Gericilik ve geleceksizlik kıskacında gençlik
Bugün gericiliğin bu denli güç kazanması şaşılacak bir durum değildir. AKP iktidarı gerek cemaat ve tarikatlar aracılığıyla gerek kendi bakanlıklarıyla çok uzun bir süredir şeriat propagandası yapmaktadır.
Melis Özpirinçci
Piyasacı eğitim anlayışının ucuz iş gücü olarak gördüğü gençlik, geleceksizlik sorunuyla boğuşmuyormuş gibi bir de son zamanlarda tarikatlar ve cemaatler eliyle gericilik sorunuyla da boğuşuyor. Bunun en son örneğini Akdeniz Üniversitesi içinde bulunan Elmalılı Hamdi Yazır KYK yurdunda gördük. Çıkan haberlere göre son 1 ay içerisinde hep aynı katta ve aynı blokta 3 tane öğrenci intihar etti. Buna rağmen yurda karşı ne bir soruşturma açıldı ne de tek bir açıklama yapıldı. Sadece ”yüksekten düşerek” hayatını kaybeden öğrencilerden bahsedildi. Yurdun içerisinde daha önceden 30 adet laptop çalınmasına rağmen yurda kamera takılmadı. Yurdun içerisinde dinci cemaatlerin etkin faaliyette bulunduğu biliniyor. Zorla namaz kıldırma, Kuran okutma, Ramazan ayında zorla oruç tutturma vs. gibi etkinliklerde bulundukları söyleniyor. İlgilenmeyen öğrencilere baskı kuruluyor, kötü davranılıyor. Bu haberlerin üstü kapatılıyor, yayın yasağı getiriliyor. Arkadaşlarımız dinci gericilikle mücadele edemediği için ölüyor, öldürülüyor. Buna ilk defa bu yurtta rastlamadık.
Daha öncesinde de Enes Kara isimli sıra arkadaşımız, kaldığı tarikat yurdundaki baskılara dayanamayarak arkasında bir video bırakarak intihar etmişti. Antalya’ da yine bir yurdun aşçısı arkadaşımız Mehmet Sami Tuğrul’ un boğazını keserek ”Deccali vurdum!” diye açıklama yapmıştı. Daha birkaç gün önce de İstanbul Üniversitesi Beyazıt kampüsünde LGBTİ+ grubun yapmak istediği piknik, kampüse sokulan öğrenci bile olmayan şeriatçı grupların tehdidi üzerine yapılamadı. Kampüse giren cüppeli, sakallı ve sarıklı şeriatçı faşist çeteler kampüsün içerisinde şeriat naraları atarak öğrencileri tehdit etti. Fakülteleri tek tek gezerek tekbir getirerek şeriat propagandası yaptılar.
Bugün gericiliğin bu denli güç kazanması şaşılacak bir durum değildir. AKP iktidarı gerek cemaat ve tarikatlar aracılığıyla gerek kendi bakanlıklarıyla çok uzun bir süredir şeriat propagandası yapmaktadır. AKP iktidarıyla beraber cemaat ve tarikatların özgürlükçü laiklik kapsamında kalması gerektiğini savunan AKP karşıtı liberaller de bütün bunlardan sorumludur. Bugün laiklik ayaklar altına alınırken, ülkenin her türlü değeri AKP eliyle tasfiye edilirken bize düşen görev bütün bunların farkında olmakla beraber bu değerler için mücadele etmektir. Üniversiteler bizimdir. Gerici faşist çeteleri üniversitelerimizden kovmak için bu konuların üniversitelerde konuşulması, tartışılması gerekir. Gençliği apolitizme sürükleyenlerin, üniversite siyaset yapma yeri değildir diyenlerin bugün ne kadar haksız oldukları bir kere daha gün yüzüne çıkmıştır.
Yukarıda saydığım bütün olaylar siyasidir ve gençlik kendisine nefes alma hakkı bile tanımayan bu gerici sermaye düzenine karşı hakkını aramalı ve mücadele etmelidir. Laiklik seçimlerle veyahut demokrasiyle kazanılmadı bundan sonra da öyle kazanılmayacak. Zannedilmesin ki biz bütün bu olanları unuttuk veyahut unutacağız. Geçmişte olduğu gibi bugün de dinci gericilikle hesaplaşacak ve laikliği kazanacağız. Üniversitelerimizi ve memleketimizi faşist ve şeriatçı çetelerden arındıracağız. Cemaat ve tarikatları kapatacağız ve sıra arkadaşlarımızı öldüren, üniversitelerde nefes almamıza izin vermeyen bu düşüncelerin kaynağını oluşturan sermaye düzeninden elbette ki hesap soracağız.