İkinci Cumhuriyet’in bir bileşeni olarak aynı fotoğraf karesinde yer alanlar
"Daha doğru ve net bir ifadeyle söyleyecek olursak; mesele Erbakan’ı anmak değil, kurulmakta olan İkinci Cumhuriyet’in bir bileşeni olarak aynı fotoğraf karesinde yer almaktır"
Yeni Ülke dergisinin “Rejim Anayasasını Arıyor” dosya konulu ikinci sayısında Gökmen Kılıç imzalı “Erbakan Anması: İkinci Cumhuriyetin Kutsal İttifakı mı? başlıklı yazıda Erbakan anmasının siyasi anlamına ilişkin değerlendirmeler yer alıyor.
Yazıda, Erbakan’ın Türkiye siyasetinde İslamcı ideolojinin ilk siyasal temsilcisi olduğunu vurgulanarak şunlar kaydediliyor:
“Erbakan adı Türkiye siyasetinde İslamcı ideolojinin ilk siyasal temsilcisi olarak önemli bir alanı dolduruyor. Millî Görüş olarak anılan siyasi hareket dünyadaki diğer emsalleriyle benzer bir gelişim seyrederek ağırlığını kasaba tüccarının oluşturduğu sermaye gruplarıyla, İslamcı ideoloji üzerinden önemli bağlar kurdu. Fakat Türkiye sermaye sınıfının ihtiyaçları arttıkça Millî Görüş hareketinin bu ihtiyaca yanıt vermesi bir zorunluluk haline geldi. Erdoğan ve ekibi 2001 yılında Fazilet Partisi’nden ayrılarak bu ihtiyaca yanıt vermek üzere AKP’yi kurdu. İslamcı ideoloji bu tarihten itibaren büyük ölçüde Erdoğan’ın liderliğindeki AKP üzerinden temsil edilemeye başlandı. Erbakan’ın Millî Görüş geleneği ise gücünü yitirerek etkisizleşti.”
“MESELE ERBAKAN’I ANMAK DEĞİL”
Kılıç, Millet İttifakının genişletilmiş tüm unsurlarını aynı zeminde buluşturanın ne olduğuna ilişkin ise şu tespitte bulunuyor:
“Millet İttifakının genişletilmiş tüm unsurları, Cumhur İttifakı’nı oluşturan AKP ve BBP, AKP’den yeni kopan DEVA ve Gelecek Partisi’ni aynı zeminde buluşturan şey Erbakan şahsında cisimleşen ‘Yeni Türkiye’dir. Daha doğru ve net bir ifadeyle söyleyecek olursak; mesele Erbakan’ı anmak değil, kurulmakta olan İkinci Cumhuriyet’in bir bileşeni olarak aynı fotoğraf karesinde yer almaktır.”
“YENİ TÜRKİYE’DE GERİCİLİK VE PİYASA VARDIR”
Kılıç yazısının son bölümünde ise Yeni Türkiye’ye ilişkin şu değerlendirmelerde bulunuyor:
“Yeni Türkiye’de laiklik yoktur, kadın yoktur; hakkını arayan işçiye yer yoktur. Yeni Türkiye’de bilimsel eğitim, hukuk, adalet yoktur. Gazetecilik ise suçtur…Yeni Türkiye’de gericilik ve piyasa vardır. Tarikat ve cemaatler devlet protokolünde ağırlanır, ihaleler adrese teslim yandaş firmalara verilir. Yeni Türkiye’de basın yoktur, AKP propaganda bürosu gibi çalışan enformasyon kuruluşları vardır. Yeni Türkiye’de yeni Osmanlı hayaliyle yaşayanlar, fetih rüyaları görenler vardır. Emperyalizm vardır, sömürü vardır, savaş vardır… Bu başlıkların hepsi İkinci Cumhuriyet rejiminin ‘alâmetifarikası’ olarak not edilmelidir.”
Yazının tamamını okumak için Yeni Ülke’ye abone olabilirsiniz