Türkiye bir asır önce emperyalist orduların işgaline karşı verilen önemli bir mücadelenin ürünü olarak kuruldu. Ancak askeri boyutla sınırlı mücadele, daha doğrusu kuruluşta kalkınma yolu olarak kapitalizmin benimsenmesi, gelinen süreçte ülkeyi emperyalist kapitalist dünya düzeninin bir parçası haline getirdi.
Ülkenin kuruluş yapısına ve devlet politikalarına karakterini veren bu anlayışta temel motivasyon, uluslararası sermaye sınıfının çıkarlarının öncelenmesi ve bunları geliştirme çabası oldu. Bu ana amaç doğrusunda düzenin siyaseti de böyle şekillendi. Türkiye’nin kurucu partisinin de aralarında olduğu siyasal gelenekler, bugün emperyalist dünya düzeninin kurum ve kurallarıyla halk arasında adeta “vekalet” ilişkisi yürütür durumdadır.
Emperyalizmin kurumları deyince akla ilk gelenler arasında şüphesiz, Sovyetler Birliği’ne ve genel olarak uluslararası işçi hareketine karşı bir savaş örgütü olarak kurulmuş NATO bulunuyor. NATO, Sovyetler Birliği’nin ardından da sermaye diktatörlüklerinin egemenliğini ve istikrarını koruyup sürdürmenin güvencesi olarak kritik bir önem taşıyor.
İşte bu derece kutsal (!) bir organizasyonun içinde olmanın gereği, bugün Türkiye’de düzenin iktidarında ve muhalefetinde NATO’culuk siyasi rekabetin konusu olabiliyor. Belirleyici bir özellik olarak NATO’culuk, ABD ve AB ile patron örgütlerinin beğenisini kazanmaya odaklanan iktidar ve muhalefetin bu anlamda rüşdünü ispat edeceği önemli başlık. AKP ve Cumhur İttifakı iktidarına alternatif olmak iddiasındaki CHP ve Millet İttifakı da Rusya-Ukrayna savaşının etkisi ve Finlandiya ile İsveç’in NATO’ya üyeliği konusundaki oluşan atmosferde doğan bu fırsatı kaçırmıyor.
Manifesto olarak adı adılan muhalefet temsilcilerinin son dönemdeki NATO’cu çıkışlarından bazılarını hatırlatıyoruz:
İçişleri Bakanlığı ABB Başkanı Yavaş ve Özel Kalem Müdürü Nevzat Uzunoğlu hakkında, "görevi kötüye kullanma"…
TBMM Başkanlığı yaptığı açıklamada İmralı kararının 5'te 3 çoğunluğa ait olduğunu belirtti.
DEM Parti Eş Genel Başkanları Hatimoğulları ve Bakırhan, komisyonun İmralı’ya gidiş kararını “tarihsel bir adım”…
Süreç komisyonu Abdullah Öcalan'ın İmralı Cezaevi'nde ziyaret edilip edilmeyeceği konusunu bugün karara bağlamak için toplandı.…
CHP, Abdullah Öcalan’la görüşecek süreç komisyonu heyetine üye vermeme kararı alarak "sürecin adaya sıkıştırılması"na ve…
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde 14 öğrenci, yemekhane yemeği sonrası mide bulantısı…