AKP'li Ömer Çelik'ten konser yasaklarına 'terör' bahanesi
"Bir konserin neye göre izin verildiği neye göre yasaklandığının gerekçesini bilemem. Terör propagandası anlamına gelen faaliyetlere tabii ki izin verilmez."
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, AKP MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Çelik, şunları söyledi:
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun önüne bir belge getirildiğinde bunun önünü, arkasını iyi sorgulaması lazım. Kendisini bu duruma düşürmemelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘biz harekat gerçekleştireceğiz’ demesinden hemen bir iki gün sonra oluyor bu.
Vatandaşlarımız öğrenci olarak, iş bulmak için başka ülkelere gittiğinde FETÖ’cüler istiyor ki kendilerinin organizasyonlarına muhtaç olsunlar. Bunlar kendilerini değişik kimliklerle gösterebilirler. Bunlara karşı sivil toplum örgütleri, Türkiye Cumhuriyeti birtakım imkanlar yaratıyorsa, meşru bir biçimde yurt açıyorsa bundan memnuniyet duyulması gerekir. Bundan rahatsız olan çevre FETÖ çevresidir.
Buradaki mesele bunların bizim vatandaşlarımıza, ülkemize dönük olarak bu faaliyetleri engellemektir. Sayın Kılıçdaroğlu açıklamayı yapar yapmak ‘Bakın göreceksiniz gizli belge dediği şeyler açık kaynaklarda vardır’ dedim. Nitekim ABD Bakanlığının internet sitesinde çıktı. Arkasından bir FETÖ’cü çıktı ‘Ben bunları zaten 3-4 yıl önce söyledim’ dedi.
Sayın Kılıçdaroğlu, sayın Cumhurbaşkanımızın kaçacağını söylerken kendisi bile inanmıyordu. Şimdi çıkmışlar Cumhurbaşkanı ve AK Parti kaybetse bile sonuçlarına razı olmayacak diyor. Çabalamaya devam edecekler diyor. Buna bir karar verin; çabalamaya mı devam edecekler; yoksa kaçacaklar mı?
Türkiye’nin milli politikalarına, kurumlarına husumet üretilemez. Tabii ki siyaset isteriz ki centilmenlik ile yürütülsün. Zaman zaman sertleşse de bir sınırda durulması gerekir. İki üç tane CHP’de aklı selim sahibi, şimdiye kadar siyasi tecrübesi olan, mantıklı, dengeli davranabilen arkadaşlar var. Onlardan iki üç taneyle istişare edilseydi, ‘Lütfen bunu gündeme getirmeyin kendimizi saçma sapan duruma getirmeyelim’ diyecekti.
Cumhurbaşkanımız terörle mücadele operasyonundan bahsedecek, iki gün sonra Cumhurbaşkanı Türkiye’den kaçacak diyeceksiniz, böyle sorumsuz ve vahim bir yaklaşım olabilir mi? Bunu defalarca yaptınız, her seferinde bu yaptıklarınız gitti duvara çarptı parçalandı. Bosna’da merhum Aliya İzzetbegoviç’in karargâhına mağara diyorsunuz. Bundan biz utanıyoruz. Yine de diyoruz ki, ‘herhalde mantıklı davranırlar, düzeltirler’ diye bekliyoruz.
Bir sürçi lisan olabilir, bir yorgunluk anına denk gelebilir. Bazen 12 saat bekliyorum, bazen 24 saat bekliyorum düzeltirler diye. Düzeltilmeyince demek ki bunun arkasında duruyorlar. Siyasi alanı zehirlememek lazım. Siz siyasi aklı devre dışı bırakacaksınız, nefret siyaseti, yalan siyaseti, politik dedikoculuğa savrulacaksınız. Peki o zaman demokrasinin gücü nasıl korunacak?
Bir konserin neye göre izin verildiği neye göre yasaklandığının gerekçesini bilemem. Terör propagandası anlamına gelen faaliyetlere tabii ki izin verilmez.
Yasaklanan bir sanatçımızdan bahsediliyor, o sanatçımız Beyoğlu Kültür Festivali kapsamında sahne alacak. İkinci propaganda yapılıyor, Kürtçe yasaklanıyor gibisinden. Böyle bir şey asla sözkonusu olamaz. Bu yasakları biz kaldırdık. Vatandaşlarımızın konuştuğu dil hürmete layıktır. Resmi dil Türkçedir. Onun dışında vatandaşlarımızın konuştuğu diller bir kültürdür.
Kültür Turizm Bakanlığımız Beyoğlu Kültür Yolu ve Başkent Kültür Yolu Festivali gibi iki büyük festivale başladı. Başkentte yaklaşık 6 bin sanatçı vatandaşlarımızla buluşacak. Binlerce faaliyet sözkonusu olacak. Orada herşeyin yerli yerine oturtulması lazım. Ne Kürtçeye karşı bir tutum sözkonusudur ne de herhangi bir şekilde sanata ve sanatçıya yasaklama sözkonusudur.
Bu yasaklanan sanatçımız buluşacak vatandaşlarımızla. Ama bir yerde konser etkinliği adı altında terör propagandası yapılıyor, benzer etkinlik oluyorsa kamu düzeni açısından izin verilmemesi olur.”