TKH: Afeti piyasacı yönetim değil, toplumcu seçenek yener!
TKH tarafından yapılan açıklamada, "Ülkenin tek yangın söndürme filosuna sahip olduğu bilinen Türk Hava Kurumu’nu kayyım atayarak bilinçli bir biçimde işlevsiz hale getiren ve yangın söndürme uçaklarını kullanmayı beceremeyen AKP iktidarının ilgili bakanları ve siyasi sorumlular yargı önünde hesap vermelidir" ifadeleri kullanıldı.
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) tarafından yapılan basın açıklamasında, “Türkiye’nin ciğerleri olan ormanlar yanarken, “halka çay fırlatmayı” marifet sayan iktidar halkın gerici ve piyasacı anlayışı Türkiye’yi kangren etmektedir. Bu anlayış ile değil afetin yaralarının sarılması, yeni afetlerin önüne dahi geçilemez. Doların yeşilini doğanın yeşiline tercih edenlerin anlayışı sökülüp atılmak zorundadır” denildi.
“Afeti piyasacı yönetim değil, toplumcu seçenek yener!” başlıklı basın açıklamasında, “Partimiz acil adımlar için emekçileri mücadeleye çağırırken bir kez daha kamucu ve planlamacı bir yönetim anlayışının sorunların çözümünde tek seçenek olduğunun altını çizer. Her afet bölgesinde afetle mücadele ve oluşan zararların ortadan kaldırılması için kriz yönetim merkezleri belediyelerin, meslek odalarının ve bölge halkının temsilcilerinin katılımına açılmalı, zarar gören emekçi halkın alınan kararlarda söz sahibi olacak yönetsel mekanizmalar acil olarak kurulmalıdır” ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Türkiye yangın yerine döndü. Ülkenin dört bir yanındaki ormanlar yanarken ve ülkemizin doğusu sel felaketiyle karşı karşıya kalırken AKP iktidarı sadece seyrediyor! Gerekli önlemleri almayan, sadece laf üreten, krizden bile “konut kredisi verme” peşinde olan AKP iktidarı çuvallamıştır.
Türkiye’nin ciğerleri olan ormanlar yanarken, “halka çay fırlatmayı” marifet sayan iktidar halkın yarasına merhem olmuyor, yaraya tuz basıyor.
Gerici ve piyasacı iktidarın anlayışı Türkiye’yi kangren etmektedir. Bu anlayış ile değil afetin yaralarının sarılması, yeni afetlerin önüne dahi geçilemez. Doların yeşilini doğanın yeşiline tercih edenlerin anlayışı sökülüp atılmak zorundadır.
Türkiye’nin dört bir yanında başlayan yangınlar olağan düzenin anlayışlarıyla çözülemez. Afet karşısında toplumcu seçenek ve kamucu anlayış ile sorunların üzerine gitmek gerekmektedir.
Partimiz, tüm işçi sınıfını, emek dostlarını, sendikaları ve kitle örgütlerini bu doğrultuda çalışmaya çağırır. Bugün görev, afet bölgesinde emekçi halkımızla sadece dayanışmayı büyütmek değil, aynı zamanda doğamızı ve yaşamımızı para babalarının ve gericilerin insafına terk etmenin de önüne geçmektir.
Bu amaçla, partimiz aşağıdaki acil adımlar için emekçileri mücadeleye çağırırken bir kez daha kamucu ve planlamacı bir yönetim anlayışının sorunların çözümünde tek seçenek olduğunun altını çizer:
Her afet bölgesinde afetle mücadele ve oluşan zararların ortadan kaldırılması için kriz yönetim merkezleri belediyelerin, meslek odalarının ve bölge halkının temsilcilerinin katılımına açılmalı, zarar gören emekçi halkın alınan kararlarda söz sahibi olacak yönetsel mekanizmalar acil olarak kurulmalıdır.
Afet bölgesi ilan edilen yerlerde halkın ihtiyaç duyduğu konutlar, devlet tarafından ücretsiz bir biçimde yapılmalıdır. Konutlarını kaybeden ya da zarar gören yurttaşların borçlandırılması kabul edilemez.
Afetten zarar gören emekçi köylülerin her türlü zararı kredi aracılığıyla değil, nakden ve ayni bir biçimde devlet tarafından karşılanmalıdır.
Afetten zarar gören emekçi halkın günlük ihtiyaçları ücretsiz sağlanmalı ve pandemi dolayısıyla sağlık tedbirleri acilen alınmalıdır.
Yanan tüm orman bölgelerinin imara açılması kesin olarak yasaklanmalıdır. İmara izin veren her türlü yönetmelik iptal edilmelidir.
Yaşanan afetlerin önlenmesinde, tedbirinde, afet sırasında gerekli adımların atılmasında kusuru ve sorumluluğu bulunan bütün kamu görevlileri yargı önünde hesap vermelidir. Afetlerin önceden kestirilmesi mümkünken, afet öncesi gerekli altyapı ve organizasyon ihtiyacı planlanabilecekken, üstlendikleri kamu yönetiminin görev ve sorumlulukları belliyken, yönettikleri kamu kurumlarını arpalık olarak kullanan, gerekli önlemleri almayan, görev ve yetkileri ile kamu sorumluluğunu yerine getirmeyen ve kamu kaynaklarını ısraf ederek yanlış yere kullanan bütün sorumlular görevden alınmalıdır.
Ülkenin tek yangın söndürme filosuna sahip olduğu bilinen Türk Hava Kurumu’nu kayyım atayarak bilinçli bir biçimde işlevsiz hale getiren ve yangın söndürme uçaklarını kullanmayı beceremeyen AKP iktidarının ilgili bakanları ve siyasi sorumlular yargı önünde hesap vermelidir.
Türk Hava Kurumu’nun başına yerleştirilen kayyım derhal görevden alınmalıdır. Başta başkan olmak üzere kayyım yönetimi yargı önünde hesap vermelidir. Türk Hava Kurumu yeniden yapılandırılmalı, üzerindeki siyasi vesayet son bulmalıdır.
Yangınla mücadelenin ihtiyaç duyduğu yangın söndürme uçakları ve insansız hava araçları dahil olmak üzere tüm teknik donanım, yandaş patronları zengin etmek için ihale ve özelleştirme yoluyla değil, doğrudan kamunun yetki ve mülkiyetinde temin edilmelidir.
İklim değişikliği ve diğer tüm etkenler göz önünde bulundurularak Orman Müdürlüğü yeniden teşkilatlanmalıdır. Acil durumlar için AFAD’ın yetki, sorumluluk ve yükümlülükleri arttırılmalıdır. Acil durumlarda müdahale için yetişmiş personel sayısı artırılmalıdır. Orman yangınları ve afet durumları için hazırlanan acil eylem planları gözden geçirilerek, iklim değişikliğine uygun hale getirilmelidir. Bu konuda AFAD, üniversiteler ve ilgili meslek kuruluşları ortak çalışma yürütmelidir. Afet durumları için hazırlanan acil eylem planları halka açıklanmalıdır.“