Türk Tabipleri Birliği (TTB), “Sağlıkta Dönüşüm Projesi” kapsamında 2011 yılında kapatılan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün yeniden açılması ve aşıda dışa bağımlılığın yerine yeniden toplumsal bir aşı politikasının belirlenmesi amacıyla bir basın açıklaması düzenledi.
Toplantıya TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut ve Merkez Konsey üyesi Doç. Dr. Deniz Erdoğdu ile tabip odalarının yöneticileri katıldı.
“Refik Saydam Hıfzıssıhha Kurumu bağımsız yapısıyla yeniden açılmalıdır” denilen açıklamada, “İktidarın 2002 yılından itibaren uyguladığı ‘Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin sağlıkta yıkıcı etkisinin sonucu olarak, 100 yıldan daha fazla tarihi geçmişleri olan Ankara ve İstanbul’da eğitim veren ve toplumun sağlığına hizmet eden köklü hastaneler, şehir-şirket hastanelerinin rantı uğruna kapatılmıştır. Bu olumsuzluklardan birisi de süreçte atıl hale getirilen Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün 2011 yılında tümüyle ortadan kaldırılmasıdır. Bunun sonucu olarak toplumsal aşı politikamız ve aşı üretimimiz büyük ölçüde ortadan kalkmış, tamamen dışa bağımlı bir duruma dönüşmüştür” ifadeleri yer aldı.
Sağlık Bakanlığı’nın 2021 yılı bütçesinde aşı çalışmalarına ayrı bir bütçe ayrılmadığına da vurgu yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Pandemi sürecinin yönetilemediği açıktır. Şimdi aynı sorun aşıda yaşanmaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından sadece tek bir firma ile anlaşma yapılmış, getirileceği iddia edilen 50 milyon aşı sadece 25 milyon vatandaşımız için yeterli olacakken, bu miktarda aşının gelip gelmeyeceği ve gelirse kalan 58 milyon vatandaşımızın aşı olup olmayacağı veya nasıl olacağı da belli değildir. Dünyada birçok ülke farklı firmalardan ve nüfuslarından daha fazla aşı temin etmişken Türkiye aşı temin eden ülkeler arasında ne yazık ki 53. sıradadır. Bu durumun ileride aşı karaborsası oluşturma riski de mevcuttur. Tüm bunların önüne geçilebilmesi için aşı konusunda tam şeffaf bir politika izlenmelidir.”
Pandemide yaşadığımız bu zorlukları bir daha yaşamamak için yabancı sermayeye bağımlı olmadan kendi aşımızı kendimiz üretebilmeliyiz. Ülkemizin yıllarca aşı ihtiyacını karşılamış olan Refik Saydam Hıfzıssıhha Kurumu gerekli donanım sağlanarak tekrar açılmalıdır” denilen açıklamada Sağlık Bakanlığı’na Kovid-19 aşılarıyla ilgili de şu sorular yöneltildi:
”Aşı firmaları ile yapılan anlaşmalar basınla ve toplumla paylaşılacak mıdır?
Aşılar doğrudan firmadan mı alınmıştır, yoksa aracı firma var mıdır?
Aşılar kaç parti halinde, ne zaman gelecektir?
Aşıların geliş aralıkları ne kadar sürededir?
Aşılar ne zaman yapılmaya başlanacaktır?
Aşıların kimlere ne zaman yapılacağı programı var mıdır?
Aşıların saklanması için yeterli hazırlıklar yapılmış mıdır?
Aşıların dağıtımı nasıl yapılacaktır?
Aşı merkezleri kurulacak mıdır?
Günlük ne kadar doz aşılama yapılacaktır?
Aşılar nerelerde yapılacaktır?
Aşılar gelinceye kadar saklanma koşulları Çin Sağlık Bakanlığı veya ülkemiz Sağlık Bakanlığı tarafından mı sağlanacaktır?”
ABD'li Senatör Lindsey Graham, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma…
Kadına yönelik şiddeti tek başına biyolojik bir mesele olarak erkek saldırganlığıyla açıklamak en hafif tabirle…
Bu düzen çürümüştür. Şimdi bu çürümüş düzeni yeni anayasa ile tescillemek istiyorlar. Medeni kanunu tartışmaya…
Yenidoğan davası, duruşmanın altıncı gününde devam ediyor. Örgüt lideri olmakla suçlanan Dr. Fırat Sarı savunma…
NNA’daki habere göre “Kurtarma ekipleri, düşman savaş uçaklarının bir konut binasını hedef aldığı ve çok…
Türkiye Komünist Hareketi Tunceli İl Örgütü ,Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum atanması üzerine bir açıklama…