Son ankette kadınlardan ve genç işsizlerden AKP'ye şok
Parlamenter demokrasinin, Türkiye gibi farklılıklarıyla barışık olmaktan zorluk çeken ülkelerde önemli bir işlevi yerine getirdiğini ve demokrasiyi beslediğini düşünüyorlar. Ayrıca %92’si ülkenin en büyük sorunu olarak ekonomiyi görüyor. %88’i ise işsizliği en büyük sorun olarak görüyor. Çünkü kararsız seçmenlerin içinde önemli oranda işsizler bulunuyor. Zira %30’unun düzenli bir işi yokken, %40’ı ise işsiz.
Gezici Araştırma Merkezi Başkanı ve Uluslararası Güvenlik ve Stratejik Çalışmalar Uzmanı Murat Gezici son anket sonuçlarını KRT ile paylaştı. Son ankette, Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ı geçtiği sonucuna ulaşıldı.
Gezici Araştırma Merkezi 2280 kişi ile mayıs ayında yaptığı araştırma raporuna göre; ikinci tura Kılıçdaroğlu 44,8, Erdoğan ise 43,1 aldığı kararsızların oranının ise 12,1 olduğu görüldü.
Seçmenin yüzde 85-87’si kime karar vereceğini biliyor. Karasız seçmen yüzde 12-14 bandındaki seçmen kitlesini oluşturuyor. Bu seçmen kitlesi ise gençlerden meydana geliyor.
‘KILIÇDAROĞLU BAŞARIR MI?’
Kararsızların % 75’i 18-36 yaş arası gençler olduğu belirtildi. Bu seçmenin en önemli sorunları; işsizlik, ekonomi ve gelecek kaygısı olduğu görülüyor. Kılıçdaroğlu’nu başarılı bulanların oranı %38,7 kısmen başarılı diyenlerin oranı ise 17,2 olduğu ortaya çıktı.
Gezici, “Türkiye’de kadınlar, seçimler için önemli bir potansiyele sahip. Kadınların tutumlarının ne yönde değiştiği, yapılacak seçimlerin sonuçlarının ne olacağına dair de bir fikir veriyor. Öyle ki şuan baktığımızda, kadınlarda dikkate değer bir tutum değişikliğinin yaşandığını görebiliyoruz. Ve bu tutum değişikliğinde esas payı ise ev kadınları oluşturuyor. AKP söz konusu olduğunda, bu partiye daha önce destek veren kadınların yaklaşık % 10 – 15’nin partiden kopmaya başladıklarını görebiliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“KADINLAR MUTLU DEĞİL”
“Örneğin 18 – 34 yaş aralığında yer alan kadınların % 60’ından fazlası hükümetin; ekonomi, eğitim ve istihdam alanlarındaki politikasını başarılı bulmadığını ifade ediyor. Çünkü kadınlara “Ülkede en büyük sorun olarak neyi görüyorsunuz?” diye sorduğumuzda, verdikleri yanıtlar arasında ilk sırayı ekonomi oluşturuyor” diyen Gezici, “İşsizlik, eğitim eşitsizliği, gelecek kaygısı, temel ihtiyaçların karşılanamaması ekonomi ile ilgili yakından bağlantılı sorunlar olarak öne çıkıyor. 34-49 yaş aralığında yer alan kadınlar da benzer bir şekilde ekonomiyi en önemli sorun olarak görüyor ve büyük bir geçim sıkıntısı yaşadıklarını belirtiyorlar. Bu anlamda aslında AKP’ye oy veren kadınların % 54’ü hayatından hiç memnun değil; en önemlisi “mutlu değilim” diyor” dedi.
Murat Gezici, “ülkedeki ekonomik sorunların artması muhalefeti güçlü kılıyor” değerlendirmesinde bulundu.
KADINLAR AKP’DEN KOPUYOR
Gezici, “Türkiye’de kadınlar, seçimler için önemli bir potansiyele sahip. Kadınların tutumlarının ne yönde değiştiği, yapılacak seçimlerin sonuçlarının ne olacağına dair de bir fikir veriyor. Öyle ki şuan baktığımızda, kadınlarda dikkate değer bir tutum değişikliğinin yaşandığını görebiliyoruz. Ve bu tutum değişikliğinde esas payı ise ev kadınları oluşturuyor. AKP söz konusu olduğunda, bu partiye daha önce destek veren kadınların yaklaşık % 10 – 15’nin partiden kopmaya başladıklarını görebiliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Örneğin 18 – 34 yaş aralığında yer alan kadınların % 60’ından fazlası hükümetin; ekonomi, eğitim ve istihdam alanlarındaki politikasını başarılı bulmadığını ifade ediyor.
Çünkü kadınlara “Ülkede en büyük sorun olarak neyi görüyorsunuz?” diye sorduğumuzda, verdikleri yanıtlar arasında ilk sırayı ekonomi oluşturuyor” diyen Gezici, “İşsizlik, eğitim eşitsizliği, gelecek kaygısı, temel ihtiyaçların karşılanamaması ekonomi ile ilgili yakından bağlantılı sorunlar olarak öne çıkıyor.
34-49 yaş aralığında yer alan kadınlar da benzer bir şekilde ekonomiyi en önemli sorun olarak görüyor ve büyük bir geçim sıkıntısı yaşadıklarını belirtiyorlar. Bu anlamda aslında AKP’ye oy veren kadınların % 54’ü hayatından hiç memnun değil; en önemlisi “mutlu değilim” diyor” dedi.
“AKP’DEN KOPAN MÜTEDEYYİN KADINLAR…”
Kadınlar arasında ev kadınlarının önemli bir potansiyeli olduğunu belirten Gezici, “Türkiye’de kendisini ev kadını olarak tanımlayan kadınların oranı %18,5’tir. Bu kadınlar, toplamda 11 milyona tekabül ediyor. Bunların % 60’ı 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhur İttifakı’na oy verdiler. Şuan ise sadece % 48’i bu İttifak’a oy verebileceğini söylüyor. Yani % 22’lik bir kayıp söz konusu. Bu ise 2 Milyon 200 Bin kadına karşılık geliyor. Bu kadınlar, AKP’den kopan kadınları oluşturuyor. Ev kadınları, ekonomide yaşanan sıkıntıları yakından hisseden bir grup. Öyle ki son senelerde mutfak masrafları başta olmak üzere ev içi harcamaların maliyetindeki artış, ev kadınlarının karşı karşıya kaldığı sıkıntıları epey artırdı. Ülke ekonomisinde yaşanan sıkıntı, ev içi ekonomide de kendisini yakından hissettirdi ve ev kadınları, bunun en yakın tanığı oldular” ifadelerini kullandı.
Son anket ile ilgili Gezici şu değerlendirmeleri yaptı:
“AKP’den kopan ev kadınları, kent merkezlerinde yaşayan ve aslında “sonradan ev kadını statüsüne yerleşen” kadınlardır. Aynı zamanda mütedeyyin kadınlardır. Daha geleneksel değerlere bağlı, inançlı, fazla çekingen kadınlar… Bunlar daha genç oldukları ve aktif bir şekilde çalışıyor oldukları bir dönemde (2011 – 2018 ) ekonomik reformlardan dolayı AKP’ye oy verdiler. O zamanlar AKP’den beklentileri çok yüksekti.”
Kadınlar arasında ev kadınlarının önemli bir potansiyeli olduğunu belirten Gezici, “Türkiye’de kendisini ev kadını olarak tanımlayan kadınların oranı %18,5’tir. Bu kadınlar, toplamda 11 milyona tekabül ediyor.
Bunların % 60’ı 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhur İttifakı’na oy verdiler. Şuan ise sadece % 48’i bu İttifak’a oy verebileceğini söylüyor. Yani % 22’lik bir kayıp söz konusu. Bu ise 2 Milyon 200 Bin kadına karşılık geliyor. Bu kadınlar, AKP’den kopan kadınları oluşturuyor.
Ev kadınları, ekonomide yaşanan sıkıntıları yakından hisseden bir grup. Öyle ki son senelerde mutfak masrafları başta olmak üzere ev içi harcamaların maliyetindeki artış, ev kadınlarının karşı karşıya kaldığı sıkıntıları epey artırdı. Ülke ekonomisinde yaşanan sıkıntı, ev içi ekonomide de kendisini yakından hissettirdi ve ev kadınları, bunun en yakın tanığı oldular” ifadelerini kullandı.
AKP’den kopan kadın oylarının CHP’ye gittiği veya kararsızlar statüsünde kaldığı görülüyor.</p><p>Öyle ki “Muhalefetin projelerini dinler misiniz?” diye sorduğumuzda bu kadınların %74,6’sı evet yanıtını veriyor. “Muhalefet ülkeyi daha iyi yönetebilir mi ?”şeklindeki başka bir soruya evet yanıtını verenlerin oranı %48,7. %32,2 ise “belki” yanıtını veriyor. Bu kadınlar artık muhalefete geçmişte oldukları kadar ön yargılı değiller.</p><p>Çünkü CHP’nin 63 yıldır iktidarda olmadığının farkındalar. Bu noktada CHP’li belediyelerden yardımların devam etmesi, mütedeyyin kadın seçmenin CHP’ye eğilimini daha da artıracaktır. Eğer CHP, yerel yönetimlerde yardımların sürmesini sağlarsa, kadınların AKP’den kopmaları devam edecektir.
Bu partinin, Türkiye’yi ekonomik açıdan güçlü bir ülkeye dönüştüreceğine inanıyorlardı ve çocukları için iyi bir gelecek yaratacağını düşünerek, devlet büyüsün, güçlensin diye oy verdiler. Umut için oy verdiler; fakat daha sonra hayalleri olmadı. Fakat beklediklerini bulamadılar.
İşsiz kalıp ev kadını statüsünde yaşamlarını sürdürmeye başladılar. Bu süre içinde aile kurdular, çocukları oldu ve çoğaldılar. 24 ile 43 yaş aralığında yer alan bu kadınlar; bugün işsiz kalan, şiddet gören, geçim sıkıntısı yaşayan, ekonomik özgürlüğü olmayan, başka bir bireye bağımlı hareket eden, mutsuz ve kaygılı kadınlardır.
YÜZDE 65 PARLAMENTER SİSTEMDEN YANA
Kararsız seçmenlerin profiline baktığımızda, %55’nin sabit bir ideolojisini olmadığını görüyoruz. Bu seçmenler kendilerini tek bir kişiye, gruba ya da partiye adamış değillerdir. Kendilerini belli bir grup ile özdeşleştirmemişler.
Toplumsal, kültürel, siyasal değişimleri iyi okuyan ve ona göre yönünü belirlemektedirler. “Yüzer gezer” seçmenlerdir. Dolayısıyla oy verme davranışlarını etkileyen en önemli şey, siyasilerin ya da siyasetin kendi gündelik yaşamları üzerindeki etkisidir. Daha gerçekçidirler diyebiliriz. İdeolojiden ziyade gerçeğe daha çok sahip çıkarlar. Bunun dışında %65’i Parlamenter sistemden yanadır.
Parlamenter demokrasinin, Türkiye gibi farklılıklarıyla barışık olmaktan zorluk çeken ülkelerde önemli bir işlevi yerine getirdiğini ve demokrasiyi beslediğini düşünüyorlar. Ayrıca %92’si ülkenin en büyük sorunu olarak ekonomiyi görüyor. %88’i ise işsizliği en büyük sorun olarak görüyor. Çünkü kararsız seçmenlerin içinde önemli oranda işsizler bulunuyor. Zira %30’unun düzenli bir işi yokken, %40’ı ise işsiz.
YÜZDE 70’İ ERDOĞAN’IN TÜRKİYE’Yİ YÖNETEMEDİĞİNİ SÖYLÜYOR
Güncel tartışmaların, gerçek sorunları geçiştirilmek için çıkartıldığını düşünüyorlar. Hükümetin, ekonomide yaşanan krizi gizlediğini ve bu yönde bir adımlar atmadığını ileri sürüyorlar. Açıklanan paketlerin ise sadece bir algı oyunu olduğunu söylüyorlar.
Çünkü pek çok reform dile getirilmesine rağmen, hayatlarının iyiye gitmediğini, aksine daha da kötü bir hale geldiğini savunuyorlar. Yine kararsız seçmenlerin %70’i Erdoğan’ın ülkeyi yönetemediğini düşünüyor. Geçmişte Erdoğan’ın açıkladığı reform paketlerinin bir heyecan ve umut yarattığını, şimdi ise hiçbir şekilde heyecan uyandırmadığını söylüyorlar.
Yani kararsız seçmenler, siyasi ya da ekonomik adımların sonuçlarını kendi hayatları üzerinden değerlendiren seçmen grubu. Kendi hayatlarındaki olumlu ya da olumsuz seyre göre tutumlarını ve oy verme davranışlarını şekillendiriyorlar. Dahası bu seçmenlerin %62’si HDP’nin kapatılmasından yana değil. Bunun sorunları daha da büyüteceğini düşünüyorlar.
Ayrıca %85 i kendini kaygılı hissederken, %75’i ise mutlu hissetmiyor. Dolayısıyla kararsız seçmenler mutsuz ve kaygılı bir seçmen grubunu oluşturuyor ve bunun baş sebebi olarak da ülke yönetimini görüyorlar.