24 Mart 1978’de katledilen yurtsever Savcı Doğan Öz, ölümünün 43. yılında Yargıçlar Sendikası, Avukatlar Sendikası ve Hukuk Defterleri dergisi tarafından düzenlenen etkinlikle anıldı.
Sunuculuğunu Hukuk Defterleri Dergisi yazarlarından Ar. Gör. Akasya Kansu’nun yaptığı programda ‘Reformlar ve Gerçekler’ başlığı ele alındı.
“Savcı Doğan Öz’ü Vurdular” kitabının da yazarı olan gazeteci Berivan Tapan yaptığı açılış konuşmasında Doğan Öz cinayetinin yargısal sürecine değinerek “İbrahim Çiftçi’nin yargılanmasına ilişkin mahkemede yaşananlar hukuk skandalıydı. 4 kere idam kararı veriliyor ve en son mahkemenin verdiği gerekçeli kararda İbrahim Çiftçi’nin cinayeti işlediğine emin olmamıza rağmen beraat ettirmek zorundayız diyor. Çiftçi cezaevinden çıktıktan sonra devletten ihaleler alıyor. Son olarak ise MHP’nin MYK’sına seçildiğini gördük.” sözlerine yer verdi. Tapan, daha sonra gündemdeki İnsan Hakları Eylem Planı ve yeni Anayasa konularına ilişkin değerlendirmeleri aktararak sözü Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz’a bıraktı.
Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı’na değinerek “Bu belge baştan sona Türkiye’deki sorunların ikrarıdır. Ne varsa o sorunun giderilmesine ilişkin bir şeyler söylemişler ama yöntemin doğru bir yöntem olduğunu düşünmüyorum. Anayasa’yı uygulama arzusu olmayan bir iktidarın kendi yaptığı Anayasa’yı da uygulama arzusu olacağına inanmak zor ve zaten bu hükümet sistemini de kendileri çıkardılar. Türkiye için yeni bir Anayasa önerir miyim? Evet, hükümet sistemini değiştirmek ve yargıyı tarafsız ve bağımsız hale getirmek için yeni bir Anayasayı şiddetle öneririm. 19 defa değiştirilmiş ve iç tutarlılığı gitmiş bir Anayasa. İç tutarlılığının yitirildiği noktalar da yine hükümet sistemi ile ilgili. Ancak bu meselelerin giderilmesi Türkiye’yi daha iyi, daha özgür, daha medeni bir ülke haline getirmeyecek. Daha otoriter, daha totaliter bir rejime ve belki de sandığa artık ihtiyaç duymayacak bir otoriterizme savurmayı amaçlıyor olabilir ancak diye düşünüyorum. Türkiye’nin yeni Anayasa yapmak için uygun bir koşulu da yok. Bizi gerçek bir demokrasiye götürecek Anayasa yapım yöntemi, Türkiye demokrasiye döndükten sonra olabilir. Mevcut rejimin hayatta kalabilmesi ise böyle bir şeyin olmamasına bağlıdır. Dolayısıyla bu amacı taşıyor olamazlar.” ifadelerine yer verdi.
Özsoy’un ardından sözü Yargıçlar Sendikası Genel Sekreteri Yargıç Enver Kumbasar devralarak geçmişte Doğan Öz gibi katledilen aydınlara değindi. Ardından yargı reformuna ilişkin konuşan Kumbasar, “Reformlara ilişkin bazı ilkeler hedefler açıklandı. Metne baktığımızda amaçlananların büyük çoğunluğu ‘aman ne güzel!’ denilecek nitelikte olduğunu görüyorsunuz ve bunlara katılmak istiyorsunuz, ama gerçekler böyle mi? Bunların açıklanmasının ertesindeki günlerde ülkede yaşananlara şöyle bir göz atalım; Boğaziçi öğrencilerine hukuken yapılanlar, gözaltına alınanlar, tutuklananlar, arkasından HDP’nin kapatılması, Gergerlioğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması, yapılan eylemlerde kolluğun sert ve hukuk ihlali niteliğindeki müdahaleleri, en son İstanbul Sözleşmesi’nin feshi, Anayasa Mahkemesi, AİHM kararlarına uymayan yerel mahkemeler. Bütün bunlar yargı reformu ya da İnsan Hakları Eylem Planı açıklandıktan hemen sonra yapılıyor ve bu tür muameleler sürüyor. O zaman bu planların neyi amaçladığı sorusu tabi ki de kamuoyunda tartışılıyor. Ama hukuken de burada sıkıntılar yaşanıyor. Bu metinleri açıklamak uygulamada gerçekten adil demokratik insan haklarına dayalı bir hukuk düzeninin uygulanması sonucunu doğuruyor mu? Doğurmadığını maalesef görüyoruz.” açıklamalarında bulundu. Son olarak İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine değinen Kumbasar “Büyük bir geriye dönüş. Kadınlara ve bütün topluma bu anlamda mücadele bekliyor. Biz Yargıçlar Sendikası olarak dava açmak üzere çalışmalarımız sürüyor.” ifadelerine yer verdi.
Avukatlar Sendikası Üyesi ve Hukuk Defterleri yazarı Avukat Murat Yurttaş ise programda yaptığı konuşmada “Bugün gelinen noktada AKP’nin beka sorunu olduğunu değerlendirmek lazım. Krizlerle iktidara gelen AKP’nin her sağ iktidarda olduğu gibi sonunun krizlerle olacağını görmek lazım. Bugün de aslında son bir kaç senedir bu krizin içerisinde yaşıyoruz. Bugün Erdoğan’ın ‘Yeni bir Anayasayı tartışmanın zamanı gelmiştir’ sözünün üzerine Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün söylediği ‘Cumhuriyeti 1921 ruhuyla buluşturacağız’ cümlesi bu dönemin kritik noktalarından biri olacak gibi duruyor. Bir yeni ‘yetmez ama evetçilik’ çıkartabilecek kadar tehlikeli bir tartışmanın başladığını görüyoruz. Bu tartışmaların en temelinde AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın ve onun temsil ettiği egemen sınıfın neyi nasıl yapması gerektiği konusunda akıl vermekten ziyade bunları yapmaya meşruiyetinin kalmadığını ifade etmek gerektiğini düşünüyorum. Bugün AKP ne Anayasa yapabilir, ne insan hakları reformu yapabilir, ne bir yargı reformu yapabilir. Bu ortamı yaratan AKP ortadan kalkmadan bu iş nasıl oluru tartışmaktan ziyade AKP’nin tarihsel ve politik meşruiyetinin olmadığını her fırsatta söylemenin daha doğru olduğunu düşünüyorum.” sözlerine yer verdi.
Konuşmaların ardından son bulan programa Hukuk Defterleri’nin Youtube kanalından ulaşılabilir.
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni kitabında Donald Trump’ın baş başa görüşmede Trump’ın kendisine Doğu…
İstifa çağrılarına yanıt veren Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı bahis suçlamasıyla tutuklu olan 5 sosyal medya fenomeni hakkında 1 yıldan…
Sinan Ateş Davası’nda abla Selma Ateş'e yönelik saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt'un, Ankara’da iki cinayet işlediği…