M.V.:Pandemi sürecinde diğer alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da eşitsizliklerin hat safhaya çıkmış olduğunu ve AKP’nin bu süreçte de sınıfta kaldığını söyleyebiliriz. Eğitim bakanının değişmesi yaşanan sorunların çözüldüğü ya da çözüleceği anlamına gelmez. Biz öğrencilerin dersleri izlemek için gerekli teknolojik donanım ve internetten yoksun olmamızın, içi hurafelerle dolu ders kitaplarına mahkûm edilmemizin, eşitsiz, rekabetçi yarış ortamına sokulmamızın sebebi piyasacı eğitim sistemi ve AKP iktidarıdır. İktidarın eğitim alanındaki kuklası haline dönen Ziya Selçuk görevinden bu yana gericiliği, piyasacılığı ve eşitsizliği giderek arttırarak gençliği daha çok umutsuzluk çemberine sokmuştur. Yerine atanan çift maaşlı Mahmut Özer’in yapacakları ise bunlardan farksız olmayacaktır. Piyasacılığı ve gericiliği kendine görev edinenlerden bir beklentimizin olmadığını açıkça ifade edebiliriz. Baraj puanlarının düşürülmesine gelecek olursak bunun sebebine iktidarın başarısızlığı diyebiliriz. “Gençlere müjde” haberiyle baraj puanlarının düşürüldüğünü söyleyerek gençlerle dalga geçmeye devam ediyorlar. Birçok sıra arkadaşımızın barajı geçememe sebebi eğitimdeki eşitsizliğin değil, bizlerin tembelliğiymiş gibi lanse edilmekte. Bu kararın Devlet Bahçeli’nin barajın düşürülmesini istemesinin hemen ardından duyurulması dikkat edilmesi gereken bir mesele olacaktır. İlkokul, ortaokul ve liselerde olduğu gibi üniversitelerde de gericiliği yaymak onlar için avantaj oldu. Kısacası bu dönemde eğitimde yaşanan ticarileşme ve gericileşme uygulamalarını daha fazla arttırarak yaygınlaştırmaya çalışacaklar fakat ülkenin ilerici ve yurtsever gençleri olarak mücadelemizi sürdürmekten vazgeçmeyecek, Sosyalist Liseliler saflarında sözümüzü söylemeye devam edeceğiz.
Y.B.:Milli eğitim bakanının değiştirilmesi sadece göstermelik bir değişimdir. Eğitimin iyileştirilmesi adına hiçbir adımın atılmayacağına eminiz. Aksine eğitimdeki gericilik ve piyasacılık hız kesmeden devam edecektir. Eğitimdeki sorunlar bakanın değişmesiyle değil sistemin değişmesiyle giderilir. Baraj puanının düşürülmesi de Sosyalist Liseliler Dergisi’nin 29. sayısının kapağında da yazdığı gibi gençliğe verilmiş bir sus payıdır ve bu şekilde liselileri kendilerine daha ılımlı hale getirmeye, içlerindeki öfkeyi bir nebze de olsa azaltmaya çalışıyorlar ama gençlerin iktidarı affetmesi için artık çok geç.
Pandemi sürecinde eğitimin yüz yüze devam etmesine okullar hazır mıydı? Ne gibi önlemler alınmıştı? Açıkçası yüz yüze eğitime geçişte öğrenciler okullarında ne gibi değişiklerle karşılaştı?
M.V.: Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ‘Okullarda gerekli önlemleri aldık’ ifadesini kullansa da yaklaşık bir buçuk yıldır kapalı olan okullar yeterli önlemler alınmadan açıldı. Okullarda temizlik görevlisi ihtiyacının yeterince karşılanmadığını, birçok okulda 50’den fazla öğrenci olduğunu ve hatta kontenjan fazlası olduğu için ikili eğitime geçildiğini gördük. MEB ise okulların yüz yüze eğitime hazır olmasını “maske, mesafe ve hijyen” kurallarına uymak olarak anlamaktadır. Yeterli önlemler alınmadan okulları açarak biz öğrencilerin sağlığını göz ardı etmektedirler. Bunların dışında öğrencilerin temel ihtiyaçlarını karşılaması da zorlaştırılmıştır. Bir tostun dahi 10 TL olduğunu gördük. Her gün bu parayı karşılamak biz emekçi aileler için imkânsızdır. Bizlerin mücadele etmekten başka seçeneğimiz olmadığını görüyoruz.
Y.B.:Yüz yüze eğitime geçilmesi kesinlikle gerekliydi ama okullar kesinlikle hazır değildi. Alınan önlemler sınıflara koyulan içi boş el dezenfektanı kutularından öteye gitmedi. Şuanda ise vaka artışı sebebiyle eğitimin haftanın tümüne seyreltilmesini, sınıflardaki öğrenci sayısının azaltılmasını yeni konuşmaya başladılar. Turizm patronlarının karı için bizim yıllarca çalıştığımız, emek verdiğimiz sınavı bir ileri bir geri alanlardan sağlığımız için önlem almalarını da beklemiyorduk zaten. Alınan temel önlemlerde de , temizlik malzemeleri gibi, tüm maddi yükü bizlere ve velilerimize yıkmak gibi bir planları var. Bunun dışında ise okullarımız aynı şekilde açıldı. Gericilik ve piyasacılık artık hayatın her alanında var. Örneğin laiklik şuan tüm Türkiye’nin sorunudur, öğrencisinden işçisine, ev hanımına, doktoruna…. Liselerde de bize seçmeli ders adı altında zorunlu din dersleri dayatıyorlar. Müfredattan evrim çıkarıldı, matematik ve felsefe dersleri azaltıldı. Bunlara herkes alıştı artık diye düşünülüyor. Gericiliğe alışmayacağız, normalleştirmeyeceğiz. Sosyalist Liseliler, Aydınlanma Okulları’yla, dergisiyle, inancıyla ve azmiyle tüm bu cümle çürümüşlüğe karşı mücadele edecek. Kısacası okullarda değişen pek bir şey yok. Bir şey değişecekse onu da biz değiştireceğiz.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı Kadıköy İskele Meydanı’nda kutlama kararı aldı.
Eğitim İş Bursa Şubesi'nden yapılan açıklamada "Bu tasfiye operasyonunun arkasında kim varsa her biri ile…
Gaziantep'teki işçi direnişinde tutuklanan ve 36 gün cezaevinde tutuklu bırakılan BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen…
Türkiye Komünist Hareket, ölümünün 26.yılında Hüseyin Duman için anma töreni düzenledi.
İBB Basın Danışmanlığı, İBB'ye yönelik soruşturma kapsamında ortaya atılan iddialara yanıt vermeye devam ediyor. Açıklamada,…
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası toplantısında politika faizini yükseltme kararı aldı; 350 baz puan arttırarak yüzde…