Yetmez ama evetçiler günah çıkarmaya çalışıyor: Kullanışlı aptallık olarak...

College de France'da "Batı karşısında Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye" konulu panele katılan 'yetmez ama evetçi" Orhan Pamuk, Nilüfer Göle, Edhem Eldem, Seyfettin Gürsel ve Ahmet İnsel, yetmez ama evet dediğiniz için pişman mısınız sorusunu cevaplamaya çalıştı.

Yetmez ama evetçiler günah çıkarmaya çalışıyor: Kullanışlı aptallık olarak...

Fransa’nın başkanti Paris’te bulanan College de France’da “Batı karşısında Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye” konulu panele katılan ‘yeetmez ama evetçi’ Orhan Pamuk, Nilüfer Göle, Edhem Eldem, Seyfettin Gürsel ve Ahmet İnsel, “2010 yılında Anayasa referandumuna ‘Yetmez ama evet!’ deyip oy vererek, Türkiye’nin bu günlere gelmesine katkı yaptınız. Pişman mısınız?” sorusunu yanıtlamak zorunda kaldı.

“YANILDIK”

Nilüfer Göle uzun yanıtında, “Tam bir coşku içindeydik, naif bir şekilde Türkiye’nin batılılaşacağına inandık” dedi. Edhem Eldem, “Bizi “kullanışlı aptallar” olmakla itham ettiler ve batı gözünde bu rejimi meşru kılmakla suçladılar. Ancak biz gerçekten bir şeyleri değiştireceğimize inandık” dedi.

Göle, uzun süre toplumun bir kesimi tarafından sert eleştirilen ve Lenin’in bir tanımlamasından yola çıkarak, “İslamcı hükümetin yerleşmesine olanak ve meşruiyet sağlayan faydalı aptallar” olarak suçlandıkları o dönemi şöyle anlattı:

“Cesaret ve naiflik içinde, samimiyetle, İslam’ı parlamenter sistem içine alabileceğimize inandık. Türkiye’de laikliğe inanabilirdik, entegre olmuş yaşanan bir ilkeydi laiklik. Kürt sorunu, Ermeni soykırımı gibi ele alması zor konuları konuşmaya başladığımıza inanıyorduk. Peki ne oldu da biz, neden artık Türkiye ve Avrupa arasında aracı durumda değiliz? Neden iki ülke arasında halı serilen o yol yok artık? Bu arabuluculuk bugün kayboldu. Bu bizim isteğimizle olmadı. Kovulduk, sürgün edildik, suçlandık, Neden böyle oldu, neden her şey tersine döndü? Bunu yeterince konuşmadık. Buna hala yanıtım yok.”

 

“ACI ÇEKMEDEN DEMOKRATİKLEŞECEĞİZ ZANNETTİK”

Seyfettin Gürsel de “AB’ye girerek, acı çekmeden, hızlı bir şekilde demokratikleşeceğimize inandık. Ama yanıldık” diye konuştu.

KULLANIŞLI APTALLAR

Edhem Eldem de “Genelde Berlin duvarının yıkılmasıyla beraber, dünyada bir coşku ortamı vardı. AB üyeliği de bizim için coşkulu bir gelişmeydi. Bana göre, Nilüfer’in de söz ettiği problem, bizi ‘kullanışlı aptallar’ diye tanımladıkları söylem. Yani Erdoğan’a Avrupa nezdinde meşruiyet ve görünürlük kazandırmakla suçlandık. Bu söyleme göre, Erdoğan, kuzu postuna bürünmüş kurt idi. Ve onun nihai hedefi toplumun İslamlaştırılmasıydı. Bugün elbette bu yönde birtakım dokunuşlar var ama asıl problem İslam değil, demokratikleşme sorunu, otoriterlik sorunu. Ve bunun kökleri Osmanlı’nın son 10 yılına kadar uzanan bir otoriterlik geleneğine kadar uzanıyor. İslam, Erdoğan’ın kendisini Kemalizm’den uzaklaştırmak için kullandığı bir araçtır” dedi.