Reklam
Kategoriler: Hafıza-i Beşer

HAFIZA-İ BEŞER | 19 Aralık 2000: Cezaevi katliamı

Reklam

19 Aralık 2000 yılında “Hayata Dönüş Operasyonu” adı altında 32 kişin yaşamını yitirdiği ve 600’den fazla kişinin yaralandığı bir katliam gerçekleşti.

“Hapishanelerde devlet kontrolünü yitirdi, cezaevlerini örgütler yönetiyor” iddiasıyla kamuoyundan destek toplamayı hedefleyen F tipi cezaevi projesine karşı “açlık grevi” başlatıldı.

DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti F tipi hapishane modeliyle yeni bir cezaevi rejimi hedeflemekteydi. Dönemin Başbakanı Ecevit “Teröristleri kendi terörlerinden kurtardık” açıklamasını yaparak bu katliama meşruiyet kazandırma gayretine girecekti.

Cezaevi direnişi kamuoyunda büyük ses getirdi. Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Zülfü Livaneli, Mehmet Bekâroğlu, Can Dündar ve Oral Çalışlar’dan oluşan dört kişilik ‘aydınlar heyeti’ arabuluculuk görevini üstlenmeye çalıştılar. Dündar, sonradan vereceği bir röportajda ‘mahkumların taleplerinin karşılanabilir nitelikte olduğunu’ belirtirken, Livaneli konuyla ilgili olarak ‘1996’da basın bizi önemli bir görev yapıyorlar diye, 2000’de ise teröristlere yardım ediyorlar diye tanıttı’ ifadelerini kullanacaktı.

19 Aralık’ta sabaha karşı 20 cezaevine eş zamanlı olarak operasyon düzenlendi. Operasyon toplamda üç gün sürdü; ikisi asker olmak üzere 32 kişi hayatını feci şekillerde kaybetti.

Ölüm oruçlarının 61. Gününde başlatılan operasyon sonrası 600’den fazla tutuklu, sakat kaldı ve ‘Wernicke-Korsakoff’ sendromu olarak bilinen birçok hükümlüye nörolojik teşhis koyuldu.

Operasyonu, dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, ‘devletin şefkatli eli’ olarak tanımladı ve bir askerin mahkumlar tarafından öldürüldüğünü iddia etti. Adli Tabip raporları bakanı yalanladı.

Resmi makamların operasyonla ilgili dile getirdikleri açıklamaların ve basında çıkan birçok haberin de yalan ve sahte olduğu Adli Tabip raporlarında ortaya çıktı.

Olayla ilgili olarak sonuçlanan tek dava, T Bayrampaşa Cezaevi’nde askerlerin öldürdüğü Murat Ördekçi’nin ailesinin İçişleri ve Adalet Bakanlığı aleyhine açtığı dava oldu. İstanbul 2. İdare Mahkemesi, toplam 109 milyar lira tazminat cezasına hükmetmiş ve operasyonlarla ilgili ilk yargı kararı: “Yaşam hakkı ihlal edildi. Ölen hükümlünün ailesine 109 milyar ödenmeli” şeklinde olmuştur. Diğer cezaevlerindeki operasyonlarla ilgili olarak bugüne kadar sonuçlanan bir dava henüz bulunmamaktadır.

2004 yılında F tipi cezaevlerinin mimarlarından olan ve Operasyon sırasında Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü görevinde bulunan Ali Suat Ertosun’a AKP hükûmeti tarafından ‘Devlet Üstün Hizmet Madalyası’ verilmiştir.

Reklam

Önceki Haberler

Kürt meselesi üzerine 2: “Rojava Devrimi”nden günümüze Amerikancı çözüm ve Türkiye

Tüm bu başlıklar üzerinden Türkiye’de yürütülen çözüm sürecinin Ortadoğu’daki gelişmeler ile bağlantılı pazarlıkları, inişleri, çıkışları…

19 Ağustos 2025 08:30

Tarihçi Mete Tunçay hayatını kaybetti

Tarihçi Mete Tunçay hayatını kaybetti. Tunçay'ın ölüm haberini Prof. Dr. Mehmet Öznur Alkan sosyal medya…

18 Ağustos 2025 21:50

Zehra Kosova: Otuz beş bin tütün işçisini ellerimin parmakları gibi tanıyorum

Yıllarca bir tütün işçisi olarak örgütlü mücadele yürüten Zehra Kosova, 91 yıllık ömrünü bir işçi…

18 Ağustos 2025 21:41

Mehmet Şimşek’in MASAK tasarısını Erdoğan onaylamadı

200 bin lira ve üzeri para transferlerinde açıklama zorunluluğu, 2 milyon lira üzerinde ise sorgu…

18 Ağustos 2025 16:07

Yandaş Cem Küçük’ten yeni iddia: Soruşturmalar tatil beldelerine uzanabilir

Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük, İBB soruşturmasının tatil beldelerine uzanabileceğini yazdı, “Bu arada İBB iddianamesi…

18 Ağustos 2025 15:46

Murat Çalık: Kimseden imtiyaz istemiyorum, devletin bana tanıdığı en temel hakkı, yaşam hakkını savunuyorum!

İBB'ye yönelik operasyonlar kapsamında 19 Mart'ta gözaltına alınan ve sonra tutuklanan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat…

18 Ağustos 2025 15:02
Reklam