grevden öyle etkilenmiştir ki 1963 yılında yayımlanan ve ‘’Yeditepe Şiir Armağanı’’nı ödülünü kazanan ilk şiir kitabına ‘’Kavel’’ adını vermiştir.

“İşime karım dedim

karıma Kavel diyeceğim

Ve soluğum tükenmedikçe bu doyumsuz dünyada

Güneşe karışmadıkça etim

Kavel Grevcilerinin türküsünü söyleyeceğim

 

Ve izin verirlerse istinyeli emekçi kardeşlerim

İzin verirlerse Kavel Grevcileri

Ve ben kendimi tutabilirsem eğer

sesimi tutabilirsem

O çoban ateşinin yandığı yerde Kavel’de

O erkekçe direnilen yerde Kavel’de

Karın altında nişanlanıp

dostlarımın arasında öpeceğim

nişanlımı Kavel kapısında

 

Ve izin verirlerse İstinyeli emekçi kardeşlerim

İzin verirlerse Kavel Grevcileri

İlk çocuğumun adını

Kavel koyacağım’’

Sınıfın şairi Hasan Hüseyin Korkmazgil

Hasan Hüseyin’in yaşamıyla sanatı arasında güçlü bir bağ vardır.  Hasan Hüseyin mutluluğu, barışı, emeğin hakkını, insanlığın kurtuluşunu yalnızca şiirlerinde yazmamış aynı zamanda öyle bir ülke ve Dünya için mücadele etmiştir.  Yani şair yaşadığı gibi yazmış, yazdığı gibi de yaşamıştır. Onu özel kılan değerlerden bir tanesi de budur.

Hasan Hüseyin 26 Şubat 1984 tarihinde aramızdan bedenen ayrılıncaya kadar şiirinde verdiği sözü yerine getirdi. Ve soluğu yettiğince Kavel Grevcilerinin türküsünü söyledi.