HDP'den CHP'ye 'İmralı' mesajı
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP’ye dönük sözleri Ankara’yı hareketlendirdi. HDP eski eş genel başkanı Sezai Temelli’nin İmralı çıkışının ardından HDP’den yeni bir açıklama geldi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt sorunu için meşru bir organa ihtiyaç duyulduğunun altını çizerek, “Devlet dediğiniz kurum gayrimeşru bir organla muhatap olmaz. Erdoğan bunu yaptı. Devleti, İmralı ile muhatap kıldı. Mesela İmralı meşru bir organ değil. Meşru organ kimdir? HDP’yi meşru organ olarak görebiliriz. Eğer bu sorun çözülecekse meşru bir organla çözebiliriz” demişti.
Kılıçdaroğlu’nun sözlerine HDP’nin eski eş genel başkanı Sezai Temelli’den yanıt geldi. Temelli, çözüm olarak “İmralı” dedi.
Tartışmaya neden olan bu sözlerin ardından HDP’den yeni açıklama geldi. HDP İstanbul İl eş başkanı Erdal Avcı, Gazete Karınca’da kaleme aldığı yazıda Kılıçdaroğlu’nun çağrısını ele aldı.
Erdal Avcı, HDP’nin de Kılıçdaroğluna benzer bir düşüncede olduğunu belirterek, Kürt sorununun demokratik yol ve yöntemlerle çözümünün öncelikli yerinin “halkların kalpleri”, “baş muhatapların becerileri”, “meclisin onayı ve sürecin yasalaştırılması” olduğunu aktardı. Yazıda, Öcalan’a ilişkin ise, “CHP’nin başlatacağını varsaydığımız çözüm sürecinin tek muhatabı CHP ve Kılıçdaroğlu olamayacağı gibi, tek başına HDP de olamaz” mesajı da iletildi.
Yazıda şu ifadeler kullanıldı:
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun HDP’ye ilişkin muhataplık vurgusu önemlidir. Fakat meşru olan ile yasal olanı karıştırmamak gerekir. Meşru olanın yasal olması gerekmiyor. HDP sürecin yasal muhatabıdır. 40 yıldır savaşan silahlı bir güce HDP’nin silah bıraktırma gücüne ve inisiyatifine sahip olduğunu düşünmesi, veya bu hususu önemsememesi pek akılcı olmaz. PKK açıklamalarında sürekli ve altı çizilerek işaret edilen husus “tek muhatabın Öcalan olduğu” dur. Bu nesnel gerçek es geçilir, süreç tek başına meclise indirgenirse, AKP’nin süreci yürütürken meclisi işletmemesi hatasının farklı versiyonu olan; sadece meclisteki partileri muhatap alıp, asli ve dahiliyeti mecbur olan tarafları dışarda bırakmak hata olur; benzer sonuçlar doğurur. Bir nevi sonuçsuz bir çaba, önemli bir fırsatı daha heba etmek olur ki; buna hiç kimsenin tahammülü yok. Zamanın siyaset kurumları ve aktörlerine tanıdığı tolerans bitti. Zamanı ve fırsatları çözümleyici olarak planlamanın tek şartı; Çözümde samimi ve hemfikir olmaktır. Eşit yurttaşlık ilkesiyle, halkların farklıklarını zenginlik olarak gören, inkarı lafta değil yasalarla yasaklayan, demokratik anayasa ile demokratik cumhuriyet inşa etmek, iktidar ve bütün muhalefetin birinci sorunu ve sorumluluğudur. Cumhur ve ya Millet ittifakı fark etmiyor, halklara onurlu ve büyük barışın sözünü veren her kim olursa olsun, üçüncü güç ve seçenek olan HDP’nin meclisteki muhatabı olacak, şeffaf ve ilkeli yürütülecek sürecin tarafı olacaktır. HDK ve HDP’nin çözüm gücü ve rolü büyüktür. “HDP’nin sorumluluk almaktan imtina ettiği” yorumları zorlamadır. HDP tarihsel, toplumsal, siyasal, ideolojik, ahlaki ve vicdani olarak hazırdır, üstüne düşecek bütün görevleri yerine getirecektir.”