CHP'nin Muhsin Yazıcıoğlu anması sonrası partiden istifa etti
CHP'den istifa eden Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kurucu Başkanı Murtaza Demir açıklamasında, ''Bir anlamda yolu gösterdiler… 'Ekmeleddin’in CB Adaylığı tesadüfi değil, bilinçli bir tercihtir. İstiyorsan sen git' denildi'' ifadelerini kullandı.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Kurucu Başkanı Murtaza Demir, CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı’nın Muhsin Yazıcıoğlu’nun mezarını ziyaret etmesine tepki göstererek parti üyeliğinden istifa etti.
Demir, Muhsin Yazıcıoğlu anmasına ilişkin daha önce sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Oy verdiğimiz partinin Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, bizi yakan parti militanlarının o dönemdeki başkanının kabrinde fatiha okuyor. Teşekkür eder gibi, ‘eline sağlık devamını dilerim’ der gibi” demiş ve “Ya CHP Ankara İl Başkanı görevinden istifa etmeli ya da ben CHP üyeliğinden istifa etmeliyim” diye yazmıştı.
Yeni bir yazılı açıklama yapan Demir, konuyla ilgili parti yönetiminden kendisine bilgi verenlerin tavrını “Genel Başkan bu ziyareti onaylıyor. Biz, sağdan oy alarak iktidar olacağız. Abdullah Gül mevzuu, Ekmeleddin’in CB Adaylığı tesadüfi değil, bilinçli bir tercihtir. İstiyorsan sen git…” ifadeleriyle okuduğunu belirtip CHP üyeliğinden istifa ettiğini açıkladı.
Demir’in açıklamasının tamamı şu şekilde:
”CHP ÇANKAYA İLÇE BAŞKANLIĞINA / ANKARA
BENİM PARTİM, BENİ YAKANLARA TEŞEKKÜR ETMEMELİ, “ELİNİZE SAĞLIK” DEMEMELİYDİ!
Dostlar bana gücenmesin…
Bardak taştı, sabır çatladı!
Yarısı Madımak’ta kalan, bedeni yanık bir arkadaşınızım. CHP üst yönetiminin iradesiyle, azmettirenlerin mezarına çiçek konulup rahmet dilenmesi bardağı taşırmış, sabır taşını çatlatmıştır! O yüzden CHP’nin; üyelerine, ilkelerine, tarihine ve gönül bağı olanlara ihanet edilmesine artık katlanmayacağım.
Sivas Madımak Oteli’nde yakılan arkadaşlarım orada; demokrasi, laiklik, insanlık, kardeşlik adına bulunuyordu. Genç çocukların, ozanların, yazarların, semahçıların gelecekleri ellerinden alındı. Ve sizin, Parti Yönetimi kararı ve iradesiyle gidip, bizi yakanlara rahmet okumanız, yüreğimizi bir kez daha dağladı! Anlıyoruz ki, bilinç körlüğü içinde olduğunuz için, katilden kahraman, hırsızdan devlet adamı, gericiden demokrat olmayacağını idrak edemiyorsunuz.
Her ne amaçla olursa olsun, bu durumu hoş karşılayan bir yönetim anlayışıyla birlikte olmak, Ankara-Bahçelievler, Maraş, Çorum, Sivas katillerini aklamak, katliamları meşrulaştırmaktır. Mazlumu- mağduru bırakıp, katilin safında yer almak, CHP tarihini çöpe atmak, kurucusuna ihanet etmektir. Dolayısıyla burada kalıp; kendime, mücadeleme, ilkelerime ters düşmeyeceğim, şehitlerinin beni gözetleyen ruhlarını acıtmayacağım, incitmeyeceğim. Kemiklerini sızlatmayacağım…
“Kal, mücadele et” diyen arkadaşlarım oldu. Uzun yılların tecrübeli bir örgüt emektarı olarak şunu söyleyebilirim:
Kurum içinde demokrasi işlemiyorsa, çabalar nafiledir. Delege, il-ilçe başkanı vb herkes atamayla geliyor, tüzük maddeleri“mış gibi” işletiliyor, “ben seni seçiyorum, sen de beni seçersin” deniliyor. “Demokrasi, adalet, liyakat” diyorsunuz ya; hani?
Partide, garip ve anlaşılmaz bir siyaset anlayışı söz konusu. Hassasiyetimizi, oyumuzu önemsemiyor, sağcı, cemaatçi, tetikçileri, oradan gelecek üç-beş oyu, bizim milyon oyumuza tercih ediyor, “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmaktan” tereddüt bile etmiyorlar!
Partiye ve partililere ihanet olduğu şüphe götürmeyen bu skandalın patlak vermesinden sonra “hatadan dönülür, partimde kalırım” diyerek beş gün bekledim. Parti üst yönetimiyle görüşmelerim oldu; “yapmayın etmeyin, Madımak’ta ciğerleri göğnüyen partilileri (ki, Aleviler-solcular CHP’nin %90’dır) incitmeyin, partililerin hassasiyetinden ve parti ilkelerinden bihaber olan bu cahil İl Başkanını görevden alın” dedim. Dinlemediler…
Dostlarımdan bazılarına, Genel Başkanla konuşarak, il başkanının istifasını istemesini rica ettim.
Dönüp, bilgi veren yöneticilerin tavrını şöyle okudum:
“Genel Başkan bu ziyareti onaylıyor. Biz, sağdan oy alarak iktidar olacağız. Abdullah Gül mevzuu, Ekmeleddin’in CB Adaylığı tesadüfi değil, bilinçli bir tercihtir. İstiyorsan sen git…” Bir anlamda yolu gösterdiler…
Hal böyle olunca şöyle düşündüm; bu anlayış iktidar da olsa, bizim Türkiye özlemimize değil, ülkenin varlığını çalıp-çırpan anlayışların beklentilerine hizmet verilecektir.
Ve CHP üyeliğinden istifa ettim…
Bir yanda Madımak’ta “ölüyoruz” çığlığı atan dostlarımın sesi, diğer yanda 47 yıllık üyelik, emek, duygudaşlık, sadakat. Ben vefayı ve arkadaşlarımın anılarına saygılı olmayı tercih ettim.
Gerçek bu…
Partili demokrat dostlarım; kendinize iyi bakın, hakkınızı helal edin.
Hoşça kalın…”