Öğrencisiz bölümlerin ardından şimdi de bölümsüz hocalar
Mantar gibi çoğalan üniversiteler sonucu birçok üniversitede bölümü kapatılan akademisyenler mağdur ediliyor.
AKP iktidarının ‘her ile üniversite’ politikası öğrenciyi de akademisyeni de mağdur ediyor. İşsiz üniversiteliler, ‘iş bulamayacağım’ diye tercih edilmeyen ve kontenjanlarının önemli bir kısmını dolduramayan bölümler bu sorunlardan sadece birkaçı. Daha önce talep görmediği için öğrencisiz kalan bölümlerin ardından şimdi de yeni bir sorun ortaya çıktı.
Kapatılan bölümlerde görev yapan akademisyenler üniversiteler tarafından mağdur ediliyor. Kimisi kendi bölümleriyle hiç ilgileri olmayan bölümlere gönderiliyor kimisi başka fakültelere hatta meslek yüksekokullarına. Örneğin Munzur Üniversitesi’nin resmi sitesinde yer alan bilgilere göre pasif durumda olan bölümlerde görevli olan akademisyenlerin önemli bir kısmı meslek yüksekokullarında görevlendirilmişti.
BirGün’den Mustafa Kömüş’ün haberine göre, bölümleri kapatılan akademisyenlerin bazılarının başka üniversitelerde kendi bölümlerine gitmelerine de YÖK tarafından izin verilmiyor. Özellikle Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı’na (ÖYP) bağlı akademisyenler zorunlu hizmet yükümlülüğü nedeniyle büyük sıkıntı yaşıyor. Adıyaman Üniversitesi, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi ve Uşak Üniversitesi’nden üç akademisyen yaşadıklarını anlattı.
Adıyaman Üniversitesi’nden Hakan Sarı şunları söyledi: “Üniversitelerde kapatılan bölümler nedeniyle birçok eğitimci şu an boşa düştü. Bunların birçoğu ise kadrosunu alamamış olan eğitimciler. Genellikle bölüm kapatmaları yeni üniversitelerde yaşandığı için bu eğitimcilerin çoğu akademik kariyerlerinin başında olan kişiler ve bende bu kişilerden biriyim. Ben, 2016 yılında doktoramı bitirdim oradan Adıyaman Üniversitesi’ne geldim. Biz ÖYP kapmasında gönderilmiştik üniversiteye. Bu planın mantığı ‘Bu insanları gönderelim, eğitimlerini alsınlar. Geri geldiklerinde burada bölümlerini kurarak aktif hale getirsinler.’ Bize 3 yıl boyunca kadro vermediler. Sonunda bölümümüz, ‘Bölümde, Öğretim Üyesi yok’ diyerek kapatıldı.”
Zorunlu hizmet yükümlülüğüne dikkat çeken Sarı, şöyle devam etti:
“Bu yüzden başka yerlere gidemiyoruz. Mesela başka üniversitede bana uygun olan bir kadroya başvuramıyorum. Nihayetinde ben 5,5 yıldır şartları fazlasıyla sağlıyor olmama rağmen Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya devam ediyorum. Mesela başka bir meslektaşım, bizim üniversitedeki bölümü kapatılınca başka bir üniversiteye başvurdu ama YÖK, ‘Eş durumu ve sağlık sorunu olmaksızın hizmetini nakletmem’ gerekçesiyle reddetti. . YÖK bu konuda çok katı ve geri adım atmıyor. Sınav gözetmenliği ile istihdam ediliyoruz. Kadro tiplerimizin korunaksızlığı nedeniyle ciddi mobbing’e maruz kalıyoruz. Sürgünde gibiyiz. Benim işim, bilimsel bir toplulukla yürütülüyor. Öğretim üyesi olamadığım için proje yönetemiyorum, tez toplantılarına katılamıyorum, tez yürütemiyorum. Dolayısıyla bir bilim cemaatinin dışına atılmış durumdayım. Bu benim akademik gelişmemin önünde ciddi bir engel.”
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi’nden Ayşe Demir ise yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bölüm kapatıldıktan sonra birkaç haftalık bir durumu anlama süreci geçti. Bizlere birtakım öneriler getirildi. Ben fakülte içerisinde branşıma yakın bir başka bölüme geçmek taraftarıydım. Zaten ÖYP’li olduğum bulunduğum üniversiteden başka bir yere gidemiyorum. Mecburi hizmet yükümlülüğü bulunanların başka bir üniversiteye geçiş koşulları sadece eş ve sağlık durumuna bağlanmış vaziyette. Halbuki birçok üniversitede aktif olan bölümlerde ihtiyaçlar var. Bölümlerin kapatılması da, bölümlerin aktif olduğu diğer üniversitelere mecburi hizmet aktarımında geçerli bir gerekçe haline getirilmeli. Çünkü bölümünüzün kapatıldığı bir üniversitede, başka bölümlerde kadro almak, akademik faaliyette bulunmak pek mümkün değil. Potansiyelinizi gerçekleştiremezsiniz, bu bir gerçek. Orta vadede muhtemelen ben de bu durumla karşı karşıya kalacağım gibi görünüyor. Gelinen durumda branşımız ve ihtisasımıza uygun bir bölüme mağdur edilmeden geçmek üzere dilekçe verdik. İşlemler devam ediyor. Bu süreçte branşıma yakın bölümlerde dersler verip kendi akademik çalışmalarıma devam edecek motivasyonu sağlamaya çalışıyorum.”
YENİ İŞLERİ GÖZETMENLİK
Uşak Üniversitesi’nden Ufuk Ağır ise şunları dile getirdi:
“Bizim üniversitede birçok bölüm kapatıldı. Bunların çok korkunç sonuçları oldu. İstatistik bölümünde yeterli öğretim elemanı varken onları başka bölümlere yönlendirdiler. Bunun sonucunda mobbing nedeniyle bir arkadaşımız hayatını kaybetti. Mesela fizik bölümünde bir arkadaşımız en yakın bölüm olan matematiğe geçmesi gerekirken onu mühendisliğe geçirmek istediler. Felsefe bölümünde olanları zorla sosyolojiye geçirdiler. Doçent olmama rağmen kadrom verilmiyor. Buna gerekçe olarak da asıl bölümümün kapatılması gösteriliyor. Böyle bir sürü örneği var. Bununla ilgili de bize net bir bilgi verilmiyor. Bölümlere de bunu sormuyorlar. Sınav gözetmenliği gibi şeyler yaptırılıyor. Başka idari görevler veriliyor. En büyük sorunumuz özlük hakkı. Doktoramı bitireli beş yıl oldu. Hala kadro alamadım. Bu, tekil bir durum değil. Örneğin Bilecik Üniversitesi’nden iki arkadaşımız var.”
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) sitesinde ÖYP, “yurtiçi ve yurtdışı lisansüstü eğitim programlarının harmanlanmasıyla elde edilmiş bir model ile öğretim üyesi yetiştirilmesini amaçlamaktadır” şeklinde tanımlanıyor.
YÖK, daha önce Öğretim elemanı ya da öğrenci olmadığı için 979 yükseköğretim programının kapatıldığını açıklamıştı. Kapatılan programların büyük bölümü, fen edebiyat fakülteleri ile iktisadi ve idari bilimler fakültelerinde yer almıştı. Soru önergesine verilen yanıtta, kapatılan programlarda görev yapan öğretim elemanlarının kadrolarının YÖK kararı ve rektörün teklifi üzerine “uygun görülen” birimlere tahsis edildiği belirtilmişti. Fakat bu açıklamanın ardından da kapatılan bölümler oldu. Son olarak 22 Haziran’da Anadolu Üniversitesi Adalet bölümünün kapatıldığı açıklanmıştı.
NOT: Haberde ismi geçen akademisyenlerin adları güvenlik gerekçesiyle değiştirilmiştir.