Goblin modu

Goblin modu, bireyin kendine odaklı, tembel, pasaklı, açgözlü, özür dilemeyen tavrıyla salt içgüdülerine göre davranma halini temsil eden argo bir terim.

Geçen ay Gazete Manifesto’da yayımlanan yazımda, kullanıcıları teşhirciliğe kışkırtan dijital medya iklimine vurgu yaparak gösterişe dayalı iletişimi değerlendirmeye çalışmıştım. Bu yazıda ise son zamanlarda sıkça duyulan goblin modu hakkında tartışmak istiyorum. İlkel yaşamda takılı kalmış yaratıklara atfedilen özelliklerin çağrışımıyla günümüze uyarlanan bu argo terim, sanal ve gerçek dünyada yerleşik davranış kalıplarını yadsıyan bireylerin ruh halini anlatmak için kullanılıyor.

İngiliz yazar ve halkbilim uzmanı Katharine Mary Briggs’in hazırladığı Periler Ansiklopedisi’nde goblin sözcüğü, kötü niyetli cinler olarak tanımlanıyor. Genellikle cüce ve grotesk yaratıklar olarak betimlenen cinler, az gelişmiş bilinçleriyle sadece verilen komutları yerine getirebiliyor. İnisiyatif kullanmak zorunda kaldıklarında ise içgüdülerine göre hareket ediyor. Avrupa’nın sözlü kültüründe bunlar troll olarak da adlandırılıyor. Yeni Türkiye’nin tek adam rejiminde maaşlı trollerin de benzer özelliklere sahip olması ilginç bir raslantı!

Goblin modu, bireyin kendine odaklı, tembel, pasaklı, açgözlü, özür dilemeyen tavrıyla salt içgüdülerine göre davranma halini temsil ediyor.  Oxford Sözlük tarafından dünya genelinde düzenlenen oylamada goblin modu hashtag’i, 300 bini aşkın kişiden elde edilen sonuçlara göre metaverse ve IStandWith gibi hashtag’leri geride bırakarak katılımcıların yüzde 93’ünün onayıyla 2022 yılının sözcüğü seçilmiş[1].

Ticari kuruluşlar tarafından düzenlenen bu tür oyunların öncelikle bir halkla ilişkiler faaliyeti olduğunu akılda tutmak gerekiyor. Ne ki sosyal medya kullanıcılarının goblin modu terimini ezici bir çoğunlukla yeğlemiş olması, sanal ve gerçek dünyadaki yapaylığa, tektipleşmeye duyulan tepkinin boyutunu göstermesi açısından önemli.

Toplumdaki yerleşik davranış kalıplarını reddeden bireyi, alışılmışın dışında hareket etmeye yönelten çok farklı nedenler olabilir.  Ancak goblin modunun dijital dünyada kitlesel olarak karşılık bulmasında Covid-19 pandemisinin önemli bir payı olduğu düşünülüyor. Dünya genelinde hükümetlerin dayattığı uzun süreli eve kapanma uygulamasının sonucunda pijamasıyla kanepede oturup pizza yiyen, çakırkeyif ve tembel bir insan prototipi ortaya çıktı. Günlük dilde goblin modundayım veya goblin moduna geçiyorum şeklindeki kullanımların sosyal medyada yaygınlaşması da pandemi kısıtlamalarıyla ilişkilendiriliyor[2].

Anlam yitimi

Kapitalist sistemde döngüsel krizlerden olumsuz etkilenenlerin stabil bir duygu durumunda kalması mümkün değil… Güvenlik ya da savaş tehditi, ekonomik belirsizlikler, gelecek kaygısı gibi sorunlar karşısında kişinin kendini savunmasız ve güçsüz hissetmesi normal. İnsanın kaotik dünyaya karşı benliğini koruyabilmek amacıyla iç dünyasına çekilip apatik bir tavır geliştirdiği öne sürülebilir. Dolayısıyla kendi merkezli yaşam sürdüren goblin modundaki bireyin, dış dünyanın olumsuz gerçeklerine gözünü kapatan bir varoluşu yeğlediği anlaşılıyor. Orta yolu bulmaktan sıkılan egonun, süper egoya isyanını temsil eden bu mod, adeta ilkel benliğin iplerini gevşetiyor!

Öte yandan zamanın ruhuyla etkileşen felsefi, edebi akımlar da bireyin duygu ve düşünce dünyasını biçimlendiriyor. Örneğin varoluşçuluk akımının yükselişinde II. Paylaşım Savaşı nedeniyle toplumda oluşan travmanın etkileri var. Bireyin topluma, kendine, hatta tüm varoluşa yabancılaşması savını, savaşın zihinlerde yarattığı anlam yitiminden bağımsız düşünemeyiz. Birey, anlam yitiminden statükoyu sorumlu tutuyorsa ondan türeyen toplumdaki yerleşik davranış kalıplarını da protesto ediyor.

Prekarya modu

Ülkemizde 2000’li yıllarda popüler olan pijama, terlik, televizyon (Ptt) söylemi, tembellik hakkının kullanılması gibi algılansa da gerçekte ekonomik nedenlerle evden dışarı çıkamayanların ortak moduydu. Bu söylem, külfetsiz eğlence sunan televizyona  üstü kapalı bir övgü olarak da görülebilir. Goblin modu ise dijital döneme özgü yeni alışkanlıklarla anılıyor. Sosyal medyanın bildik standartlarına karşı tavır koyan goblin modundaki birey, anlık duygularını ve görüntülerini genelgeçer etik ve estetik süzgeçten geçirmeden paylaşıyor. Instagram, TikTok gibi platformlara seçenek oluşturan sosyal medya uygulaması BeReal, buna olanak sağlıyor. Söz konusu uygulama, rötuş ve filtre hizmeti sunmayarak sosyal medyadaki yapay görüntülere yönelik yaklaşımını da vurgulamış oluyor[3]. Böylece dijital dünyayı kuşatan gösteriş kültürüne karşı doğallık ve sahicilik bir fetişe dönüşmeye başlıyor.

Ne yazık ki goblin modundakilere pizza taşıyan moto kuryenin ruh hali, sosyal medyanın ilgisini çekmiyor. Oxford Sözlük aday göstermese de prekarya modu, yılın değil aslında yüzyılın sözcüğü olarak anılmayı hak ediyor. BeReal’ e emanet edilen sanal dünyadaki sahicilik, sınıfsal gerçekliğin yanından bile geçmiyor.

Günü kurtarmaya çalışanların da, statükoya uygun veya dargın yaşayanların da ruh hali birbirine hiç benzemiyor. Buna karşın özgürlük, eşitlik, adalet, barış gibi kavramların içini doldurmaya çalışan az sayıda insan, ortak bir yaşam hayali kuruyor. Dünyanın ve insanlığın geleceği için verilen mücadeleyi güçlü bir toplumsal irade oluşturmadan kazanmak mümkün değil.

[1] https://www.firstpost.com/explainers/goblin-mode-what-does-oxfords-word-of-the-year-mean-11761731.html

 

[2] https://www.irishtimes.com/opinion/an-irish-diary/2022/12/06/going-goblin-frank-mcnally-on-the-slovenly-rise-of-goblin-mode/

 

[3] https://www.firstpost.com/explainers/goblin-mode-what-does-oxfords-word-of-the-year-mean-11761731.html

 

Yazarın Diğer Yazıları
Ronald-Donald döngüsü 14 Kasım 2024
Neofaşist küreselleşme 20 Eylül 2024
Kirli mahremiyet 25 Temmuz 2024