Rektör, İmamlar ve Medrese hocaları tek ses oldu: Ailemize şeytan dadandı
“Biz dünyayı kurtaralım derken şeytan ailemize dadandı. Tüm hocalarımızı aile programı yapmaya davet ediyorum. Aile olmadan evlilik öncesinde de büyük saldırılar var, aileler kötüleniyor”
Din Görevlileri Birliği Derneği’nin (Din-Bir-Der) “Aile Konferansı”nın ikincisi gerçekleştirildi. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın konuk olduğu konferansta, “aileye karşı saldırılar” konusu ele alındı. Online ortamda düzenlenen “Aile Konferansı” programında Din-Bir-Der Genel Başkanı Muhittin Hamdi Yıldırım, Medrese Âlimleri Vakfı (MEDAV) Genel Başkanı Muhammed Tayyip Elçi, Rektör Nevzat Tarhan bir konuşma yaptı.
Muhittin Hamdi Yıldırım ise, “Biz dünyayı kurtaralım derken şeytan ailemize dadandı” şeklinde tuhaf bir açıklamada bulundu.
“AİLELER KÖTÜLENİYOR”
Milli Gazete’de yer alan habere göre, Muhittin Hamdi Yıldırım, “Biz dünyayı kurtaralım derken şeytan ailemize dadandı. Tüm hocalarımızı aile programı yapmaya davet ediyorum. Aile olmadan evlilik öncesinde de büyük saldırılar var, aileler kötüleniyor” dedi.
Dünyada küresel sermayenin nüfus azaltma projelerine destek verdiğini ifade eden Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, aileye yönelik küresel bir çalışmanın devreye alındığını, uluslararası örgütler eliyle dünya nüfusunu azaltma projesi yürütüldüğünü ve projelerinde de Avrupa ülkelerinde başarı sağladıklarını iddia ederek, “Küresel sermaye şuanda bütün dünyada bir nüfusu azaltma projesi başlattı. Hiç unutmam bizde bir grup arkadaş vardı. Bağımlılık ile ilgili bir proje getirmişti. Aile konusu da var işin içinde bu projeyi kim destekliyor diye baktığımızda Birleşmiş Milletler Nüfus Planlama Fonu destekliyordu. Bu fon küresel kadın-erkek eşitsizliğini savunuyor. Kuzey Avrupa’da başarılı oldular” dedi.
“PROJELER AVRUPA’DA BAŞARILI OLDU”
Avrupa ve Türkiye’de evlilik dışı doğum oranlarının arttığına dikkat çeken Tarhan, önlem alınması gerektiğini savunarak, “Evlilik dışı doğum oranları raporuna göre Türkiye’de yüzde 2,9, İsveç’te yüzde 54,9, Norveç’te yüzde 56,2, İngiltere’de yüzde 47,7, Fransa’da yüzde 59. Buralarda çocukların çoğu bakım evlerinde büyüdüğü için çocuklar anne kelimesini kullanmıyor, anne-baba yerine ebeveyn bir ebeveyn iki yazılıyor nüfus cüzdanlarına. Türkiye’de evlilik oranları 2001 ile 2018 arasında yüzde 1,6 artış var. fakat boşanma oranlarında da yüzde 54,8 artış var. Batı’da ortaya çıkan feminizm ve cinsiyet eşitliği söylemleri, İslami duyarlığa sahip kesimleri de etkiliyor. Bu sebeple aile karşıtı kanunlar hiçbir engelle karşılaşmadan ve tartışılmadan yasalaşıyor” ifadelerini kullandı.
“TEPKİ GÖSTERMEZSEK…”
İstatistiklere göre Türkiye’nin Kuzey Avrupa’da yaşananlara doğru yönelim gösterdiğini savunan Tarhan, “Türkiye’de 1994 ile 2016 yılları arasında tek kişilik hanelerin arttığına dair araştırma sonuçları var. Eğer bu yöndeki zihinsel dönüşüm devam ederse, evlilik karşıtı akımlar Türkiye’de de etkin olmaya devam ederse ki maalesef ediyor. Bizi bekleyen sonuç budur. Devlet, bu politikayı kabul ediyorsa uygulasın. Ancak kabul etmiyorsa bilime kulak versin, istatistiklere baksın. Bu, vebaldir. Yollar, binalar yapmak değil, oraları kullanacak insanlar yetiştirmek, onları korumak daha önemlidir” dedi. Aileyi son sığınak ve bir kale olarak savunan Tarhan, ailenin ciddi bir tehdit ile karşı karşıya kaldığını ileri sürerek, “Toplumdaki sosyal duvarlar yıkıldı, mahalle kontrolü kırıldı. Şu anda toplumda kültür aktarımını anne-baba değil, medya yapıyor. Çocuğumuzu biz büyütmüyoruz, popüler kültür büyütüyor, popüler kültür de sekülerizm kültürü yani dünyevilik. Vicdani sorumluluğu zayıflayan ve bencilleşen insan, aileyi ayak bağı olarak görür. Çok dünyevileştiği için dünyayı gerçek hayat olarak görüyor. Hâlbuki gerçek hayat ahiret hayatıdır, bunu görmüyor. İnsanlık tarihinde dünyeviliğin bu derece küreselleştiği bir zaman dilimi olmamıştır. Aile, şu anda ciddi tehdit altında. Aile ve ahlâk konusunda şu anda küresel bir sel geliyor. Bu sele karşı ailemizi ve nesillerimizi ne kadar koruyabilirsek o kadar iyi. Ankara’nın bunun farkına varmaması da insanın içine oturuyor” ifadelerini kullandı.
Muhammed Tayyip Elçi ise ailenin toplumun çekirdeği ve kalesi olduğunu savundu.