Antep'te işçiler sokakta: Patronları zengin eden bu düzene ‘dur’ deme zamanı!

Antep'te Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası’na (BİRTEK-SEN) üye işçiler, elektrik ve doğal gaza yapılan zamlar ile işçi ücretlerinde yapılan düşük artışları protesto etti.

Antep'te işçiler sokakta: Patronları zengin eden bu düzene ‘dur’ deme zamanı!

Antep’te Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası’nın (BİRTEK-SEN) yaptığı çağrıyla bugün Balıklı Parkı’nda bir araya gelen işçiler, elektrik ve doğal gaza yapılan zamlar ile kentteki fabrikalarda çalışan işçilerin ücretlerinde yapılan düşük artışları protesto etti.

Burada bir açıklama yapan BİRTEK-SEN Kurucu Genel Başkanı Mehmet Türkmen, “Emekçiler, işçiler ve yoksul halkımız, ‘Artık yeter, geçinemiyoruz’ feryadıyla sokağa çıkıyor ve sesini duyurmaya çalışıyor ama hükümet zam üstüne zam yapıyor” dedi.

ANKA‘dan Jiyan Cin Erkılıç’ın haberine göre Türkmen, şunları kaydetti:

“Bundan iki ay önce asgari ücrete sözde yüzde 50 zam yapıldı. Sözde diyorum çünkü Asgari Geçim İndirimi (AGİ) kaldırıldı. AGİ çıkartılınca yapılan yüzde 39’a düşüyor. Ve bu zammı yaptıklarında gerçek enflasyon yüzde 80’di. Şimdi, bu asgari ücreti işçiler daha almadı. Asgari ücretle çalışan işçiler daha zamlı aylıklarını almadan gelen yeni zamlarla gerçek enflasyon yüzde 15’e çıkmış durumda. Artık bu ülkede hükümetin kendisi de dahil kimse TÜİK’in rakamlarına güvenmiyor, inanmıyor. TÜİK, enflasyonu hesaplarken işçilerin, emekçilerin gerçek hayatta her gün kullandıkları temel tüketim ürünleri yerine, sepette değişiklik yaparak başka ürünlerle, rakamlarla oynayarak, enflasyonu düşük göstererek, işçi ve emekçileri milyonlarca insanı, emeklileri, memurları enflasyon rakamları altında eziyor. Bir de açlık sınırı var. O da 4 bin 250 lira, yani asgari ücret ile aynı. Açlık sınırı demek, 4 kişilik bir ailenin sadece mutfak ihtiyacı, yani sadece zorunlu gıda ihtiyacı demek. Bunun içinde kira yok, konut yok; giyim, eğitim, ısınma, faturalar yok. Niye yok biliyor musunuz? Çünkü diyorlar ki ‘İşçilerin bunlara ihtiyacı yok. İşçiler, emekçiler insan değil, karınları doysun yeter.’ Kirasını mı ödeyememiş, faturasını mı ödeyememiş, soğukta mı kalmış, çocuğunun eğitimini mi karşılayamamış, umurlarında değil. ‘Bunlar normal insanların ihtiyacı. İşçiler, siz insan değilsiniz’ demek istiyorlar aslında. O yüzden biz insanca bir yaşam için, sesimizi duyurmak için toplandık burada.”

Türkmen, sözlerini “Bu ülkeyi yönetenler, beşli çete, bir avuç patronun, müteahhidin ve yandaşın, organize sanayi bölgelerindeki patronların çıkarlarına göre adım atıyorlar. Devletten elektriğin kilovatını 30 kuruşa alan özel şirketler, faturalara 7 kat fazlasını yansıtıyor. Üstelik bu, hükümet eliyle yasallaşan, sözde yararımıza olan ama gerçekte kullandıkça maliyeti katlanarak artan kademeli kullanım sistemiyle oluyor. Yani devletten kilovatını 30 kuruşa alacağımız elektriği, sırf bir avuç patron cebini doldursun diye 2 liradan alıyoruz. Bu 7 katlar, 5 tane müteahhidin, zenginin cebine giriyor. Bütün bu iğneden ipliğe gelen zamlar, beşli çetenin cebine giriyor. İşte bu yüzden birlik olma zamanı. Patronları zengin eden bu düzene ‘artık dur’ demenin zamanıdır” vurgusuyla tamamladı.