Devletin gazete ilanı ile aradığı Sarraf'a Türkiye'deki paravan şirketler üzerinden para akışı iddiası

Pehlivan, "Sarraf’ı gazete ilanıyla arayan devlet" başlıklı bir yazı kaleme aldı

Devletin gazete ilanı ile aradığı Sarraf'a Türkiye'deki paravan şirketler üzerinden para akışı iddiası

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, kara para aklama suçlamasıyla ABD’de tutuklanan, ardından yaptığı anlaşmayla serbest kalan Rıza Sarraf’a (Reza Zarrab) Türkiye’deki paravan şirketler üzerinden halen düzenli para akışı olduğuna dair ciddi iddialar olduğunu söyledi.

Pehlivan’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

Kılıçdaroğlu sık sık gündeme getiriyor:

“Rüşvet alan birisini büyükelçi olarak atarsanız Türkiye’nin itibarı ne olacak?”

CHP lideri, Prag Büyükelçisi Egemen Bağış’ı kastediyor.

Peki ya rüşvet veren? ABD’ye kaçan Rıza Sarraf’ın Türkiye’ye vereceği başka ne var?

Bu nasıl soru, demeyin. Bir yere gelmek istiyorum:

Sarraf’ın ve yakınlarının Türkiye’deki tüm mallarına el konuldu mu?

Kâğıt üstünde evet.

Arabası ve gayrimenkulleri dışında Türkiye’de adına kayıtlı en az 10 şirketinden bahsediyorum.

Peki, hal böyleyken…

Geçtim, Türkiye aleyhine itirafçı olup ABD’de şatafatlı yaşamasını…

Türkiye’deki paravan şirketler üzerinden kendisine halen düzenli para akışı olduğuna dair ciddi iddialar var.

Sadece bu kadar mı? Değil.

Geçen yılın sonuna yaklaşırken, 29 Aralık’ta Cumhuriyet gazetesinde bir resmi ilan vardı. Sahibi SGK’ye bağlı Beykoz Sosyal Güvenlik Merkezi’ydi. SGK özetle diyordu ki: “Aşağıda listesini verdiğimiz kişilerin bize borcu var. Onları bizde kayıtlı adreslerinde bulamadığımız için gazeteye ilan verdik. Bu ilanı görünce bize ulaşsınlar.” Şimdi… Kimse dikkat etmedi; 77 kişilik o borçlu listesinde oldukça tanıdık bir isim de vardı: Rıza Sarraf!

Resmi ilana göre Sarraf’ın SGK’ye 1.654.024.52 TL tutarında ceza borcu bulunuyordu. Bu borç da Sarraf’ın bir şirketinin 2016 – 2021 yılları arasındaki faaliyetlerine ilişkindi. Şunu anlamıyorum… Sarraf, 2016’da Türkiye’yi terk etti ve ABD’ye gitti. 2017’de de mal varlıklarına el konuldu ve kayyum atandı. Madem öyle, Türkiye’de Sarraf’ın adına kayıtlı ve halen faaliyette bulunduğu anlaşılan bir şirketin SGK’ye 2021’de de borcunun olmasını nasıl okumak lazım? Maaşlı o kayyumlar ne iş yapar? SGK yani devlet Sarraf’ın Miami’de yaşadığını bilmiyor mu? Ne demek “Beykoz’daki adresinde bulamadık bu adamı” diye ilan vermek? Dışişleri Bakanlığı üzerinden alacağımızın peşine düşmek çok mu zahmetli geliyor? Sarraf’a halen Türkiye’den para transferleri yapılmasına ve onun başka şirketlerinin de ciddi vergi borcu olmasına dair sorularımı yazmıyorum bile. Şimdilik tek diyeceğim: Yiyin efendiler yiyin!