TTB, sellerin yol açabileceği 5 ayrı salgına karşı uyardı
TTB açıklamasında, sel bölgelerinde görülebilecek olası salgın riskleriyle ilgili uyarıda bulunuldu, yapılması gerekenler sıralandı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Karadeniz’de yaşanan sellerin ardından bölgede ortaya çıkabilecek olası sağlık sorunlarına ilişkin bilgilendirme açıklaması yaptı.
TTB açıklamasında Karadeniz’de yaşanan sel olaylarında üç ortak noktanın öne çıktığına dikkat çekilerek “Suyla bulaşan Enterotoksijenik E.Coli enfeksiyonları, Şigellozis, Hepatit-A, Leptospirozis, Giardiazis salgınları görülme riski artar. Genellikle sel bölgesinde, sel öncesinde görülen hastalıkların salgın yapma riski bulunmaktadır.” denildi.
“İlki dere yataklarındaki yapılaşma, ikincisi Karadeniz Sahil Yolu’nun oluşturduğu setin derelerin Karadeniz’e ulaşmasına engel olması, üçüncüsü de HES’ler nedeniyle derelerin akış rejiminin bozulmasıdır. Bu üç temel sorun çözüme kavuşturulmadan, bölge halkının can ve mal güvenliğinin sağlanmasının mümkün olmadığını görmekteyiz. HES ve dere yatağında yapılaşmaların, Sinop ve Kastamonu’daki sel felaketlerine de neden olduğu bilinmektedir. Halkımızın can ve mal güvenliğini tehdit eden olağandışı durumlarda koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetleri başta olmak üzere her türlü desteği koşulsuz vereceğimiz; doğayı ve kentlerimizi kâr ve rant hırsı ile talan eden politikalara karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz.” ifadeleri kullanılan açıklamanın devamında, “Seller Ne Tür Sağlık Sorunlarına Yol Açabilir?” başlığı altında şu bilgiler verildi:
“Pek çok olağandışı durumda olduğu gibi sellerde de çevre sağlığı hizmetleri, sağlık hizmetleri yönetiminde önceliğe sahiptir. Her zaman özenle yürütülmesi gereken koruyucu sağlık hizmetleri, sel sonrasında da aksatılmadan sürdürülmelidir. Kastamonu, Bartın ve Sinop’ta yaşanan sel felaketileri, içinde bulunduğumuz COVID-19 pandemi sürecinin bölgedeki yönetimini daha zorlu ve sorunlu hale getirecektir. Bununla ilgili aşılama ve soğuk zincirin aksamaması için ek önlemlerin alınması hayatidir.
Sellerden sonra: Yeterli miktarda sağlıklı su sağlanması ve “atık su zararsız hale getirme” önem kazanmaktadır. Seller, su ve kanalizasyon sistemlerini bozabilmekte ve biyolojik ve kimyasal kontaminasyon oluşturabilmektedir. Katı atıkların ortada bırakılmayarak hızla toplanması önemlidir. Sel suları ile dağılan atıklar kirliliğe sebep olmakta, enfeksiyon riskini artırmaktadır. Sellerden sonra vektör üreme alanları genişlemektedir. Vektör ve kemirici kontrolü önemlidir.
Tüm bu sorunların giderilebilmesi için ivedilikle risk analizi yapılmalı, sel riski olan bölgede, hangi sağlık sorunlarının yaşanabileceği önceden değerlendirilmeli, hastalık/sağlık sorunlarının erken belirlenmesi için düzenli bir bilgi toplama sistemi oluşturulmalı, bunlar toplumla şeffaflıkla paylaşılmalıdır. Selden etkilenen evlerde yaşayanlar her gün ziyaret edilerek sağlık sorunları izlenmeli, günlük temiz su sağlanmalı, klor tabletleri dağıtılmalı, fare ve benzeri kemiricilerin risk durumu değerlendirilmeli, aşılama hizmetleri aksatılmadan sürdürülmeli, özellikle gebe ve çocukların rutin aşıları aksatılmamalıdır. Sel sırasında toprak, çamur, vb. ile kirlenmiş, derin yarası olanların tetanos bağışıklaması yapılmalıdır.
Geçici yerleşim yerlerinde ve benzer kalabalık ortamlarda, hava yoluyla bulaşan hastalıkların hızla yayıldığını unutmamak gerekir. Hava yolu ile bulaşan hastalıklar, kendi evlerinde yaşayan insanlar için de sorun oluşturur. COVID-19 pandemisi sürecinde olduğumuzu unutmadan, uygun maske, mesafe ve temizlik kurallarına dikkat etmemiz gereklidir.
Yaşanan travmaların psikolojik etkileri için de hızla destek mekanizmaları kurulmalıdır.
Selin Yol Açabileceği Sorunlar Açısından Nelere Dikkat Etmeliyiz?
– Özel bir eğitim ve beceriniz yoksa kurtarma ve temizleme çalışmalarını zorlaştırabileceğinizi ve hayatınızı tehlikeye atabileceğinizi unutmayarak sel alanlarından uzak durunuz.
– Kaynağını bilmediğiniz suyu kullanmayınız. İçilebilir özellikte olduğundan emin olmadığınız suları içmeyiniz. Sadece şişe suyu ya da önceden depoladığınız hazır gıdaları ve temiz suyu tüketiniz.
– Dizinizi geçen suya girmeyiniz. Kopmuş elektrik tellerinden uzak durun ve ilgili yerlere bildiriniz. Sele bağlı ölümlerin önemli bir kısmı elektrik çarpması sonucu görülür.
– Su birikintilerine kimyasal madde ya da kanalizasyon karışmış olabileceğini göz önünde bulundurarak; çocukların su birikintilerinde oynamasına izin vermeyiniz.
– Elektrikli aletlere dokunmayınız, ıslak bölgelerde elektrikli alet kullanmayınız.
– Selden etkilenen binalarda el feneri kullanınız; yanıcı, patlayıcı madde riskine karşı kibrit, çakmak kullanmaktan kaçınınız.
– Sel suyu ile bulaşmış olması olası taze sebze, meyve ve yiyecekleri yemeyiniz.
– Sağlıklı olmayan suları diş fırçalama, tabak yıkama, yemek yapmak ve buz elde etmek amacıyla kullanmayınız.
– Sel sularının derinize temas etmesini engellemeye çalışınız.
– Vücudunuzda bulunan açık yaralar sel suları ile temas ederse, bu bölgeyi temiz su ile yıkayınız ve bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
– Sel sularına kanalizasyon karışmışsa, evin temizlenmesinde 9 ölçü suya 1 ölçü çamaşır suyu katılmış suları kullanınız. Temizleme sırasında lastik eldiven ve bot giyiniz.
Sel ile Bulaşıcı/Salgın Hastalık İlişkisi
“Doğa nedenli olağandışı durumlar” arasında en çok bulaşıcı hastalık görüleni sellerdir. Su şebekeleri ve arıtma sistemlerinin hasar görmesi; kanalizasyon taşmaları; kontamine gıda, su ve eşyalarla bulaşan enfeksiyöz hastalıkların daha çok ortaya çıkması başlıca nedenlerdir.
1. dönem: İlk üç gün, bulaşıcı/salgın hastalık pek görülmez.
2. dönem: Dördüncü günden dördüncü haftaya kadar olan bölümdür. Bulaşıcı hastalıkların görülmesi riski vardır.
3. dönem: Dördüncü haftadan sonrasıdır. Kuluçka süresi uzun olan hastalıkların bu dönemde görülme riski vardır.
Hangi Hastalıklar Görülür?
Öncelikle COVID-19 pandemisi sürecinde olduğumuzu unutmamalıyız.
Su ve besin kaynaklı ishalli hastalıkların ortaya çıkma riski bulunmaktadır. Burada temel etken, su, kanalizasyon altyapılarının zarar görmesi, özellikle de sağlıklı içme ve kullanma suyu sağlanmasında görülen aksaklıklardır.
Bir başka temel etmen, vektör üreme alanlarının artmasıdır. Vektör ve kemiricilerin kontrolü önemlidir. Olağan koşullarda vektörle bulaşan hastalıkların sağlık riskleri oluşturduğu bölgelerde olağandışı durumlar sonrasında vektör üreme alanlarında genişleme ve insan vektör ilişkisinde artış görülmesi, buna bağlı olarak vektörlerle bulaşan hastalıkların çoğalması beklenir.
Suyla bulaşan Enterotoksijenik E.Coli enfeksiyonları, Şigellozis, Hepatit-A, Leptospirozis, Giardiazis salgınları görülme riski artar. Genellikle sel bölgesinde, sel öncesinde görülen hastalıkların salgın yapma riski bulunmaktadır.
Sivrisinek üreme alanlarında bir artış olması, bölgede sel öncesinde varsa sıtma olgularının artmasına neden olabilir.
Suların içindeki sıvı ve katı atıkların cilde temas etmesi sonucu deri enfeksiyonlarının da artma riski vardır.
Neler Yapılabilir?
1. En önemli ihtiyaç, sudur. Sel bölgesindekilere, günlük ihtiyacı kadar temiz su sağlanmalıdır. Su dezenfeksiyonu için en kolay ve en hızlı etki gösteren yöntem klor uygulamasıdır. Suların sürekli dezenfeksiyonu sağlanmalı, sağlıklı olmayan sular için, evlere gerekirse klor tabletleri dağıtılmalıdır.
2. Sel riski olan bölgede, hangi sağlık sorunlarının yaşanabileceği önceden değerlendirilmeli; sürekli gözlenmeli birinci basamak sağlık hizmetleri aksatılmamalıdır.
3. Düzenli bir bilgi toplama sistemine sahip olmak ve toplumla paylaşmak kritiktir. Yoksa, oluşturulmalıdır. Bu salt bürokratik bir işlem olarak kabul edilmemelidir; bununla, olası hastalıkların/sağlık sorunlarının erken belirlenmesi ve zamanında müdahalesi mümkün hale gelir.
4. Selden etkilenen evlerde yaşayanlar her gün ziyaret edilerek, sağlık sorunları izlenmelidir.
5. Selden etkileneler ve yardım ekipleri kaynağını bilmediği suları kullanmamaları yönünde uyarılmalıdır. Sel sularıyla temasın önlenmesiyle ilgili eğitim yapılmalı, bu durumla karşılaşanların ciltlerini sabunlu suyla yıkaması önerilmelidir.
6. Kısa sürede, vektör kontrol önlemleri alınmalıdır. Sıtma için, bu çok önemlidir. Kemiricilerin risk durumu da değerlendirilmelidir.
7. Aşılama hizmetleri aksatılmadan sürdürülmelidir. Özellikle COVID-19; gebe ve çocukların rutin aşıları aksatılmamalıdır. Sel sırasında toprak, çamur, vb. ile kirlenmiş, derin yarası olanların tetanos bağışıklaması yapılmalıdır.