TKH MK Üyesi Kurtuluş Kılçer: Bu pisliği temizlemek için büyük mücadele gerekmektedir

Türkiye Komünist Hareketi’nin (TKH) haftalık basın toplantısı TKH MK Üyesi Kurtuluş Kılçer’in katılımıyla gerçekleşti. TKH YouTube kanalı ve Facebook-Twitter hesaplarından canlı olarak yayınlanan basın toplantısında Kılçer, “Anayasanın ikinci maddesinde yazan Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir gitmiş, yerine mafyatik, teokratik ve yağmacı bir şahsım devleti gelmiştir!” diyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“CENGİZ HOLDİNG DOYMUYOR”

Kılçer, İşkencedere’deki köylülerin direnişine değinerek şunları kaydetti:

Cengiz Holding doymuyor, AKP ise Cengiz Holdingi beslemekten bıkmıyor. AKP’li bakan, direnen köylüleri Eğer taş ocağı açmazsak işsiz kalırsınız demekten bile çekinmiyor. Doğanın yıkımına, talana ve yağmaya destek vererek Cengiz Holding için siyasi gücünü kullanan AKP’nin bakanını v e vadileri, akarsuları, ormanları, köyleri için direnen köylülerin değil, patronların yanında yer alan bir zihniyeti halkımızın takdirine bırakıyoruz.

“BAŞKANLIK REJİMİ BUGÜN MEŞRUİYETİNİ YİTİRMİŞTİR”

Kılçer, AKP ve MHP tarafından dayatılan yeni anayasa tartışmasına ilişkin ise şunları kaydetti:

“Başkanlık rejimi bugün meşruiyetini yitirmiştir. Erdoğan tarafından şahsım devletine dönüştürülmüştür. Başkanlık rejimine karşı gelişen toplumsal tepki ve çoğunluk karşısında yeni anayasa diyerek başkanlık rejimini yerleştirmek ve geri dönülmez kılmak AKP ve MHP’nin yeni numarası… AKP ve MHP tarafından gündeme getirilecek anayasaya sinecek ruh gerici ve faşist bir ruhtur. AKP ve MHP tarafından, başkanlık rejimi adıyla, tek adam rejiminin onaylatılmak istenmesi açıktır.”

“EVET ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR DEĞİŞİM GEREKMEKTEDİR”

Kılçer, çete liderlerinin ifşalarına ilişkin ise şunları söyledi:

“Sosyal devletin yerini yoksulluk işsizlik, hayat pahalılığı almıştır. Yoksulluk ve işsizlik acı bir gerçekken ülkemizin bir başka gerçeği ise yağma, yolsuzluk ve dolandırıcılık. Çete ve mafya liderlerinin ülkemizdeki uyuşturucu ticareti konusunda dile getirdiği korkunç iddialar bir tarafa bugün dolandırıcılık ve yolsuzluk AKP’nin bütün vücudunu sarmış durumda. Ticaret Bakanı, kendi bakanlığını, kendi şirketi üzerinden kazıklayacak kadar çürümüş bir düzenle karşı karşıyayız.

Evet yurttaşlar, Anayasanın ikinci maddesinde yazan Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir gitmiş yerine mafyatik, teokratik ve yağmacı bir şahsım devleti gelmiştir!

Evet ülkemizde büyük bir değişim gerekmektedir. Ülkemizde bu pisliği temizlemek için büyük mücadele gerekmektedir. Bu ülkede mafyanın ve çetelerin değil, yağmacıların ve dolandırıcıların değil, yobazların ve diktatörlerin değil emekçi halkın iktidarını kurmak için büyük bir mücadeleye ihtiyaç bulunuyor. Bu mücadelenin adı ise yeni bir Cumhuriyet mücadelesidir!”

“MONTRÖ ANLAŞMASININ BOZULMASI İSTEYEN ABD’DİR”

Kılçer, ABD ve NATO’nun Karadeniz’deki provokasyonlarına ilişkin şunları kaydetti:

“Balkanları ve Doğu Avrupa’yı kapsayan NATO tatbikatına dikkat çekmek istiyoruz. Bu tatbikat, doğrudan ABD emperyalizmin Rusya’ya karşı giriştiği bir tatbikattır. Rusya’nın, ABD ve emperyalizm tarafından kuşatılması için bir gözdağıdır. Bölgemize savaşın ayak sesleri bizzat ABD tarafından bir kez daha getirilmektedir. Daha dün Yugoslavya’yı bombalayan ve parçalayan bunlardı. Irak’ı işgalini, Libya’nın yıkımını unutmadık. Şimdi Rusya ve Çin’e karşı yeni bir emperyalist hamle gündeme getirilmekte, ne yazık ki ülkemiz de bu planlara ortak edilmektedir.

Karadeniz’de ABD savaş gemilerinin varlığını sürekli hale getirmek için Montrö Anlaşmasının bozulması isteyen ABD‘dir. AKP ve MHP de, Kanal İstanbul diyerek aslında emperyalizminin Karadeniz’de kalıcı hale gelmesinin yolunu yapmaktadırlar.”

“İSRAİL DEVLETİ İŞGAL ETTİĞİ TOPRAKLARDAN ÇEKİLMELİDİR”

Kılçer, İsrail’in Filistin’e yönelik artan sadırılarına ilişkin ise şunları söyledi:

“Buradan Filistin halkıyla dayanışma duygularımızı dile getirmek istiyoruz. İsrail tarafından yapılan saldırılarla aralarında çocukların da olduğu 35 Filistinlinin yaşamını yitirmesi İsrail’in işgalci siyasetinin bir sonucu olarak karşımızdadır.

Temel sorun, bir kez daha ifade edersek, İsrail’in işgalci siyaseti, işgal ettiği topraklardan çekilmemesi, işgal ettiği toprakları yerleşime açma siyasetidir. Milyonlarca Filistinlinin mülteciliği pahasına bugün İsrail’in işgalci siyaseti Ortadoğu’da akan kanın ve kanayan yaranın en önemli sebeplerindedir. İsrail Devleti, 1967 öncesi sınırlarına dönmelidir, işgal ettiği topraklardan çekilmelidir.

Kısaca değinmek istediğimiz bir başka konu da siyasal İslamcıların sahte gözyaşları ve Filistin davasına dönük ikiyüzlü tavırlarıdır. ABD emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesinin en önemli amaçlarından birisi İsrail’in güvenliği idi. İşgalci İsrail’in güvenliği için Suriye’nin yıkımına ve parçalanmasına cihatçı çeteler eliyle destek veren AKP başta olmak üzere siyasal İslamcıların bugün Filistin davasına gösterdikleri duyarlılık ya sahtekarlık ya da cehalettir. Filistin davasını sahiplenmek, bölgede emperyalizme hayır demekle mümkündür!”

“FAŞİZME, KAPİTALİZME VE EMPERYALİZME KARŞI MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM!”

Kılçer Büyük Zafer’in 76. Yıldönümüne ilişkin ise şunları kaydetti:

Büyük Zafer’in yıldönümü vesilesiyle, söylemek isteriz ki

Bir burjuva devlet biçimi olan faşizm belasından insanlık komünizm sayesinde kurtulmuştur. Bugün faşizme karşı kutlanacak bir zafer varsa bu zaferin şerefi öncelikle komünizme aittir!

Gerçeği unutturmak isteyenlere karşı faşizme karşı mücadeleyi zafere taşıyanın komünist Sovyetler Birliği ve önderi Stalin olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz! Biliyoruz ki onların Sovyetler Birliği’ne, komünizme ve Stalin’e saldırmalarının temel nedeni onların sevgili Führer’lerini alt etmiş olmalarıdır!

9 Mayıs Faşizme ve Savaşa Karşı Zafer Günü’nün 76. Yıldönümünde bir kez daha faşizme, kapitalizme ve emperyalizme karşı mücadeleyi yükseltelim!

Dün faşizme ve savaşa karşı verilen mücadele ve kazanılan zafer, bugün emperyalizme karşı verilmektedir, verilmelidir!”

Basın toplantısını izlemek için: