Aliağa gemi söküm tesislerinde can pazarı!
10 Haziran’da Şimşekler Gemi Sökümde çalışırken geçirdiği iş kazası sonucu yaşamını yitiren Yıldırım Kipel isimli işçinin ardından Aliağa gemi söküm tesislerinde hiçbir şey değişmeden işçiler yine ağır ve güvenliksiz koşullar altında canları pahasına çalışmaya devam ediyor.
İzmir Aliağa’da yer alan gemi söküm tesislerinde yine bir iş kazası gerçekleşti.
31 Ağustos tarihinde meydana gelen iş kazasında, AGS firmasında kesimci olarak çalışan 52 yaşındaki Haydar Develi çalıştığı sırada platformdan aşağı düşerek ağır yaralandı. Geçirdiği kaza sonucunda vücudunda birçok kırık bulunan Develi, Aliağa Devlet Hastanesinin ardından Çiğli Devlet Hastanesine sevk edildi. Bilinci açık olan Develi’nin tedavisi Çiğli Devlet Hastanesinde devam ediyor.
Daha önce birçok kez iş kazası ve iş cinayetlerinin yaşandığı Aliağa Gemi Söküm tesislerinde gemi söküm işçileri güvenliksiz, önlemsiz koşullarda iş cinayetlerine ve kazalarına yol açacak şekilde çalışmak zorunda bırakılıyorlar. 10 Haziran’da Şimşekler Gemi Sökümde çalışırken geçirdiği iş kazası sonucu yaşamını yitiren Yıldırım Kipel isimli işçinin ardından Aliağa gemi söküm tesislerinde hiçbir şey değişmeden işçiler yine ağır ve güvenliksiz koşullar altında canları pahasına çalışmaya devam ediyor.
Gözlerini kar hırsı bürümüş olan patronlar ise ne işçi yaşamını, ne de işçi güvenliğini düşünmekteler. İşçileri ölüm ve açlık arasında bir tercihe zorlayan gemi söküm patronları zenginliklerine zenginlik katmaktalar.
Geçtiğimiz günlerde Sao Paolo gemisinin Aliağa’ya gelmesine karşı bir basın açıklaması yapan TKH İzmir İl Örgütü Aliağa Gemi Söküm İşçilerinin çalışma koşullarına değinerek ölümle ve hastalıkla burun buruna çalıştıklarını hatırlatmanın ardından TKH basın açıklamasında, “Gemi Söküm işçileri sermayenin, şirketlerin kâr hırsı neticesinde güvenliksiz, önlemsiz, iş cinayetlerine kapı aralayan koşullarda çalışmaktadır. Gemi söküm patronları katmerli kârlar elde ederken, durum emekçiler için hiç de böyle olmuyor! İşçiler ölümle açlık arasında bir seçeneğe mahkum ediliyor!” diye belirtti. İşçilerin kurtuluşunun eşitlikçi bir düzende mümkün olduğunu vurgulayan TKH, “Sadece eşitsizlik, adaletsizlik, işsizlik, yoksulluk, açlık ve ölüm üreten bu düzene karşı insanca bir yaşamın olduğu, eşitlikçi bir düzen kurulmalıdır.” dedi.