Barışın en büyük düşmanı ‘NATO’ nedir?
"Üye ülkelerin ordularını ABD’nin çıkarlarına göre şekillendirmek ve kritik noktalara atamalar yapmak gibi görevleri var. Bunun yanında üye olan ya da olmayan ülkelerde yürütülen ajanlık faaliyetleriyle beraber kontrgerilla tipi yapılanmaların silahlandırılması NATO’nun en önemli görevleri arasında."
Aren Karaelmas
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde kurulduğu günden itibaren Barışın en büyük düşmanı olan NATO’yu sorularla inceledik. NATO bugün baktığımızda küresel çapta her türlü terörizmi desteklemekte hatta onlarla beraber ortak askeri operasyon düzenlemektedir. Bu da göstermiştir ki NATO dünyanın en büyük terör örgütüdür.
NATO NEDEN KURULDU?
NATO’nun kuruluş amacı üye ülkelerin özgürlük ve güvenliklerini korumak olarak belirtiliyor. Ancak NATO’nun pratikte kuruluş amacı Sovyetler Birliği öncülüğündeki sosyalist devletlere karşı bir hat oluşturarak, emperyalist\ kapitalist sistemin devamını sağlamak.
Üye ülkelerin ordularını ABD’nin çıkarlarına göre şekillendirmek ve kritik noktalara atamalar yapmak gibi görevleri var. Bunun yanında üye olan ya da olmayan ülkelerde yürütülen ajanlık faaliyetleriyle beraber kontrgerilla tipi yapılanmaların silahlandırılması NATO’nun en önemli görevleri arasında.
NATO GERÇEKTEN ÖZGÜRLÜĞÜ MÜ SAVUNUYOR?
Bu soruya kesinlikle HAYIR cevabını hiç düşünmeden verebiliyoruz. İkinci Dünya Savaşı sonrasında yükselen antikomünizm histerisi ile beraber başta ABD olmak üzere emperyalist devletler, SSCB ve yakın temasta bulunan ülkeleri çevrelemek için bir dizi planı hayata geçirdiler. Bu planların içinde Ortadoğu’da cihatçıları desteklemek, Türkiye’de tarikatlar ve cemaatler eliyle Cumhuriyetin kazanımlarını tasfiye etmekte vardı.
Yukarıda verdiğim birkaç örnekle bile NATO’nun gerici yüzü ortaya çıkmakta. Ondan dolayı NATO hiçbir zaman özgürlüğü savunmadı, tam aksine işçi sınıfını düzene bağlamak adına elindeki bütün imkanları kullandı.
NATO’NUN YAPTIĞI KATLİAMLAR
NATO denilen askeri örgüt her türlü bağımsızlık hareketinin karşısında duran bir yapıya sahip. Özellikle Yugoslavya’ya yaptığı saldırılarla tarihe adını kanlı harflerle yazdıran NATO bugün Suriye ve Ortadoğu’nun birçok bölgesinde cihatçı çeteler ile işbirliği yapmakta. Bunun yanında Afganistan’da istikrarsızlık yaratarak Taliban’ın iktidarı almasına göz yuman NATO küresel anlamda bir tehdit olmaya devam ediyor.
NATO UKRAYNA KRİZİNDE NASIL ROL OYNADI?
Ukrayna’da 2014 yılında iktidara gelen Neonaziler bir süredir bölgesel olarak savaş kışkırtıcılığına devam etekteydi. Özellikle Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyet’lerine yapılan saldırılar bölgesel olarak savaşın yakın olduğunu bize göstermişti. Burada NATO’nun Neonazileri silahlandırması ve onların eğitimini bizzat üstlenmesi emperyalistlerin 1930’lu yıllarda Hitler Almanyası’na yaptıkları hatayı bir kez daha tekrarladıklarını gösterdi.
Ukrayna’nın her türlü kışkırtıcı açıklamasında desteğini gizlemeyen NATO müttefikleri, Rusya’nın Şubat ayında başlattığı askeri harekat ile neye uğradıklarını şaşırdı. Özellikle Rus birliklerinin hızlı ilerleyişi sonrasında Zelenskiy, NATO’dan beklediği desteği bulamayınca Rusya’nın harekatına karşı başka çareler aramaya girişti.
NATO GERÇEKTEN TÜRKİYE’NİN BAĞIMSIZLIĞINI ÖNEMSİYOR MU?
Hayır önemsemiyor, bunun en büyük sebebi jeopolitik olarak önemli bir noktada bulunan Türkiye gibi bir müttefiki kaybetmek istememesi. İmzalanan ikili anlaşmalarla tam anlamıyla bağımlılık NATO ve ABD’ye bağımlı hale gelen Türkiye’nin ordusu, sanayisi, eğitim müfredatı gibi pek çok kritik alan NATO uzmanları tarafından yönlendirilen kişilerce yönetilmektedir.
Bunun yanında ABD ve NATO üstlerine verilen imtiyazlar bu üstlerin hangi amaçlar için kullanılacağı konusunda Türkiye’nin çıkarlarına aykırı hareket edilmesine neden olmaktadır. Yapılan anlaşmalarla Türkiye’nin dört bir yanında üsler kurulmuş ancak bu üslerin denetlenmesi konusunda Türkiye’ye tek bir yetki verilmemiştir. Bundan dolayı da NATO için Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı değil kendi emperyalist çıkarları önemlidir.