Hafıza-i Beşer | 19 Şubat 1972: Ulaş Bardakçı öldürüldü
12 Mart darbesinin ardından, 50 yıl önce bugün öldürülerek aramızdan ayrılan Ulaş Bardakçı'yı anıyoruz.
1947 yılında Nevşehir Hacıbektaş’ta doğan Ulaş Bardakçı, ODTÜ öğrenciydi. Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) ve Türkiye İşçi Partisi’nde (TİP) örgütlü mücadele yürüttü.
Dev-Genç’in oluşumunda etkin bir biçimde yer aldı. 1970 sonlarında Mahir Çayan ile birlikte THKP-C’nin kurulması çalışmalarında yer aldı. THKP-C’nin ilk silahlı eylemlerine katıldı. Mayıs 1971’de, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının serbest bırakılmaları talebiyle İsrail Başkonsolosu Ephraim Elrom’u Mahir Çayan ile birlikte kaçırdılar.
Başlatılan Balyoz Harekatı sırasında yakalandı. 29 Kasım 1971’de Maltepe Cezaevi’nden THKP-C’den Mahir Çayan, Ziya Yılmaz ve THKO’dan Cihan Alptekin ve Ömer Ayna ile birlikte tünel kazarak firar ettiler. Ardından İstanbul’a gelerek mücadelesini burada devam ettirdi.
19 Şubat 1972 günü saat 07.00 sularında, henüz 25 yaşındayken, Arnavutköy’de kaldığı ev kuşatıldı ve evin arka kapısından çıkarken Üvez Sokak’ta öldürüldü.
THKP-C Davası İddianamesi’nde yaşanan olay şöyle aktarılmıştır:
“Ulaş Bardakçı’nın Arnavutköy Üvez Sokak No. 8/1’deki evde gizlendiği istihbar edilmesi üzerine, 19 Şubat 1972 günü saat 07.00’de mezkur mahalle Komiser Muavini Alican Özgenler başkanlığında polis memurları Reşat Okutan, Tamer Gürbüz, Tayfun Ergüven, Turan Koçak, Salim Somun ve Habib Gür’den müteşekkil tim gelmiş, ayrıca ev çevresinde asker ve toplum zabıtası kuvvetlerince çevre emniyeti alınmasını müteakip Alican Özgenler, Reşat Okutan, Tamer Gürbüz ve Turan Koçak, Ulaş Bardakçı’nın gizlendiği öğrenilen Lale Arıkdal’a ait daire kapısını çalmışlardır. Görevliler, kapıyı açan Lale Arıkdal’a evde arama yapacaklarını, başkaca kimse olup olmadığını sorduklarında, adı geçenin gayet soğukkanlı bir şekilde evde yalnız oturduğunu başka bir kimse olmadığını beyan etmesi üzerine tim mensupları derhal eve girerek salon salomanje, bir küçük oda, bir küçük koridor, mutfak ve 2 odadan ibaret dairede arama yapmaya başlamışlardır. Komiser muavini Alican Özgenler ve görevli memurlardan ikisi Lale Arıkdal’dan gerekli görülen bazı konuları sorarken, polis memuru Reşat Okutan küçük koridor nihayetindeki odaya girmiş, oda kapısı soluna düşen köşedeki karyola üzerinde bir erkek ceketinin bulunduğunu görerek arkadaşlarına burada erkek elbiseleri var diye seslendiğinde bu sırada karyolanın karşısındaki duvara bitişik bulunan vinylexten mamul gardrop ön tarafının açıldığını, bir tabanca namlusunun dışarı doğru uzatıldığını görmesiyle birlikte, Ulaş Bardakçı tarafından tabanca ile atışa başlanılmıştır. Bu durum karşısında polis memuru Reşat Okutan ile oda penceresi dışında bulunan diğer görevliler de karşı atışta bulunmaları sonucu, Ulaş Bardakçı, isabet eden kurşunlar sebebiyle ölmüş, görevli polis memuru Reşat Okutan ve Tamer Gürbüz hayati tehlike arz edecek şekilde yaralanmışlardır. Görevlilerce mahallinde yapılan tesbit ve tahkikte: Ulaş Bardakçı tarafından çatışmada kullanılan 9 mm. çaplı Smith-Wesson marka tabanca ve 62 adet aynı çaplı mermi, yasaklanmış Marksist-Leninist kitaplar ile Ulaş Bardakçı’nın üzerinden 11853,50 lira ve ayrıca gizli haberleşmeyi sağlamada kullanılan harfleri ifade eden muayyen şekillerden ibaret şifre belgesi bulunarak, güvenlik kuvvetlerince zaptedilmiştir.”