Ünal'dan HDP açıklaması: Siyaset değil yargı karar verecek
Ünal, "Bu meseleyi siyasallaştırmak isteyenler meselenin hukuki tarafını perdelemek istiyorlar. Bugüne kadar rahat bir şekilde PKK'ya katılanlar, buna CHP'liler de dahil olmak üzere, Türkiye'den yana ve demokratik toplumdan yana tavır almak zorundalar" dedi.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Kanal 7’de katıldığı canlı yayında, HDP’nin kapatılma davasına ilişkin, “Burada siyaseti ayrı bir yerde tutmak gerekiyor, yargıyı ayrı bir yerde tutmak gerekiyor” dedi.
Birilerinin ısrarla siyasetle yargı arasında ilişki varmış algısı oluşturmaya çalıştıklarını vurgulayan Ünal, geçmişte böyle bir ilişkinin bulunduğunu ancak bugün yargının kendi içinde bağımsız, Türk milleti adına karar veren bir konumda olduğunu bildirdi.
HDP’nin kapatılma davasıyla ilgili çeşitli kamuoyu araştırmalarının yapıldığını anlatan Ünal, anketlerin birinde “HDP kapatılsın mı?” sorusuna olumlu yanıt verenlerin oranının yüzde 66 olarak açıklandığını aktardı.
Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Toplumda böyle bir hassasiyet varsa siyasetin bunu dile getirmesi ve siyasetçinin bu siyasi partiye ‘Terörle arana mesafe koy’ demesi siyaseten sakıncalı bir şey midir? Vatandaşlarımızın da vicdanına soruyorum. Yani bizlerin, HDP’ye ‘Terörle arana mesafe koy, senin bu yaptığın hukuksuzluktur’ dememiz suç mudur? Yine ‘demokratik siyaset demek terörden ve şiddetten arındırılmış siyaset demektir, HDP’nin yaptığı demokratik siyaset değildir’ diyoruz. Biz HDP ile AK Parti olarak bir dönem görüştük, fakat biz, HDP ile seçim ittifakı yapmadık. Biz, HDP ile terörü bitirmek ve HDP’nin terörle arasına mesafe koymasını sağlamak, demokratik siyasetin zeminini güçlendirmek için görüştük. Ama bugün CHP’ye ve diğer partilere baktığınız zaman açıktan HDP ile seçim ittifakı yapıyorlar, dönüp HDP’ye ‘Terörle arana mesafe koy’ demiyorlar.”
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Anayasa Mahkemesi’ne bu siyasi partinin terörle ilişkisinin araştırılması yönünde bir dava açtığını hatırlatan Ünal, “Davanın açılmasına bir dahliniz oldu mu?” sorusu üzerine, “Davanın açılmasına siyasetin nasıl bir dahli olabilir? Siyaset konuşur, toplumsal hassasiyetleri dile getirir” yanıtını verdi.
İspanya’daki Batasuna Partisi’nin kapatılmasına ilişkin süreci aktaran Ünal, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de dava sonucunda ‘demokratik toplum yapısına zarar verecek hareketlerde bulunduğu’ gerekçesiyle bu partinin kapatılmasını onayladığını anımsattı.
Ünal, “Şimdi HDP meselesinde HDP’nin kapatılıp kapatılmayacağının cevabını siyaset değil yargı verecek. Burada bu meseleyi siyasallaştırmak isteyenler, siyasal bir zeminde tartışmak isteyenler, meselenin hukuki tarafını perdelemek istiyorlar. Bugüne kadar rahat bir şekilde PKK’ya, PKK’nın eylemlerine, PKK’nın cenazelerine katılanlar, buna CHP’liler de dahil olmak üzere, Türkiye’den yana ve demokratik toplumdan yana tavır almak zorundalar” diye konuştu.
Konuya ilişkin eleştiriler arasında 90’lı yıllara dönüldüğüne yönelik ifadelerin de yer aldığının hatırlatılması üzerine Ünal, Refah Partisi ve Fazilet Partisi’nin kapatılmasıyla ilgili iddianamelerde terör, silah, şiddet, demokratik toplumu tehdit anlamında bir şey bulunmadığını vurguladı.
Merve Kavakcı’nın Meclis’te maruz kaldığı muamele ve milletvekilliğinin düşürülmesinde de bunların bulunmadığını anlatan Ünal, “Bugün hepimizin kabul ettiği bir şey var ki başörtüsü bir temel insan hakkıdır. O gün temel insan hakkını yasaklayanlar ‘Bunu neden yasaklıyorsunuz’ diye sorduğumuzda ne diyorlardı? ‘Devletin kuralları var’ diyorlardı. O gün ‘Devletin kuralları var’ diyenler bugün neden ‘Teröre ve teröriste karşı devletin kuralları var’ demiyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
‘Katil PKK’ diyemeyenlerin, bugün ‘Katil polis’ ifadesini kullandıklarını söyleyen Ünal, “Türkiye 90’lara falan dönmüyor. 90’ları da biliyoruz, bugünleri de biliyoruz, bugün ‘Türkiye 90’lara dönüyor’ diyenler, 90’ların özlemini çekenlerdir” dedi.