Reklam
Kategoriler: İç Açı

TTB’den Boğaziçi açıklaması: İşkence, darp, taciz, aşağılama gözaltı aracında, hastanede de devam etti

Reklam

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Boğaziçi eylemlerinde yaşananlar ilişkin “Demokratik haklarını kullanan yurttaşlara yönelik uygulamalar kabul edilemez” başlığıyla bir basın açıklaması yaptı.

Açıklamada, “Haklı tepkilerini dile getiren yurttaşların yanında olduğumuzu, yapılan kötü uygulamaların takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiririz” ifadesi kullanıldı.

TTB’nin açıklamasında, Covid-19 pandemi süreci boyunca şeffaf olmayan, toplum katılımını önemsemeyen ve salgına ilişkin güven veren bir yönetim biçimi sergilenmediği de hatırlatılarak, “Yapılmak istenen tüm barışçıl demokratik gösteriler emniyet güçleri tarafından pandemi koşulları gerekçe gösterilerek engellenmektedir. Bu tutum aslında esas nedenin pandemi koşulları olmadığını, en barışçıl ve demokratik yöntemlerle hak ve taleplerini duyurmak isteyen yurttaşların haklarının gasp edilmek ve engellenmek istendiğini göstermektedir” ifadelerine yer verildi.

KÖTÜ MUAMELE HASTANEDE DEVAM ETTİ

“Yapılan etkinliklerin kriminalize edildiği, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde kolluk kuvvetlerinin öğrencilere karşı ölçüsüz, orantısız güç kullandığı kamuoyuna yansımıştır” denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“En son 2 Şubat 2021 tarihinde Ankara ve İstanbul’da yapılan protesto gösterilerinde kolluk güçleri basın açıklaması yapılmasına dahi izin vermeyerek daha toplanma aşamasında biber gazı da kullanarak gruba müdahale etmiş, bu esnada yere düşen öğrenciler polislerce tekmelenmiş, yerlerde sürüklenmiş, ters kelepçe takılmış ve gözaltına alınmışlardır. Emniyet güçleri tarafından gerçekleştirilen bu işkence ve gözaltılar kabul edilemez. İşkence, darp, taciz, aşağılama gibi tüm kötü muamele uygulamaları gözaltına aracında, hastanede de devam etmiş, saatlerce ters kelepçe takılı şekilde bekletilmişlerdir.

TTB tarafında yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

“COVID-19 pandemi süreci boyunca şeffaf olmayan, toplum katılımını önemsemeyen ve salgına ilişkin güven vermeyen bir yönetim biçimi sergilenmiştir. Siyasal iktidar etkisi devam eden ve henüz birinci dalganın dahi bastırılamadığı koşullarda binlerce kişinin bir araya gelmesini teşvik ederken, siyasal çalışmalarını sürdürürken; yapılmak istenen tüm barışçıl demokratik gösteriler emniyet güçleri tarafından pandemi koşulları gerekçe gösterilerek engellenmektedir. Bu tutum aslında esas nedenin pandemi koşulları olmadığını, en barışçıl ve demokratik yöntemlerle hak ve taleplerini duyurmak isteyen yurttaşların haklarının gasp edilmek ve engellenmek istendiğini göstermektedir.

Bilindiği gibi ülkemizde üniversitelerin özerkliğine müdahale edilerek, liyakat önemsenmeden ve kurumların özgünlükleri dikkate alınmadan antidemokratik bir biçimde Cumhurbaşkanlığı tarafından rektör atamaları yapılmaktadır. Boğaziçi Üniversitesi’ne de bilindik yöntemlerle rektör atanması başta üniversite öğrencileri ve öğretim üyeleri olmak üzere demokratik duyarlılığı olan tüm kamuoyu tarafından haklı bir tepki ile karşılanmıştır. Bu antidemokratik uygulamaya karşı ulusal ve uluslararası yasa ve sözleşmelerce güvence altına alınmış demokratik itirazlarını ve rektörün demokratik yöntemlerle seçilmesi gibi haklı taleplerini tamamıyla barışçıl yöntemlerle ifade etmektedirler.

Yapılan etkinliklerin kriminalize edildiği, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde kolluk kuvvetlerinin öğrencilere karşı ölçüsüz, orantısız güç kullandığı kamuoyuna yansımıştır. En son 2 Şubat 2021 tarihinde Ankara ve İstanbul’da yapılan protesto gösterilerinde kolluk güçleri basın açıklaması yapılmasına dahi izin vermeyerek daha toplanma aşamasında biber gazı da kullanarak gruba müdahale etmiş, bu esnada yere düşen öğrenciler polislerce tekmelenmiş, yerlerde sürüklenmiş, ters kelepçe takılmış ve gözaltına alınmışlardır. Emniyet güçleri tarafından gerçekleştirilen bu işkence ve gözaltılar kabul edilemez. İşkence, darp, taciz, aşağılama vb. tüm uygulamalar gözaltı aracında, hastanede de devam etmiş, Saatlerce ters kelepçe takılı şeklide bekletilmişlerdir.

Taleplerini duyurmaya çalışan yurttaşların demokratik ve barışçıl yöntemlerle yapmak istedikleri gösterileri bastırma biçimi olarak; kaba dayak, yerlerde sürükleme, tekmeleme, ters kelepçe kullanma, taciz, aşağılama, kriminalize etme, pandemi koşullarında kalabalık bir biçimde hastane ve emniyet müdürlüğüne götürme, hastane muayenesinde yapılan etik ihlaller gibi tüm işkence yöntemleri insanlık onuruna aykırıdır ve kabul edilemez.

Haklı tepkilerini dile getiren yurttaşların yanında olduğumuzu, yapılan kötü uygulamaların takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiririz.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi”

Bu haber en son değiştirildi 3 Şubat 2021 16:58 16:58

Reklam

Önceki Haberler

Laiklik ilkesinin Anayasa’ya girişinin 88. yılında Laiklik Meclisi’nden dikkat çeken açıklama

Laiklik Meclisi'nden yapılan açıklamada "Başta siyasi iktidarın en tepesindeki ağız olmak üzere, siyaset ve devlet…

5 Şubat 2025 14:29

İzmir’de işten çıkarılan belediye işçileri direnişlerinin üçüncü gününde

İzBB’de gerekçe gösterilmeden işten çıkarılan 163 işçinin işe dönmek için verdikleri 3 gündür sürüyor. İşçiler,…

5 Şubat 2025 14:06

Ali Yerlikaya görevden alınacak iddiası

Kongreye sayılı günler kala Ankara kulislerinde AKP’de değişim sinyalleri konuşuluyor. Buna göre, İçişleri Bakanı Ali…

5 Şubat 2025 13:56

Yerlikaya “En fazla 10 günde bitiririz demişti”: 2 hafta geçti, sonuç yok

Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği yangın faciasına ilişkin…

5 Şubat 2025 12:47

Ermenistan Başbakanı Paşinyan: Türkiye’yle ortak anlayışa sahibiz

Ermenistan Başbakan'ı Paşinyan, Ermenistan'ın Türkiye'yle temas kurma konusunda hiçbir engelle karşılaşmadığını ve iki ülkenin atılacak…

5 Şubat 2025 12:40

CIA’den çalışanlarına ‘istifa edin tazminatınızı alın’ önerisi

ABD Merkezî İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) tüm çalışanlarına istifa ederek 8 aylık tazminatını almayı önerdiği belirtildi.

5 Şubat 2025 12:31
Reklam