Emperyalizmin ve ekonomik krizin gölgesinde Lübnan seçimleri
Asgari ücretin 40 doların altına düştüğü, derin bir ekonomik krizin pençesindeki Lübnan’da bugüne değin yaşanan gelişmeler, yaşanacak gelişmelerin de bir nevi habercisi.
Haber Merkezi
Lübnan’da geçen hafta gerçekleşen seçimlerin yankıları sürmeye devam ediyor. Ülkemizdeki iktidar yandaşı basın kendisini “ABD’nin dost ve müttefiki” olarak konumlandırdığı için seçim sonuçlarını Hizbullah’ın yenilgisi olarak lanse etse de, aslında gerçekte olan bu propagandadan daha farklı.
Kayıtlı seçmen sayısının 3 milyon 917 bin olduğu Lübnan’da seçime katılım oranının yüzde 41, bu oranın 2018’deki seçimlerde ise yüzde 49 olduğu biliniyor. Halkın katılımının düşmesinin ana nedenleri ise ülkede yaşanan ağır ekonomik kriz, Beyrut Limanı patlamasının soruşturmasında yaşanan tıkanıklık ve elbette ki ABD’nin müttefikleri ile beraber ülkeyi kıskacı altında tutma çabası.
HİZBULLAH OYLARINI ARTTIRDI
2018’deki seçimlerde meclisteki 128 sandalyeden, 73’ünü kazanarak çoğunluğu elde eden Hizbullah-Emel Hareketi Koalisyonu, Şiilere ayrılan 27 sandalyelik kontenjanın tamamını doldurdu. Hizbullah oylarını arttırırken, iki ilaveyle 16 sandalye kazandı. Emel Hareketi ise bir kayıpla 15 vekil çıkardı.
Hür Yurtsever Hareketi’nin vekil sayısı 20’den 16’ya düşerken, Hizbullah’ın Dürzi ortakları Lübnan Demokrat Partisi lideri Talal Arslan ve Lübnan Arap Birlik Partisi lideri Viyam Vahab seçimin kaybedeni oldular. Suriye hükümetine yakın siyasiler olarak bilinen Meclis Başkan Yardımcısı Ortodoks Elie Ferzli ile Sünni Onur Partisi lideri Faysal Kerame de kazanamadı.
Suud destekli, Lübnan Güçleri vekil sayısını 15’ten 18’e çıkartırken, yine Suud destekli bir başka Hristiyan hareket Ketaib ise koltuk sayısını 3’ten beşe çıkardı.
NASRALLAH’TAN SEÇİM AÇIKLAMASI
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın beklenen açıklaması ise resmi sonuçların açıklanmasından bir iki gün sonra geldi. Nasrallah “İnsanlar oy kullanmak için saatlerce kuyrukta bekledi. Bu bizim kaybımız üzerine bahse girenlere bir cevaptır.” Diye başladığı konuşmasında şunları kaydedecekti:
“Amerikalıların önderliğinde direnişi hedef alan yıllarca süren saldırgan kampanyanın ardından oy ve milletvekili sayımız arttı. Bu seçimlerin sonuçları, kutlamamız ve gurur duymamız gereken büyük bir zaferdir. Seçim sonuçları tek başına kimseyi iktidara taşımadı. Bazı partilerin iddiasının aksine bugün mecliste çoğunluğu elinde bulunduran tek bir blok yok. Dürüst tarafların hiçbiri bu iddiada bulunmadı. Parlamentoda çoğunluğa sahip tek bir parti veya grubun olmamasının avantajı, herkesi eşit derecede sorumlu kılmasıdır. Artık çoğunluk olmadığı için kimsenin muhalefet edip suçu başkalarına atmasının anlamı yok.”
Bundan önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de, seçimlerin Hizbullah’ın silahlarının gölgesinde yapıldığı kara propagandasının yapıldığını söyleyen Nasrallah, “2005 ve 2009’da da aynısını söylediler ve bugün 2022’de o silahların huzurunda kutlama yapıyorlar. Bu yalanların bitmesinin zamanı gelmedi mi Bu seçimlerde çürütülen bir başka yalan da İran işgali. Amerikan büyükelçiliğini ve orada yapılan seçim listelerini gördük. Suudi büyükelçisini ve götürülen çantaları gördük. Bu seçimlere giren İranlıları gören var mı?” diyecek ve ABD’nin bu seçim sonuçlarından hareketle ülkeyi kaosa sürüklemek istediğini söyleyerek mezhep çatışmasına karşı şu uyarıyı yapacaktı: “Sokaklarda mezhepçi bir sesle haykırılan ‘Şii Şii’ sloganına da son verilmelidir. Şii olmaktan gurur duyuyoruz, ancak başkalarını bu şekilde kışkırtmak yasaktır. Amacımız nihayetinde barış ve istikrardır.”
HÜKÜMETİN KURULMASI ZAMAN ALACAK
Taif Anlaşması gereğince cumhurbaşkanlığının Hristiyan Marunilerde, başbakanlığın Sünnilerde, meclis başkanlığının ise Şiilerde olduğu 128 koltukluk meclisteki vekil kotaları şöyle; Maruniler 34, Sünniler 27, Şiiler 27, Grek Ortodokslar 14, Dürziler 8, Grek Katolikler 8, Ermeni Ortodokslar 5, Aleviler 2, Ermeni Katolikler 1, Evanjelikler 1, Hristiyanlar 1.
Kimsenin kimseye karşı bir zafer kazanmadığı ya da hezimet yaşamadığı verili tabloda, yeni meclisin ilk görevi meclis başkanı belirlemek ve ardından başbakan atamak.
2018’deki seçimin ardından hükümetin şekillenmesinin tam 16 ayı bulduğu düşünülecek olursa, yeni hükümetin oluşmasının hiç de kolay olmayacağı düşünülüyor.
SONUÇ YERİNE
Asgari ücretin 40 doların altına düştüğü, derin bir ekonomik krizin pençesindeki Lübnan’da bugüne değin yaşanan gelişmeler, yaşanacak gelişmelerin de bir nevi habercisi. Emperyalizmin radarındaki ülkede istikrarın sağlanabilmesi için de öncelikli olan, Lübnan’ın kaderine yine Lübnanlıların karar vermesi olacak.