Amasra maden faciası davasında mütalaa: 4 sanığa 43 kez müebbet hapis talebi
Dünya Sendikalar Federasyonu, Bartın Amasra’da yaşanan maden faciasına ilişkin bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “Soma cinayetinden 8 yıl sonra meydana gelmiştir. Görülmektedir ki Soma’nın üzerinden geçen 8 yıl içerisinde madenlerdeki çalışma koşullarında hiçbir iyileştirme yapılmamıştır.” denilerek şunlar kaydedildi:
“Dünya Sendikalar Federasyonu, Türkiye’deki Bartın Amasra kömür madeninde yaşanan, kâr uğruna kurban edilen onlarca madencinin canına mal olan ölümcül kazadan dolayı duyduğu üzüntüyü ve öfkeyi ifade etmektedir.
Verilen resmi bilgilere göre 41 işçi hayatını kaybetmiş, onlarcası yaralanmış, 11 işçi ise hastaneye kaldırılmıştır. Türkiye’de yaşanan bu yeni iş cinayeti, 301 işçinin yaşamına mal olan Soma cinayetinden 8 yıl sonra meydana gelmiştir. Görülmektedir ki Soma’nın üzerinden geçen 8 yıl içerisinde madenlerdeki çalışma koşullarında hiçbir iyileştirme yapılmamıştır.
İş cinayetinin meydana geldiği maden ocağı özel sektör değil, devlet tarafından işletilmektedir. Bu da göstermektedir ki Türkiye’de sadece özel sektör değil, kamu sektörü işvereni olan devlet için de daha fazla kâr hırsı, işçilerin yaşamından daha önceliklidir. Yani masum işçiler, Kapitalizmin daha fazla sömürü ve kâr hırsı uğruna kurban edilmektedir.
Bu iş cinayeti göz göre göre gelmiştir. 2019 yılında Sayıştay tarafından hazırlanan bir raporda üretim derinliği 300 metreye düştüğü için patlama riskinin arttığı belirtilmiştir. Buna rağmen hiçbir önlem alınmamış, sonuç olarak 41 işçi, meydana gelen grizu patlamasında yaşamını yitirmiştir.
Hatırlanacağı gibi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Soma’da yaşanan katliamın ardından ‘ölmek bu işin fıtratında var’, demişti. Erdoğan, 41 madencinin yaşamına mal olan Bartın madenlerindeki katliamla ilgili olarak da “Biz kader planına inanmış insanlarız, kader planına inandığımız için de bunun ne dünü ne bugünü ne de yarını hiçbir zaman olmayacaktır,” sözlerini kullanmıştır. Yani basit önlemlerle engellenebilecekken, tedbirsizlikten dolayı onlarca işçinin ölümüne yol açan bu tür iş cinayetlerini “kader” olgusuna bağlamaktadır Erdoğan. İşte bu şekilde Türkiye’deki iş cinayetleri olağanlaştırılmakta, doğal olaylar gibi gösterilmektedir. Bunun sonucu olarak da Türkiye, maden işçilerinin iş cinayetlerinde en fazla hayatını kaybettiği ülke durumuna gelmiştir.
Bu vahim olayın en önemli yönlerinden biri de Türkiye’deki sarı sendikacılık gerçekliğidir. Maden ocaklarında örgütlü olan sarı sendikalar, yeterli önlemlerin alınmamasına göz yumarak bu tür iş cinayetlerine davetiye çıkarmaktadır.
Yaşamlarını kazanmaya çalışırken canlarından olan işçilerin ailelerinin yaşadıkları acıları tüm kalbimizle paylaşıyoruz. DSF, konuyla ilgili bağımsız bir inceleme yürütülmesini, sorumluların cezalandırılmasını, tazminatların tam olarak ödenmesini ve Türkiye’deki tüm maden ocaklarında ve işyerlerinde yeterli koruyucu tedbirlerin derhal alınmasını talep etmektedir. Bir kez daha evlatları için yas tutan Türkiye İşçi Sınıfıyla dayanışmamızı ifade ediyoruz.”
Türkiye Komünist Hareketi İzmir İl Örgütü, direnişlerindeki 94. günde İzmir Katip Çelebi Üniversitesi emekçilerini ziyaret…
İki aylık fikir dergisi Yeni Ülke 31. sayısında "Solun Cumhuriyet ile sınavı" dosyası ve dolu…
Aziz İhsan Aktaş'ın 16 şirketine kayyum atanırken sevgilisi ve akrabaları üzerine kurulu şirketleri ile Cengiz…
Çorlu Tren Katliamı’nda adı gündeme gelen dönemin TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın’ın yöneticisi olduğu Deha…
Ünlü şarkıcı Mabel Matiz hakkında hazırlanan iddianamede, erişime engellenen 'Perperişan' şarkısının sözlerinin 'çocuklar için tehlike…
Maraş Katliamı Davası'nda yargılanan ve katliamın sembol ismi olarak bilinen eski Milletvekili Ökkeş Şendiller için…