Çetecilerin kanlı hesaplaşmaları
10-11-2022 22:18Bu ülkenin emekçi halkının kanıyla beslenen, zenginleşen bu çetecilerin Türkiye’de nasıl ellerini kollarını sallayarak dolaştıklarını sormak bizim yurttaşlık ödevimiz.
Alev Doğan
AKP iktidarı her ne kadar 90’lı yılların karanlığına atıfta bulunarak daha iyi bir Türkiye’de yaşadığımızı iddia etse de geride bıraktığımız bu 20 yıl, iddia edilenin tam tersi bir tablonun içinde bulunduğumuzu gösteriyor. Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan çete liderlerinin sokaklarımızda cirit attığı, uyuşturucu baronlarının ellerini kollarını sallaya sallaya ülkemize girdiği, sokak ortasında mafya hesaplaşmalarının yaşandığı, çürümüş, kokuşmuş bir karanlığın içinden geçiyoruz.
Örnekler o kadar çok ki, kronolojik olarak sıralı tam listesini bu sayfalara sığdırmamız mümkün değil. O yüzden en çok bilinen bir iki örnekle bu karanlığı aralamaya çalışalım ve en güncelden başlayalım.
Bilindiği gibi Türkiye son günlerde Sırp mafyasının kanlı hesaplaşmalarına sahne oluyor. Yaşanan son gelişme ise adı uyuşturucu kaçakçılığına karışan ve Interpol’ün kırmızı bülten ile aradığı Sırp çete lideri Zeljko Bojanic, Sırp uyruklu Rosto Mijonovik’i öldürdüğü şüphesiyle İstanbul Sarıyer’de kaldığı villada yakalanması.
Bojanic, uluslararası uyuşturucu kaçakçıları listesinde aranan isimlerden biri. Bojanic, hakkında Europol ile Slovenya polisi 2016’da yayımladıkları ortak açıklamaya göre, uzun yıllar önce çıkan bir çatışmada öldürülen Dragan Dudic Fric’in sağ kolu olarak görülen Bojanic’in Eylül 2014 ve Haziran 2015 tarihleri arasında KT olarak bilinen Avusturya vatandaşı bir kişiyle birlikte Slovenya, Brezilya ve Avusturya’da uyuşturucu kaçakçılığı operasyonuna katıldığı belirtiliyor. Bojanic’in 2014’te Türkiye’ye kaçtığı tahmin ediliyor.
Bojanic, elbette ilk örnek değil. İstanbul Şişli’de 7 Eylül günü seyir halindeki bir otomobile silahlı saldırı düzenledi. Saldırının hedefinde Sırbistan’ın en etkin suç örgütü liderlerinden Jovan Vukotiç vardı. Skaljari çetesinin lideri Vukotiç, bulunduğu otomobile motosikletle yaklaşan bir tetikçi tarafından dört kurşunla öldürüldü.
Hamile karısı ve 2 yaşındaki oğlunun yanında ölen Vukotiç’in üzerinden Predrag Popoviç adına düzenlenmiş sahte bir pasaport bulundu.
İEM Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri Jovan Vukotiç’in vurulduğu sırada yanında olan eşi Maşa Misic’in ifadesini aldı. Misic, eşiyle birlikte Ataköy’de kaldıkları adresten yola çıkarak Zorlu AVM’ye gittiklerini, Mecidiyeköy viyadüğündeyken yanlarına yanaşan ve üzerinde iki kişinin olduğu motosikletten dört el ateş edildiğini anlattı.
Misic, 2018’de Türkiye’den sınır dışı edilen kocasının 2021’de İstanbul’a geldiğini de söyledi. Saldırının düzenlendiği aracın sahibinin ise eşinin güvendiği ve bir yere gideceği zaman çağırdığı bir tanıdığı olduğunu belirtti.
Organize Suçlar polisi, Vukotiç ve ilişkilerinin belirlemek için araştırma yaptı. Elde edilen bilgiler Vukotiç’in Sırbistan ve Karadağ’da etkin olan Skaljari çetesinin lideri olduğunu ortaya koydu. İnterpol’le yazışmalar yapıldı. Skaljari ve rakibi olan Kavac çetesi arasında 2014’ten beri kanlı hesaplaşmalar yaşandığı öğrenildi.
Kavac ve Skaljari arasında uyuşturucu kaynaklı kavgada son 8 yıl içerisinden 50’ye yakın kişinin öldürüldüğü bilgisine ulaşıldı. Kanlı hesaplaşmanın İspanya’da yakalatılan 300 kilo kokainden kaynaklandığı öne sürüldü.
Vukotiç’in çete savaşlarının kurbanı olduğunu değerlendiren polis ekipleri, saldırganın belirlenmesi için günlerce güvenlik kameralarını inceledi. Vurulduğu aracı da inceleyen polis ilginç bulgular elde etti. Araçta ikisi otomobilin altında, biri bagajda üç GPS bağlantılı takip cihazı bulundu. Organize Suçlar ve İstihbarat Şube polisleri, saldırının tahmin edilenden daha planlı olduğunu tespit etti.
EDİRNE’DE MAFYA HESAPLAŞMASI
Tarihler, 9 Haziran 2014’ü gösterdiğinde, Türkiye kamuoyunun gündemine Edirne’de iki mafya grubu arasında yaşanan bir çatışma haberi düştü. Çatışmanın tarafları, Gürcistan ve Azerbaycan vatandaşı “Lotu Quli” lakaplı Nadir Salifov ile Azerbaycanlı Ali Hayderov’un adamlarıydı. Çıkan çatışmaya polis müdahale ederken, kaçan bir zanlıyı kovalayan Edirne Organize Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Hüseyin İmrağ Salifov’un adamlarından Mahir Shukorov tarafından öldürüldü. İki çete liderinin arasındaki husumet, uzunca bir süre devam ederken, Nadir Salifov 2020’de Antalya’da, Ali Hayderov ise 2021 Moskova’da bir spor salonunda başlarından vurularak infaz edildi.
İş burayla sınırlı değildi elbette. AKP ile arası açıldıktan sonra ifşaatlarına başlayan organize suç örgütü lideri Sedat Peker, arkadaşı olan Nadir Salifov’la ilgili önemli iddialar ortaya attı. Peker’in iddialarına göre Salifov’un serbest bırakılması için dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ı aradığını iddia ettiği isim Mehmet Ağar’dı. Nitekim, 8 Ekim 2018’de İstanbul polisinin operasyonuyla yakalanan ve hakkında çok sayıda suçlama olan Salifov, tutuklanmayarak deport edildi. Hakkındaki deportu kaldıran ise yine aynı isim Mehmet Ağar’dı.
Peker ifşaatlarında Salifov’a Türkiye’de durmaması gerektiğini söylediğini ancak onun “Mehmet Abi ile (Mehmet Ağar) aram çok iyi” diyerek dinlemediğini anlatacaktı. Tarihler 19 Ağustos 2020’i gösterdiğinde ise Ağar’a güvenerek Türkiye’den ayrılmayan Salifov, Antalya Serik’teki otelde 15 yıllık koruması tarafından başından vurularak öldürüldü. Azerbaycan cenazeyi kabul etmeyince, kayıtlara “polis katili” olarak geçen Salifov, İstanbul’da Büyükçekmece Gölü’nün kıyısındaki Karaağaç köyü girişindeki mezarlığa gömüldü ve üzerine de bir de anıt mezar diktirildi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TRT ekranlarında “En azılı mafya” olarak tarif ettiği Salifov’un yakın arkadaşı olarak bilinen Dzhumageldiyev’in ilişki ağı da en az Salifov kadar karanlık. Sedat Peker ve Alaattin Çakıcı ile oldukça samimi olan Vahşi Arman’ın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile de görüştüğü, ikilinin el sıkışırken çektirdikleri fotoğraflar ile sabit. Dzhumageldiyev’in Türkiye ile ilişkileri, ülkemize sık sık giriş yaptığı biliniyor. Bu ziyaretlerin en çarpıcı olanı ile özel bir jetle 2021’in Mart ayında, Çakıcı’ya kaftan hediye ettiği ziyaret. Bu kaftanı daha önce Peker’e de hediye ettiğini hatırlatalım.
SONUÇ YERİNE
Verdiğimiz örnekler buzdağının yalnızca görünen kısmı. Görünmeyen kısmında ise nice uyuşturucu karteli, nice mafya, nice suç örgütü, nice çete var. Bu ülkenin emekçi halkının kanıyla beslenen, zenginleşen bu çetecilerin Türkiye’de nasıl ellerini kollarını sallayarak dolaştıklarını sormak bizim yurttaşlık ödevimiz. O makamları işgal edenlerin görevi ise halkı “dezenformasyon yapıyorsunuz” diyerek tehdit ederek, meselelerin üstünü örtmek değil, sorduğumuz soruların yanıtını vermek.