Eğitim Sen’den Öğretmenlik Meslek Kanunu açıklaması: Sınıfsal ayrışmayı derinleştirir

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Meclis'te komisyona sunulan Öğretmenlik Meslek Kanunu hakkında bir açıklama yaptı.

Eğitim Sen’den Öğretmenlik Meslek Kanunu açıklaması: Sınıfsal ayrışmayı derinleştirir

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Meclis’te komisyona sunulan Öğretmenlik Meslek Kanunu hakkında bir açıklama yaptı. Eğitim Sen Genel Merkezi’nde yapılan açıklamada tasarının eğitim emekçilerinin görüş ve önerileri alınmadan hazırlanmasına tepki gösterildi. Hazırlanan tasarı, öğretmenlik mesleğindeki onca sorunu görmezden gelerek getirilen statü farklılaşmasıyla rekabeti ve eşitsizliği artırması ve çözümlerin maaş artışına indirgenmesi yönleriyle eleştirildi.

“Tasarı mevcut haliyle Öğretmenlik Meslek Kanunu niteliği taşımamaktadır” diyen Eğitim Sen, tasarıda üç madde üzerine yoğunlaşıldığına dikkat çekiyor ve ekliyor:

“Tasarı gerçekte üç madde üzerine odaklanmıştır. Birincisi; madde 4 ile Adaylık Kaldırma Sınavı kaldırılmıştır. İkincisi; Öğretmen, Uzman ve Başöğretmenlik olarak öğretmenlik mesleğini kariyer basamaklarına ayırmaktadır. Böylece öğretmenler arasında eşitsizlik, hiyerarşi ve keskin ayrımlar üreterek çalışma barışının bozulmasına yol açmaktadır. Üçüncüsü; 1. Derecede bulunanlara bir yıl sonra uygulanmak üzere 3600 ek gösterge ile yine bir yıl sonra yürürlüğe girecek olan eğitim ve öğretim tazminatında değişiklikler getirilmektedir.”

SENDİKAL FAALİYETLER CEZALANDIRILACAK MI?

Tasarının pek çok yerinde geçen “kademe ilerleme cezası almamış olmak” gibi ifadeler geçiyor olmasını eleştiren Eğitim Sen,

“Tasarının pek çok yerinde geçen “kademe ilerleme cezası almamış olmak” gibi ifadeler sendikal örgütlenme özgürlüğünü kısıtlamak, iktidara yakın sendikalara üye olmaya yönlendirmek gibi sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Düzenleme ile sendikal faaliyet nedeniyle alınan hukuksuz cezalar eleme gerekçesi haline getirilmekte, hakkını aramayan, hükümete koşulsuz itaat edenlere sınava girme hakkı tanınmaktadır. Öğretmenlik, yapısı gereği ifade özgürlüğünü en çok kullanması gereken mesleklerden birsidir.”

ÖZEL OKULLARDA ÇALIŞAN ÖĞRETMENLERE YÖNELİK DÜZENLEME YOK

Tasarıda ayrıca özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlere yönelik herhangi bir düzenlemenin olmaması da bir eleştiri konusu oldu. Özel okullardaki öğretmenlerin ucuz işgücü olarak görülmesini eleştiren Eğitim Sen’in açıklamasında şöyle deniyor:

“Tasarıda özel okullarda çalışan öğretmenlere ilişkin herhangi bir düzenleme yoktur. Bu durum öğretmen istihdamında eşitlik ve eşit işe eşit ücret ilkesine ilişkin en önemli sorun olmayı sürdürmektedir. Özel okul öğretmenlerinin Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısı kapsamında değerlendirilmemiş olması bu meslektaşlarımızın piyasacı eğitim anlayışı içerisinde ucuz iş gücü olarak görüldüklerinin de bir kanıtıdır.”

“SINIFSAL AYRIŞMAYI DERİNLEŞTİRİR”

Açıklamanın devamında ise şunlar söylendi:

“Tasarının yasalaşması halinde öğretmenler arasındaki ilişkiler ve mesleki dayanışma bozulacak, statü ve ücret farklılaşması okullarda yeni sorunları ve ayrımları beraberinde getirecektir. Öğretmenler arasında ortaya çıkan farklı statü ve unvanlar, zaman içinde giderek belirginleşen “sınıfsal” ayrışmalara, katı ve hiyerarşik çalışma ilişkilerinin oluşmasına yol açacaktır. Bu durum eğitim emekçilerini karşılaştıkları sorunlara birlikte çözüm üretmede gösterdikleri mesleki dayanışmadan uzaklaştıracaktır.

Tasarının öğretmen veli ilişkilerini olumsuz etkilememesi mümkün değildir. Öğretmenlik mesleğinin ve öğretmenin saygınlığı öğrenci ve velilerin farklı değerlendirmeleri ile polemiğe açılacak, öğretmenlik mesleği daha da itibarsız hale getirilmiş olacaktır. Çocuğunun sınıfına uzman ya da başöğretmenin girmesini isteyen velilerle okul idaresi ve öğretmenler arasında sorunlar yaşanması kaçınılmaz olacaktır.”

“ÖĞRETMENLERİN STATÜSÜNE İLİŞKİN TAVSİYE KARARINA PARALEL BİR DÜZENLEME YAPILMALI”

“Siyasi iktidar eğer bir meslek kanunu yapmakta samimi ise yapması gereken tek şey öğretmenlik mesleği açısından uluslararası düzeyde kabul gören en önemli belge olan Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararına paralel bir düzenleme yapmalıdır.”

“Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı”, öğretmenlerin konumlarını güçlendirmeyi, haklarını geliştirmeyi ve korumayı amaçlarken, aynı zamanda uluslararası düzeyde yapılmış bir toplu sözleşme niteliği taşımaktadır. 145 paragraftan oluşan belge, öğretmenlik mesleğinde işe alınma, işe alınmada seçme ve formasyon, mesleğe hazırlık, değişik düzeydeki öğretmenlerin mesleki sorunları, iş güvencesi, öğretmenin hak ve sorumlulukları, disiplin işleri ve mesleksel bağımsızlık gibi konuları kapsamaktadır. Temel ücret, çalışma süreleri ve koşulları, özel izinler, araştırma izinleri, tatil, eğitim-öğretim yardımcı personelleri, sınıf mevcutları, öğretmen değişimi, uzak bölgelerde ve kırsal kesimde çalışan öğretmenler ile ilgili özel düzenlemeler, aile yükümlülükleri olan öğretmenlerle ilgili düzenlemeler, sağlık, sosyal güvenlik ve emeklilik gibi konuların da olduğu temel bir belgedir.”