Laiklik karşıtı açıklamalarına bir yenisini daha ekleyen Erbaş, sosyal medyaya da el attı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, inancın ikinci plana atılmaya çalışıldığını belirterek laiklik karşıtı bir açıklama daha yaptı.

Laiklik karşıtı açıklamalarına bir yenisini daha ekleyen Erbaş, sosyal medyaya da el attı

Aksaray’da Önder İmam Hatipliler Derneği’nce 18’inci İmam Hatipliler Kurultayı düzenlendi. Kurultayın ikinci gününe katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, laiklik karşıtı açıklamalarına bir yenisini daha ekledi.

İnancın ikinci plana atılmaya çalışıldığını iddia eden Erbaş “İlmin bütün alanlarında ve insanlığın inkişafına Müslümanlar olarak öncülük etmişiz. Burada dinin, yaşanan hayatla irtibatının zayıflatılması. Bireysel ve sosyal olarak İslam olarak doğru ve gerçekçi olarak pratik çözümler getirilememesi. Bu durum, hayatın içindeki konularda inancın ikinci planda kalmasına, yahut inancın hayatın dışına itilmesine sebep olmaktadır. İnanç, sokakta olmasın, mahallede olmasın, şehirde olmasın ve insanın içinde olsun gibi bir anlayış var. İnsan ile Allah arasında olsun, evine ve ticaretine, siyasetine, adaletine, yansımasın diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar. İnançtan oralar adeta aydınlansın. Bu düşünce insanlığı bu noktaya getirmektedir. Yaşanan hayatın ve bireysel sorunların ve sosyal gerçeklikleri dikkate almayan bir din anlayışının nesiller ve kitleler tarafından kabul görmesi mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

Erbaş, Cihannüma Derneği tarafından çevrim içi olarak düzenlenen Seher Vakti Buluşmaları’nda konuşurken, sosyal medyaya da müdahale edilmesi gerektiğini belirterek şunları kaydetti:

“Sanal ve dijital dünyadan taşarak gerçek hayatı etkisi altına alan bu durum, dinin fert ve toplum düzleminde hedeflediği ahlaki ilke, değer ve erdemlerden uzaklaşmaya sebebiyet verebilmektedir. Bu itibarla, sosyal medyanın kullanımıyla alakalı hukuki çerçeveyi belirleyecek yasal bir mekanizmanın ihdası ve güçlü bir bilincin inşası, ötelenemez bir zorunluluk olarak karşımızda durmaktadır.”

“İslam alemi de dahil olmak üzere, yeryüzünde yaşanan ahlaki erozyon, kaybedilen huzur ve güven; insanlığın kanayan yaralarının merhemi mesabesindeki güzel ahlaki değerlerden uzaklaşmanın tabii sonucudur” diyen  Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu sebeple, bütün insanlık için daha güzel bir gelecek adına atılması gereken en önemli adım; bireysel, toplumsal ve küresel boyutta bir ahlak inşasıdır, hayatın tamamını içeren bir davranış biçimi olarak güzel ahlakı egemen kılmaktır. Müşterek ahlaki ilkeleri ortak bir davranış bilincine dönüştürerek teoriden ziyade, yaşayan değerler manzumesi olarak ideal hayat tarzı haline getirmektir.”