Kafe-bar çalışanları: Bunu asla kabul etmiyoruz

Pandemiden en çok etkilenen sektörlerden birisi kafe ve barlar olurken, zor durumda kalan kafe-bar çalışanları alınan yeni tedbirleri kabul etmeyeceklerini aktardı.

Kafe-bar çalışanları: Bunu asla kabul etmiyoruz

Esnaf, aylardır “Dayanacak gücümüz kalmadı” diyor. İktidar ise aylardır kapalı olan işletmeler için her hangi bir destek açıklamasında bulunmuyor. Özellikle kafe-bar sektörü çalışanları ayrımcılığa uğradıklarını düşünüyor. Salgın sürecinde ise 1 milyonu aşkın kafe-bar çalışanı ve ailesi doğrudan gelirsiz ve işsiz kaldı. Artık işletmelerinin açılmasını isteyen sektör çalışanları, aylardır kaderlerine terk edilmiş durumda.

10 yıldır kafelerde çalışan Ilgım Gölpunar, kabine toplantılarının ardından Erdoğan’ın yaptığı açıklamalarda sektör çalışanları için de bir şey söylemesini beklediklerini ifade etti. Kafe ve barların masa azaltılarak ve 45 dakika sınırı koyularak açılması kararını kabul etmediğini söyleyen kafe çalışanı Ilgım Gölpunar, çok sayıda kafe, bar çalışanının kurdukları düzeni bırakıp ailelerinin yanına dönmek zorunda kaldıklarını belirtti.

ANKA‘da yer alan habere göre, Gölpınar, “Bir evin masrafını geçindiremeyen insanlar 6-7 kişi bir araya gelip ‘Bir evin masrafını çevirebilir miyiz’ dediler. Çok fazla intihar haberleri oldu. Çünkü müzisyenleri ve bar çalışanlarını tamamen bitirdiler. Eskiden ‘Hayatımızı kaç gün daha işsiz geçiririz’ diye sayıyorduk şu an ‘Kaç gün daha aç kalacağız’ diye saymaya başladık” dedi.

Kısa Çalışma Ödeneği kapsamında verilen bin 150 liranın yetersiz olduğunu belirten Gölpunar şöyle devam etti:

“Kısmi açılma, belli kapasiteyle, 45 dakika gibi oturma sürelerinden bahsediyorlar. Bunu asla kabul etmiyoruz. Çünkü bu sektörde 10 tane masası olan bir dükkanı 3 tane masaya mahkum ederek 45 dakika bir süre için açarsanız bu sektörün yüzde elliden fazlasını hala işsiz bırakıyorsunuz demektir. Hayatımızı aldınız elimizden, bunu 3 tane masayla 45 dakika gibi sözde önlemlerle bir müjde gibi vermelerini kabul etmiyoruz. Bin 150 liraya bir insan karnını mı doyuracak, fatura mı ödeyecek? Biz aylardır açlıkla savaşıyoruz. Bu sektörün çalışanlarına emekçilerine sahip çıkmayacaksınız ama ’10 masadan 3’ünü çalıştırın, hadi gözünüz aydın’ gibi bir çıkışla insanların sevinmesini bekleyeceksiniz. Bunun hiçbir şekilde karşılığı yok. Çünkü alacaklarımız var, geleceğimiz var. Bu yatmayan sigortalar dünümüzü mahvettiği gibi geleceğimizi de mahvediyor.”

“BORÇLARLA YAŞIYORUZ”

Ankara’da kafe sektöründe çalışan 21 yaşındaki Ulaş Kızılırmak ise şunları anlattı:

“Aslında bu sürecin öncesinde asgari ücret veya daha altında çalıştırılıyorduk. Bu süreçle beraber geçim sıkıntısı yerine yaşayamaz hale geldik. Ödenek dedikleri 1000-1600 lira. Bu parayla Türkiye’de yaşamakta şu an imkânsız. Zaten kafe çalışanları bu sürece bir miktar parayla girmedi. Şu an yerini borç aldı. Hepimizin borcu var. 9 bin liralık kredi çekmek zorunda kaldım. Çevremde de bu şekilde çok insan var. Artık telefon açmaya insanları aramaya utanır duruma geldik. Tanıdığımız herkese borçluyuz şu an. Yarınımızı göremiyoruz. Tek istediğimiz kafelerin açılması kafeler açılırsa sadece iş yerlerimize değil, hayata da dönmüş olacağız. Bu sürecin bizden maddi götürüsü çok oldu ama psikolojik olarak da çok yıprandık. Borçlarla yaşıyoruz. Bu durum onurumuza dokunur hale geldi. Firmama da söyledim. Dedim bedava olsun gelip çalışayım. Daha önceden üniversitede okuyordum ama haftada 6 gün çalışıp üniversitede okumak mümkün değil.”

“KONGRELERE 700 KİŞİ DOLDURABİLİYORSAK, ÇAY DA İÇEBİLMELİYİZ”

“Yeni Türkiye diyoruz. Ülkelerin bizi kıskandığını iddia ediyoruz ama yeni Türkiye’de durum bu. Gençler okurken de çalışmak zorunda ya da çalıştığı için okuyamaz durumda. Kafe bar çalışanlarının en büyük talebi dükkanlarımızın önlemler alınarak açılması. Bugün kongre salonlarına 700 kişiyi doldurabiliyorsak, kongre salonunun yanındaki kafede çay da içebilmeli insanlar.”