Tanıkları ile anlattı: İdlib’den Türkiye'ye 150 dolara IŞİD'ci kaçırılıyor
"Türkiye'ye geçmeye karar verdik. Kaçakçılara 150 dolar verdim. Kamptaki kadınlar 'İslam' kod adlı şahsın telefonunu verdi. Bu kişinin gönderdiği kaçakçı, sorgudan sonra bizi sınıra götürdü. Türkiye'ye geçerken Türk askerleri yakaladı."
Halk TV yazarı İsmail Saymaz, Hatay’ın Altınözü ilçesindeki Suriye sınırında devriye gezen askerler tarafından geçen 9 Eylül’de kaçak şekilde Türkiye’ye girerken yakalanan Uma Manukova’yı köşesine taşıdı. Manukova’nın ifadesine yer köşesinde yer veren Saymaz, “İdlib’den Türkiye’ye 150 dolara IŞİD’ci kaçırılıyor” ifadesini kullandı.
“İstanbul’da IŞİD’ci karşıladı”
Saymaz yazısında, “Hatay’ın Altınözü ilçesindeki Suriye sınırında devriye gezen askerler geçen 9 Eylül’de kaçak şekilde Türkiye’ye giren iki kadını yakaladı. İkisi de Rus vatandaşı: Diana İsabekova ve Uma Manukova. Manukova, 1977’de Dağistan’da doğdu. Dört yıl eczacılık yaptı. Ardından medrese öğretmenliğine yöneldi. 2015 yılında medrese kapatıldı. Aynı yıl Suriye’de bulunan arkadaşı Madina’nın “Buraya gel, İslam Devleti’nde dinini daha rahat yaşarsın” teklifi üzerine bu ülkeye gitmek üzere Dağistan’dan ayrılıp İstanbul’a geldi. Havalimanında onu bir IŞİD’ci karşıladı. Götürüldüğü örgüt evinde beş gün kaldı. Beş günün sonunda bir araca bindirildi. Araçta Rusça konuşan iki kadın vardı. Sürücü de Rusça biliyordu.” bilgisini paylaştı.
Saymaz yazısında şunları kaydetti:
“Derken, Gaziantep’te indiler. Manukova anlatıyor:”Bizi Türkçe konuşan bir erkek karşıladı ve eve götürdü. Evde farklı etnik gruplardan çok insan vardı. İki gün boyunca evdeki insanlar sürekli değişti. İki gün sonra benimle birkaç kişiyi sınıra götürdüler. Problemsiz Suriye’ye geçtik.” Manukova, Membiç’te dul ve bekar kadınların kaldığı eve yerleştirildi. Evde yedi ay kaldı. Hava saldırısı üzerine diğer kadınlarla Rakka’ya götürüldü. Ocak 2016’da Rus Danil Abdullaev ile evlendi. Abdullaev, yaralandığı için sağ tarafı felç olan bir IŞİD’ciydi. Engelli olduğu için 50 dolar maaş ve çocuk yardımı alıyordu. Oğulları Mücahid dünyaya geldi.
Rakka da bombardıman altında kalınca Deyri Zor’a göçtüler. Mart 2019’a kadar PYD baskısından bir köyden diğerine geçerek, yardımlarla geçindiler.
Manokova, devam ediyor: “Eşime bu hayattan bıktığımı, teslim olmak istediğimi söyledim. Kabul etmedi. Eşimi bıraktım ve bir daha hiç görmedim. Teslim olmayı düşünenlerle PYD bölgesine yürüdük.”
Manukova ve oğlu, IŞİD’ci kadınların tutulduğu Hol Kampı’na konuldu. Bu kampta 1 Eylül 2020’ye kadar kaldı. Bir derneğin yardımıyla su tankeri içerisinde İdlib’e kaçarak, Cemiliye’de kampa geldi. Kaçakçıların vasıtasıyla Türkiye’ye geçebileceğini öğrendi. Manokova: “Türkiye’ye geçmeye karar verdik. Kaçakçılara 150 dolar verdim. Kamptaki kadınlar ‘İslam’ kod adlı şahsın telefonunu verdi. Bu kişinin gönderdiği kaçakçı, sorgudan sonra bizi sınıra götürdü. Türkiye’ye geçerken Türk askerleri yakaladı.”
Manukova ifadesinde, altı yıl IŞİD’de kaldığı halde askeri ve dini eğitim almadığını… IŞİD’in yöneticileri ve üyelerinden, mühimmatından, faaliyetlerinden, finans yapısından ve Türkiye’deki eylem hücrelerinden haberdar olmadığını… Selefilik hakkında bilgisinin bulunmadığını… “Dar’ül Harp” nedir, bilmediğini… Türkiye’nin anayasal düzenini benimsediğini anlattı. Yalan söylüyordu. Manukova, oğlu Mücahid ve İsabekova, ülkesine iade edilmek üzere geri gönderme merkezine gönderildi.”