Reklam
Kategoriler: İç Açı

SADAT: Paralı asker örgütü değiliz, Erdoğan’ın imajını zedelemek için tasarlanmış dezenformasyon kampanyası

Reklam

Kendisini, “savunma alanında danışmanlık ve askeri eğitim veren şirket” olarak tanımlayan SADAT’ın Yönetim Kurulu Başkanı Melih Tanrıverdi, son dönemde kendilerine yöneltilen suçlamaların “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imajını zedelemek için tasarlanmış Batılı bir dezenformasyon kampanyasının parçası olduğunu” iddia etti.

Tanrıverdi ayrıca, ABD Savunma Bakanlığı’nın SADAT’ın Türkiye’nin destekliği güçlerin yanında savaşmak üzere Suriyeli milisleri eğitmek için Libya’ya uzmanlarını gönderdiği yolundaki raporunu da reddederek, “SADAT hiç bir zaman Suriye, Libya ve Azerbaycan’da olmadı” dedi.

Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret’in (SADAT) kurucusu Adnan Tanrıverdi’nin oğlu Melih Tanrıverdi, çalışmalarıyla ilgili olarak Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) sorularını yazılı olarak yanıtladı.

“PARALI ASKER ÖRGÜTÜ DEĞİL”

Euronews’in haberine göre Tanrıverdi, “Şirketimizin paralı asker örgütü olmakla hiçbir ilgisi yoktur. SADAT’ın küresel güçlere karşı beklenmedik bir aktör olarak eylem alanına girmesi… bu dezenformasyonun nedenini açıklıyor.” ifadesini kullandı.

AFP, Türkiye’nin özellikle Afganistan’ın başkenti Kabil Havaalanı’nın güvenliğinin özel şirketler tarafından sağlanabileceği yolundaki önerisini hatırlattıktan sonra bunun için adet SADAT’ın adres gösterildiği yorumunu yaptı.

Bununla ilgili soruya Tanrıverdi, SADAT’ın bu havaalanının güvenliğinin sağlanması için asker ve güvenlik görevlilerine sadece eğitim ve danışmanlık hizmeti verebileceğini ifade etti.

“HİÇBİR ZAMAN SURİYE, LİBYA VE AZERBAYCAN’DA OLMADIK”

AFP röportajında, ABD Savunma Bakanlığı’nın 2020’deki bir raporuna göre SADAT’ın Türkiye’nin destekliği güçlerin yanında savaşmak üzere Suriyeli milisleri eğitmek için Libya’ya uzmanlarını gönderdiği yolundaki raporuna dikkat çekildi.

Yine aynı raporda, Libya’daki Suriyeli yaklaşık 5 bin savaşçının denetimi ve paralarının ödenmesinin de SADAT üzerinden yapıldığı görüşü dile getirilmişti.

Bu iddiaları da yalanlayan Tanrıverdi, SADAT’ın geçen yıl Dağlık Karabağ’daki savaşta yine yabancı savaşçıların Azerbaycan’a gönderilmesinde rolü olduğu yolundaki suçlamayı reddetti ve bunları “komplo teorisi” olarak niteledi.

Tanrıverdi, “SADAT hiç bir zaman Suriye, Libya ve Azerbaycan’da olmadı.” diyerek “Küresel güçleri kandıracak kadar profesyonel olduğumuzu gerçekten düşünüyor musunuz?” sorusunu yöneltti.

Hizmet verdikleri müşterilerin ismini vermeyen Tanrıverdi, bununla birlikte Afrika kıtası da içinde olmak üzere her kıtada çalıştıklarını ifade etti.

Libya ve Suriye hakkında yapılan suçlamaların doğru olabileceği yolundaki görüşlere yer veren AFP, bu konuda Amerikan Üniversitesi ve Orion Politika Enstitüsü’nde terör uzmanı olarak görev yapan Suat Çubukçu’nun görüşlerine yer verdi.

Konu ile ilgili olarak Çubukçu, “SADAT’ın Suriye’deki vekil savaşçıların eğitilmesinde, harekete geçirilmesinde ve onları paralı asker olarak kullanmada kilit rol oynadığına dair güvenilir kaynaklar var.” dedi.

Çubukçu, SADAT’ın dünyaya siyasi bakış açısının ve kendi silahlı birimlerinin olmayışının, onu Kremlin ile yakından ilişkili Rus firması Wagner’den ayırdığını söyledi. Çubukçu ayrıca, SADAT’ın kendi hükümetiyle ideoloji odaklı ve çok daha iç içe ilişkisi olduğunu söyledi.

“BAKANLIKLARDAN VE MİT’TEN TALİMAT ALMIYOR”

Buna ilişkin Tanrıverdi, şirketin Türk devletinin gayri resmi parçası olduğu suçlamasını reddederek, SADAT’ın savunma sanayi ürünleri ve hizmetlerinin yurt dışına ihracatında devletin onayını almak zorunda olduğunu ancak, bakanlıklardan ve MİT’ten talimat almadığını söyledi.

2016 yılındaki darbe girişiminin ardından SADAT’in kurucu Adnan Tanrıverdi, Erdoğan’ın güvenlik danışmanı görevine getirilmişti.

ABD ordusunda görevli Matt Powers tarafından kaleme alınan bir raporda, Suriye’deki vekil savaşçıların Türkiye adına daha sonra başka savaş bölgelerine gönderilmesinde SADAT’ın “kolaylaştırıcı” rolü oyladığı iddia edilmişti.

Dış Politika Araştırmaları Enstitüsü Ortadoğu Programı Direktörü Aaron Stein ise AFP’ye yaptığı açıklamada, Türk istihbaratının vekil savaşçılar için ödeme yaptığı ve bunları yurt dışındaki operasyonlar için kullandığına dair spekülasyonlar olduğuna dikkati çekerek, “Bununla birlikte bunun tam olarak nasıl çalıştığını bilmiyoruz.” dedi.

Bu haber en son değiştirildi 22 Ekim 2021 20:45 20:45

Reklam

Önceki Haberler

Narin Güran davasında 3 tahliye!

Narin Güran cinayeti davasında ‘suçluyu kayırma’ suçundan tutuklu yargılanan Birsen, Fuat ve Maşallah Güran’ın tahliyelerine…

2 Ekim 2025 16:43

İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan Sumud Filosu’nda bulunan aktivistler hakkında açıklama

İsrail Dışişleri Bakanlığı, Sumud Filosu'yla ilgili "Tüm yolcular güvende ve sağlıkları iyi. Güvenli bir şekilde…

2 Ekim 2025 16:39

TKH: Sumud Filosu değil, İsrail yenilmiştir!

TKH, İsrail’in Küresel Sumud Filosuna yönelik saldırısını kınayarak, Gazze’ye uygulanan ablukanın kırılması için uluslararası yaptırımlar…

2 Ekim 2025 13:04

Dışişleri’nden İsrail tarafından alıkonulan Türk vatandaşları hakkında ilk açıklama

İsrail'in uluslararası sularda Küresel Sumud Filosu'na müdahalesi sonucu Türk vatandaşları gözaltına alındı. Dışişleri Bakanlığı, İsrail…

2 Ekim 2025 12:49

Deprem soruşturması şüphelisi AKP’li müteahhidi saklayan akrabaya hapis istemi

6 Şubat depreminde Nurdağı'nda yaptığı binaların yıkılması ve yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesi nedeniyle hakkında yakalama…

2 Ekim 2025 12:41

Halk TV’de 4 kameraman işten ayrıldı: Sefalet ücreti kabul etmiyoruz

Halk TV’de dört kameraman, düşük ücret dayatmasını kabul etmeyerek işten ayrıldı. Basın emekçileri güvencesizlik ve…

2 Ekim 2025 12:33
Reklam