20 yıllık bilanço: İş cinayetleri!
28-10-2022 12:38Ölümler toplum tarafına kaza olarak sunulurken, belirli tarihi gelişim yasaları ve emperyalizmin yönelimleri ile Türkiye’de AKP iktidarı tarafından kader ve fıtrat kavramlarıyla sunulmaktadır
Seyhun Karataş
İstatistik sadece belirli girdiler ile anlamlı ilişkileri rakamlarla ortaya koymak olmamalı. Hele o rakamlar insan ölümlerini ifade ediyorsa… Amasra’da gruzi patlaması sonucunda canını yitiren 41 işçi…Eğer şehit diyorlarsa, öldürenin kim olduklarını bildiklerindir. Marx “tarih sınıf savaşımları tarihidir…” der. Kapitalizmin bugün geldiği nokta bu savaşımı olabildiğince görünmez hale getirmeye çalışmaktadır. Küreselleşme ile birlikte iş cinayetlerinin artmasını ortaya koyan akademik çalışmalar da mevcuttur… Üretim sürecindeki girdilerin maliyetlerini minimize etmeyi amaçlayan patronlar sadece işçilerin ücretini azaltarak veya enflasyon gibi çeşitli parametler ile ücretlerin aldığı payı azaltmakla yetinmez aynı zamanda işçilerin çalışma ortamlarındaki güvenliğinde maliyetini minimize etmeyi hedefler. Bu durum ise çeşitli “kazaları” ortaya koymaktadır. Sınıf savaşının varlığı ise bu ölümler ile ispatlanmaktadır. Patron sınıfının kar oranlarının düşmesi onu aksiyon almaya zorlamaktadır ve bu aksiyonun sonucunda ortaya çıkan ölümler toplum tarafına kaza olarak sunulurken, belirli tarihi gelişim yasaları ve emperyalizmin yönelimleri ile Türkiye’de AKP iktidarı tarafından kader ve fıtrat kavramlarıyla sunulmaktadır. Bu sebeple kaza değil, kader değil, fıtrat değil her işçinin ölümünün bir cinayet olduğunun altını çizerek 20 yıllık AKP iktidarı boyunca yaşanan iş cinayetlerini ortaya koyalım. İSİG Meclisi’nin raporlarına göre 2002 yılından bu yana en az 28 bin 703 işçi yaşamını yitirdi. 2021 yılındaki ölümlerin %84’ü ücretli işçilerden, %16’sı çiftçiler ve esnaflardan oluşmaktadır. İş kollarına göre ise ölüm istatistikleri; ticaret, eğitim ve büro işçileri %16, inşaat, yol işçileri %16, tarım, orman işçileri %15, sağlık işçileri %10, taşımacılık işçileri %9, belediye ve metal işçileri %5, konaklama ve güvenlik işçileri %4, maden işçileri %3, enerji işçileri %2 ve diğer iş kolları %11 oranındadır. 28-50 yaş grubu cinayetlerin %50’sini, 18-27 yaş grubu %10, 51-64 yaş grubu ise %25 oranını kapsamaktadır. 0-14 yaş grubu %1, 15-17 yaş grubu %2 oranında pay alırken %5’in yaş grubu bilinmemektedir.
ÖLENLERİN YÜZDE 96’SI İSE SENDİKASIZ…
Bu veriler ise sadece iş yerinde yaşamını yitirenleri kapsamaktadır. Covid-19’un meslek hastalığı ve ölümlerin iş cinayeti olarak sayılmadığı bir süreç yaşadık. Her bin işçi için yılda 4 ile 12 meslek hastalığı olgusu beklenmektedir. Geçim sıkıntısı ve maddi gerekçelerle tedavi göremeyenlerde bu rakamlara eklenmelidir. Sınıf savaşının verilerini ortaya koyacaksak saydıklarımızın yanı sıra çoğu intiharı da bu cinayet grubuna girmek zorundadır. AKP patron partisidir. Mezar başında dua okumak, koşarak patlama yerine gitmek veya ölen işçilerin ailelerine paralar vermek bu yarayı kapatmaz. Kapitalizm 21. yüzyılda bile yeniden üretimi karşılamakta zorlanmaktadır. İşçilerin mücadelesini savunanlar ise yıllardır ortada. Patronların ve temsilcilerinin timsah göz yaşlarına, duygu sömürülerine kanılmamalı. En başta dediğimiz iş cinayetlerinin rakamlardan çıkması adına, 2021 yılında ve Amasra’da evini geçindirmek, çocuklarını okula gönderebilmek, yaşamını idame ettirmek için çalışırken canını veren tüm işçilerin isimlerini yazının en sonunda paylaşma gereği duyuyorum. Binlerce işçi, binlerce arkadaş, binlerce amca, binlerce teyze, binlerce kardeş…