Nedir bu 'yeni' rejim?
"Anayasa yapılır mı yapılmaz mı ya da “yeni rejim”in yeni kriz dinamikleri ne olur soruları başka bir tartışma konusu olarak bir kenarda durmalı ama Kemalist devletten Türk-İslamcı bir devlete geçtiğimiz, yeni bir rejimle karşı karşıya bulunduğumuz öncelikle kabul edilmelidir!"
Yeni Ülke dergisinin “Rejim Anayasasını Arıyor” dosya konulu ikinci sayısında Kurtuluş Kılçer imzalı “Kemalizm’den Türk-İslam devletine: ‘Rejimin’ anayasa arayışı” başlıklı yazıda yeni anayasa tartışmaları ışığında Cumhuriyet’in yaşadığı dönüşüm değerlendirildi.
Yazıda 1923 yılında kurulan Cumhuriyet’in temel nitelikleri ile mevcut ‘Cumhuriyet’in paradigmaları arasında temelden farklar bulunduğu vurgulanarak şunlar kaydedildi:
“1923 yılında kurulan ve tarihsel olarak ilerici/devrimci bir adım olan Cumhuriyet’in temel nitelikleri ile son 20 yıldır yaşanan gerici dönüşümle mevcut ‘Cumhuriyet’in’ paradigmaları arasında temelden farklar bulunuyor. Türkiye’de AKP eliyle yeni bir rejim kurulmuş, bu rejim 1923 Cumhuriyeti’nin reddiyesi üzerinde şekillendirilmiştir! 1923 Cumhuriyeti, bir karşı-devrim süreciyle başkalaşmıştır. Eğer süreklilik ve kopuş diyalektiği aranacaksa, sermayenin sınıfsal iktidarında süreklilik ama kuruluş parametrelerinde mutlak kopuş saptanmak zorundadır.Bu açıdan mesele tek başına teknik, hukuki ve kurumsal değişimler ile değil ideolojik ve siyasal dönüşümün yol açtığı bir rejim değişikliği ile karşımıza çıkmaktadır. Başkanlık rejimi kodlaması, daha tarihsel bir çerçeveden ele alınarak, ‘eski Türkiye’den ‘yeni Türkiye’ye geçişin başka bir adı olarak İkinci Cumhuriyet kavramıyla açıklanabilir.”
“YAŞANAN 20 YILLIK GERİCİ DÖNÜŞÜM REJİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE SONUÇLANDI”
Bugünkü anayasa tartışmasının AKP eliyle kurulan yeni rejimin tasdiklenme girişimi olarak okunması gerektiği vurgulanırken, şunlar kaydedildi:
“Yaşanan 20 yıllık gerici dönüşüm, bugün İkinci Cumhuriyet adını verdiğimiz ve başkanlık rejimiyle kodlanan bir rejim değişikliği ile sonuçlanmıştır. Bunun emperyalist-kapitalist sistemin değişimlerine paralel gelişimi ile Türkiye kapitalizminin iç dinamikleriyle birlikte ele alınması gerekiyor. Bugün anayasa tartışmasının gündeme getirilmesi, AKP eliyle kurulan yeni rejimin tasdiklenme girişimi olarak okunmalıdır.”
“YENİ BİR REJİMLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Yazıda yeni bir rejimle karşı karşıya bulunulduğu ifade edilerek şunlar kaydediliyor:
“Bugün Türkiye kapitalizminin AKP eliyle yaşadığı dönüşüm, ülkenin siyasal parametrelerinde köklü değişikliklere yol açmıştır. Karşımızda 1923 yılında temelleri atılan Kemalist Cumhuriyet bulunmuyor. Tersinden, AKP’nin kurucu parti olduğu yeni bir rejim bulunuyor. Özcesi, yeni rejim anayasasını yapmak istiyor! Düzen muhalefeti de, Kürt siyaseti de, hatta “Kemalist ordu” da bu yeni rejimde yeniden kuruluyor, yerini alıyor! Anayasa yapılır mı yapılmaz mı ya da “yeni rejim”in yeni kriz dinamikleri ne olur soruları başka bir tartışma konusu olarak bir kenarda durmalı ama Kemalist devletten Türk-İslamcı bir devlete geçtiğimiz, yeni bir rejimle karşı karşıya bulunduğumuz öncelikle kabul edilmelidir!”
Yazının tamamını okumak için Yeni Ülke’ye abone ol