AKP’nin milisleri
21-11-2022 11:15Sivillerden oluşan, resmi güçlere yardımcı rezerv güç olarak toplanan paramiliter örgütlenmeler, sivil ve gönüllülük esasıyla oluşmuş dağınık, bireysel, kontrolsüz dinamiklerin pekâlâ bir düzene sokularak, silahlanmalarına ya da kurumsallaşmalarına yol verildiği bir örgütlenme biçimidir.
Nevzat Kalenderoğlu
AKP’nin 15 Temmuz Fethullahçı darbe girişimi sonrası paramiliter örgütlenmeye gitme kararı aldığı yazılagelir; Erdoğan’ın ‘Milletimi meydanlara davet ediyorum’ emriyle sokağa çıkılıp, tabir-i caizse darbe girişimine karışan her kim varsa katli vacip ilan edilerek gereği yapılmıştır. Yine, yeniden bir yerlerden darbeciler gelirse diye günlerce, belki haftalarca kent meydanlarında ‘demokrasi’ nöbeti tutulmuştur.
Sivillerden oluşan, resmi güçlere yardımcı rezerv güç olarak toplanan paramiliter örgütlenmeler, sivil ve gönüllülük esasıyla oluşmuş dağınık, bireysel, kontrolsüz dinamiklerin pekâlâ bir düzene sokularak, silahlanmalarına ya da kurumsallaşmalarına yol verildiği bir örgütlenme biçimidir. Haziran Direnişi sonrası AKP’nin bu türden bir rezerv güce ihtiyaç duyduğunu söylemek çok güç değil; dağınık, bireysel, kontrolsüz dinamiklerin ilk olarak Gezi’de halka, gençlere karşı sahne aldığını söylemek de mümkündür.
Meşrulukları tartışılmasın diye miladın 15 Temmuz’a ötelenmesi ve Fethullahçı, eli silahlı darbecilere karşı konuşlandırmak bir politik tercihtir. Oysa Haziran Direnişi’ne katılan milyonlarca sivile karşı oluşturulan devlet destekli çeteler olarak tanımlandığında, bu paramiliter örgütlenmeler daha sarih anlaşılabilir.
Tanrıverdi’nin silahlı ve uluslararası örgütü SADAT, ideolojik propagandadan sorumlu SETA, Erdoğan’ın evlatları tarafından yetiştirilen kindar ve kariyerist bir gençlik örgütlenme modeli olarak TÜRGEV-TÜGVA ve medyayı tutmuş Pelikancılar Pusula’mızın dosya konusu kapsamında incelenecektir.
Bu yazının konusu ise AKP’nin paramiliter, sivil görünümlü, silahlı sokak güçleri. Taksim’de eylemcilere saldıran esnaf görünümlü Palalı saldırganın, Eskişehir’de Ali İsmail Korkmaz’ı öldüren esnaf görünümlü mahalle çetesinin, siyasilere yumruklar savuran, mermi gönderen, Erdoğan’ın “Bizim medeniyetimizde esnaf ve sanatkâr gerektiğinde askerdir, alperendir, gerektiğinde vatanını savunan şehittir, gazidir, kahramandır. Gerektiğinde asayişi tesis eden polistir, gerektiğinde adaleti sağlayan hakimdir hakemdir, gerektiğinde de şefkatli kardeştir” diye tanımladığı tipler ve türevlerinin örgütlendirilerek dernek, konfederasyon statüsüne kavuşturulması, bir kısmının Cumhurbaşkanı forsuna, bir kısmının sarı basın kartına, çoğunluğunun çakarlı araçlara veya sahte polis kimliklerine kavuşturulması ve silahlandırılması neticesinde ortaya çıkan AKP’li milisler.
MİLLİ BEKA HAREKETİ
AKP-MHP ortaklığınca ortaya atılan ve bir ‘beka sorunu’ tarif edilerek dışarıda Suriye’ye müdahaleyi ve içeride OHAL’ler sürecine meşruiyet sağlamaya dönük hamlelerin arttığı süreçte, 2018’de kuruldu Milli Beka Hareketi. Reklam dolu sitesinde anlaşılabildiği kadarıyla öncelik olarak ‘Milli ve Yerli’ değerlere sahip çıkıldığı ifade edilmeye çalışılıyor. [1] İlke ve değerlerimiz başlığında “Çelikten iradeye sahip ve sağlam savunma mantalitesini taşıyan zihinleri kazanarak Uluslararası toplumun desteğini almak.” maddesi bulunuyor.
Milli Beka Hareketi ‘Onursal’ Başkanı İBB’nin CHP’ye geçmezden evvelki döneminde İSPARK müdürlerinden bir tanesi olan Hüseyin Hacıoğlu. Sedat Peker ile AKP’nin arası iyi iken Genel Başkan Murat Şahin ile birlikte Sedat Peker’i evinde ziyaret eden birisi. [2]
Şahin, Soylu’nun İmamoğlu’nu hedefe alması ile beraber İBB binasının önünde de bitiveriyordu.
Öte yandan, 2020 yılında AKP’li Metin Külünk’ün Süleyman Soylu ile gerildiği bir dönemde, derneğe Külünk’ün baskın yaptırdığını ve tehdit ettiği videosu ile paylaşılmıştı. Dernek, AKP içi gerilimlerde de doğrudan Soylu yanında yer alıyordu.
“Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e…” sözlerinin albümden yıllar sonra Sezen Aksu’yu da “ikaz etme” vazifesini de üstüne alan dernek, Sezen Aksu’nun kapısına adamlarıyla dayanmış ve ‘minik cahil’ demiştir.
Oluşumun eylemlerini hatırlatmaya satırlar yetmez ancak kendileri aktivist bir gruptan çok daha ötesi… Şahin’in aracı durdurulduğunda aracından polis çakarı, polis telsizi ve polis kimliği bulunuyor. Ellerinde daha neler var bilinmiyor; İçişleri Bakanlığı kuşkusuz konuya vakıftır.
HAYALİ SAVAŞ
Milli Beka Hareketi Konfederasyonu Genel Başkanı Murat Şahin, Gezi’de sokağa çıkan halkın Sorosçu ilan edildiği ideolojik formasyona sıkı sıkıya bağlı olarak propaganda faaliyetlerini yürütüyor. Soros-AKP, Batı-AKP ilişkilerinden bihaber kitlesine, “SorosBununÇocukları” etiketi ile hayalinde yarattığı Batı Kuklalarına tehditler yağdırarak Erdoğan’ın davasından milim geri atmayacaklarını söyleyip duruyor. “Soylu ve Boylu liderimiz Sn Erdoğan’ın çelik gibi yanındayız!” diyen Şahin, “ben seni gizli sevdim, bilmedim alem duyar” kurnazlığında…
Darbecilere karşı konuşlanılsa idi ya da Fethullahçılara karşı duruş sergileseydi “Fethullah’ın Çocukları” etiketini seçebilir; darbe karşıtlığı ile “NATO’nun kuklaları” ya da Pensilvanya’nın müritleri diye de propaganda faaliyetlerini sürdürebilirdi kuşkusuz; ancak şu geniş vizyon düşmanı Soros ve Batı belleyip hayalet avcılığını tercih etmelerine sebep olmuş belli ki. [3]
Arabalara hayranlık, araba yaptırma; TOGG’dan bahsetmiyoruz, giydirilmiş araba merakı ve bir kurumsallık olarak araba; akıllara Halk Özel Harekatı’nı getiriyor.
Bizzat oluşumun genel başkanı Fatih Kaya, bir yılda 22 ilde 7 bin üyeye ulaşan örgütlenmeyi sağladıklarını açıklamıştı. Bireysel silahlanma çağrıları ile gündeme gelen ve kendi giydirilmiş arabaları ile sokakta cirit atan ilk oluşumdu HÖH. Erdoğan’la fotoğraf da çektirebilen yapının başkanının Suriye’de Türkmen taburu ile fotoğraflarına dair, “Kamu görevlisiyim. 6 ay ücretsiz izne ayrılıp Suriye’ye gittim. Türkmenlere yardım ettim.” demişti. 2 yıllık faaliyet sürecinde kamuoyunda çokça tartışıldıktan sonra bu yapılanma “Devletimizin zarar görmemesi, farklı tartışmalara yol açmamak adına derneğimiz HÖH’ü ve 46 şubesini kapattık” açıklaması ile sona erdirilmişti. Üyeler ve teçhizat ne oldu bilinmez, kuşkusuz İçişleri Bakanlığı konuya vakıftır.
AKP-MHP OCAKLARI
Hikayeler, kuruluş dinamikleri, söylemler ve eylemler hemen hemen benzer daha onlarca yapılanma. Devletin kurumlarına benzer gayri resmi ziyaretler, takım elbiseli reisler ve silahlar…
Tesadüfen çevrilen bir şüphelinin üzerinden çıkan “Türkiye Devlet Fedaileri” kimliği üzerine kamuoyu bu yapıyı öğrenmişti örneğin.
Şırnak’ta beş çocuk annesi bir kadının işkence ile öldürüldüğünü itiraf eden İl Başkanı sayesinde kamuoyunun öğrendiği “Özel Harekat Ocakları Derneği”…
“Kefenini giyen liderin askerleri” lansmanıyla “Ak Gençlik Ocakları”…
Erdoğan’ın askerleri “Osmanlı Ocakları”…
Muhtemelen ismini henüz duymadığımız daha onlarcası.
Korku salmak, otoriteyi sağlama almak, halk direnişlerine karşı ‘evlerinde zor tuttuğumuz’ diye bahsedilecek binlerce AKP’li milis. Yeri geldiğinde halkın karşısına çıkarmaktan imtina eder mi siyasi iktidar bilinmez; kamu-toplum güvenliği için tehdit oluşturan küçük çeteler, toplum güvenliğini hiçe sayan bireysel silahlanmalar, kontrolsüz (kısmi kontrollü) milis güçleri…
Siyasi iktidarların koltuklarının sallanması ile paralel giden bu paramiliter örgütlenmelere sarılması tarihte de sıkça görülmüş tablolardır; ancak korku ile, zulüm ile ömrünü uzatan iktidarlar o mutlak sondan kaçamamışlardır.
Muktedirler bu konuya da vakıflardır kuşkusuz…
[1] https://www.millibekahareketi.com/vizyon-misyon/
[2] https://twitter.com/sedat_peker/status/1072083474817921024
[3] https://twitter.com/muratsahin2023/status/1590696396575109120