"Dün olduğu gibi bugün de Türkiye’de işçi sınıfının iktidarı en acil görevimizdir!"

TKH Mustafa Hayrullahoğlu ve Talip Öztürk’ü andı: "Talip Öztürk’ün, Mustafa Hayrullahoğlu’nun mirasından vazgeçenler oldu. İyi ki komünist mayamızı onların partisinden, onların örgütünden almışız."

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) İstanbul İl Örgütü, TKP İstanbul İl Sekreteri ve Merkez Komite üyesi Mustafa Hayrullahoğlu ve TKP üyesi ve TÖB-DER Başkanı Talip Öztürk’ü mezarları başında andı.

12 Eylül darbesinin ardından 16 Kasım 1982’de gözaltında işkenceye maruz kalan ve daha sonra katledilen TKP İstanbul İl Sekreteri ve Merkez Komite üyesi Mustafa Hayrullahoğlu’nun Kulaksız Mezarlığı’nda bulunan mezarı başındaki anmada konuşan TKH İstanbul İl Sekreteri ve Merkez Komitesi üyesi Kamil Tekerek, “Deniz yoldaşın mücadelesi yılda bir kere buraya gelerek değil, onun mücadelesini ve onun hayallerini gerçekleştirerek anılacaktır. 12 Eylül faşizminin, karanlığının Türkiye’de komünist harekete dönük işlemiş olduğu siyasi cinayetlerden en önemlisinin hayata geçtiği günlerden biridir bugün. Deniz yoldaşın mücadelesi bizim için miheng taşı, direnç sembolü ve işçi sınıfına adanmışlığın tarihidir. Mustafa Hayrullahoğlu yoldaşımıza baktığımızda parti ismini vermeyecek kadar büyük bir kararlılığın yanında İşçi sınıfının iktidar mücadelesini asla satmamayı görüyoruz. Yoldaşlarımızı her sene anacak ve mücadelelerini unutmayacağız, devrimden sonra da biz her yıl burada olacağız.” dedi.

“İYİ Kİ MAYAMIZI ONLARIN PARTİSİNDEN ALMIŞIZ”

Mustafa Hayrullahoğlu anmasından sonra 16 Kasım 1979 tarihinde öğretmenlik yaptığı okulun çıkışında faşistler tarafından katledilen TKP üyesi ve İstanbul TÖB-DER Başkanı Talip Öztürk’ün anmasına geçildi.
Topkapı Mezarlığı’nda, mezarı başında Talip Öztürk anıldı. Anmada konuşan TKH Merkez Komite üyesi Kemal Parlak, “Talip Öztürk, Mustafa Hayrullahoğlu ve bir dizi yoldaşımız tesadüfen öldürülmedi. Bunlar sınıf kavgasının sonuçlarıdır. Temenni etmiyoruz ama bundan sonrasında da komünistlerin, devrimlerin başına gelme ihtimali vardır. Burjuvazi, partimizin ilk kuruluşundan beri yolumuzu kesmeye çalıştı 1921 Ocak ayının sonunda olduğu gibi ama yapamadı. 1970’lerin sonuna baktığımızda kavganın en dorukta olduğunu görüyoruz çünkü Türkiye işçi sınıfı, burjuvazi ile amansız bir mücadele ediyordu. DGM direnişine baktığımızda Talip Öztürk’ün payını çok net görürsünüz. Burjuvazinin saldırılarının yanı sıra Talip Öztürk’ün, Mustafa Hayrullahoğlu’nun mirasından vazgeçenler oldu. İyi ki komünist mayamızı onların partisinden, onların örgütünden almışız.” dedi.

Bugüne bakıldığına amansız bir gericiliğin ve sömürünün bulunduğunu vurgulayan Parlak, “Şimdi ise komünistlere deniliyor ki ‘önce şu gericiliği gönderelim hatta bunun için sermaye ile uzlaşalım, emperyalizm ise sonraki iş’… Talip Öztürk yoldaşımız da diğer yoldaşlarımız da Türkiye işçi sınıfının iktidarı için mücadele etti. Eğer bugün toplum nefessiz bırakılıyorsa bu birilerinin padişah olma hayalleri değil, Türkiye sermaye sınıfının tercihidir. Bizim birinci görevimiz Türkiye’de işçi sınıfının siyasette ağırlığını koymasını sağlamamızdır. İşte o zaman yoldaşlarımızın mücadelesini yaşatmış oluruz. Sermaye sınıfının yanında olan, sermaye sınıfıyla kol kola olanlar gericiliği temizleyemezler. Komünistler emperyalizmle asla ve asla yan yana gelmemeli, sermaye sınıfına karşı kinini yükseltmelidir. Bugün Talip Öztürk’ün ve Mustafa Hayrullahoğlu’nun mücadelesi ancak bu şekilde yükselecektir” ifadelerini kullandı.