RTÜK Başkanı coştu: Bizim uygulamalardaki demokratik yapı ne Almanya'da ne Fransa'da ne İngiltere'de var
"Bizim uygulamalardaki demokratik yapı ne Almanya'da ne Fransa'da ne İngiltere'de var. Rusya'da, Çin'de hiç yok. İngiltere'de Kraliçe veya Kraliyet ailesinin aleyhine yorum yapan bir kişi BBC'ye çıkamaz."
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, “Bizim uygulamalardaki demokratik yapı ne Almanya’da ne Fransa’da ne İngiltere’de var. Rusya’da, Çin’de hiç yok. İngiltere’de Kraliçe veya Kraliyet ailesinin aleyhine yorum yapan bir kişi BBC’ye çıkamaz. İngiltere’de Kraliçe veya Kraliyet ailesinin aleyhine yorum yapan bir kişi BBC’ye çıkamaz. Başka kanalda da çıkamaz” dedi.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesince, Sakarya Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Yayıncılıkta Özgürlük ve Sorumluluk” başlıklı söyleşiye katılan Şahin, 2017’de çıkan kanun ve yönetmeliklerden sonra dijital alanı da denetleyip düzenlediklerini söyledi.
“ÖNÜMÜZE GELDİĞİ GİBİ MESAJ VERİP ATMIYORUZ”
RTÜK’ün canı istediği zaman ceza yazan bir kurum olmadığına işaret eden Şahin, “Bir program, çok da izlendiği söylenen bir program; ben hiç izlemedim. Arkadaşlarımız takip ediyormuş, uyarmışlar 3-4 kere. Bir programla ilgili bir yazarımızın atmış olduğu tweet üzerinden çıkan tartışmalarla konu önümüze geldi. RTÜK olarak canımız sıkıldığı zaman, önümüze geldiği gibi mesaj verip atmıyoruz. Ne zaman ki bir hareketlenme oluyor, halkımızın tepkileri çoğalıyor ve bize de ‘Ne yapılıyor bu konuda?’ denildiği zaman belki devreye giriyoruz. Biz de daha öncelerde yaptığımız gibi, bir sürü kanal ve programda olduğu gibi ‘İnceleme başlattık.’ dedik. İnceleme başlatılması o program ve platforma ceza anlamına gelmez. İnceleme başlatılması, o konuya RTÜK bakıyor anlamına gelir” diye konuştu.
RTÜK’ün dijital ortamlardaki yayınları engellemediğini belirten Şahin, şöyle devam etti:
“BİZDEKİ DEMOKRATİK YAPI NE ALMANYA’DA NE DE İNGİLTERE’DE VAR”
“Biz Netflix, Spotify, Amazon Prime’ın da Türkiye’ye gelmesi için çok büyük çaba harcadık. Engellenmesini isteseydik lisans almalarına müsaade etmezdik. Gelmeleri için her türlü fedakarlığı yaptık. Devlet büyüklerimizin çok büyük katkıları oldu. Biz de yöneticiler olarak bunların gelmelerini sağladık. ‘Para verdiğim bir platformda nasıl beni denetlersin ya da nasıl engellersin?’ diye düşünülüyor. Dijital platformlarla şifresiz, normal basınca açılan ekranın denetimi farklı, onlara verilen cezalar ile bunlara verilecek cezalar da farklı. Bu mecraların ‘Parasını veriyoruz’ diye denetimden habersiz bir şekilde yayınlanması mümkün değil. Bizim uygulamalardaki demokratik yapı ne Almanya’da ne Fransa’da ne İngiltere’de var. Rusya’da, Çin’de hiç yok. İngiltere’de Kraliçe veya Kraliyet ailesinin aleyhine yorum yapan bir kişi BBC’ye çıkamaz. Başka kanalda da çıkamaz. Almanya’da bir genç, sosyal mecra üzerinden bir paylaşımda anayasal kurumlarına karşı bir suç işliyorsa parasal ceza 57 bin avrodan başlıyor, direkt hapisle de cezalandırabiliyorlar. Onun ötesinde Twitter, Instagram veya Fecabook; o kişinin ev adresine, telefon ve kimlik numarasına kadar vermekle hükümlüdür. Oranın RTÜK’ü olan OFCOM’un verdiği kararların aleyhine konuşamazsınız.”