Hafıza-i Beşer | Çorlu Tren Katliamı
"AKP iktidarı, Yap-İşlet-Devret modeli çerçevesinde proje maliyetlerini kısma yoluna giderek hat bekçilerinin istihdamına son vermesi ve elektronik kontrol sistemini düşük yoğunlukta çalıştırması, katliamın yollarını döşediğini işaret etmektedir."
Bugün 8 Temmuz…2018’de Kapıkule’den kalkan bir yolcu treninin, ihmalkarlık nedeni ile Çorlu yakınlarında raydan çıkarak 25 yurttaşın ölümüne ve 317 yurttaşın yaralanması ile sonuçlanan, tarihte “Çorlu Tren Katliamı” olarak da bilinen vahim olayın yıl dönümü. Aradan 4 yıl geçmesine rağmen günümüzde sevdiklerini kaybeden ailelerin adalet arayışları devam etmektedir. Davadan sorumlu Savcı Galip Yılmaz Özkurşun, TCDD 1. Bölge yöneticileri hakkında tefrik kararı vermiş ve asli sorumluların yer almadığı bir iddianame ile sadece 4 alt düzey çalışan hakkında taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet vermekten dava açmıştır. Savcı, katliamın ardından geçen süre içerisinde dosya delillerini kazaya sebebiyet veren TCDD’den istemiştir. Günümüze kadar geçen sürede: Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Ahmet Arslan, katliamdan 2 gün sonra görevinden alınmış, yerine Mehmet Cahit Turhan getirilmiştir. Daha sonra görevi devralan Mehmet Cahit Turhan görevden alınmış, yerine Adil Karaismailoğlu getirilmiştir.
Uzunköprü-Halkalı seferini yapan bir yolcu treni Çorlu yakınlarında, aşırı yağışa bağlı olarak, ray altındaki menfezin kayması nedeni ile raydan çıkmış ve 5 vagon devrilerek 25 yurttaşın ölümüne, 317 yurttaşın ise yaralanması ile sonuçlanmıştır. Katliam yaşandıktan sonra Başbakanlık ve RTÜK’ten yayın yasağı getirilmiş, kaza anından ve yerinden alınan tüm bilgiler engellenmeye çalışılmıştır.
Dönemin Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Ahmet Arslan, suçu bir doğa olayı olan “yağmura” atarak “Kazanın aşırı yağmur yağışları nedeniyle menfez ile ray arasındaki toprağın boşalması nedeni ile meydana geldiği tespit edilmiştir” demiştir. Ancak Meteoroloji Genel Müdürlüğü, katliamın yaşandığı gün bölgedeki ölçümleri neticesinde saat 11.00 ile 12.26 arasında 32.4 mm yağışın düştüğünü tespit etmiştir ve bu değerler yapılan tren yolu projeler için öngörülebilir veriler içerisinde yer almaktadır. Yani suçlu “yağmur” değil, yapılmayan denetim/denetlemedir. AKP iktidarı, Yap-İşlet-Devret modeli çerçevesinde proje maliyetlerini kısma yoluna giderek hat bekçilerinin istihdamına son vermesi ve elektronik kontrol sistemini düşük yoğunlukta çalıştırması, katliamın yollarını döşediğini işaret etmektedir.
Yazımızın bitiş kısmında, Çorlu Tren Katliamı’nda yaşamını yitiren yurttaşlarımızı bir kez daha anıyoruz:
Ersen Gül, Serhat Şahin, Melek Tuna, Ayşe Başaran, Ergün Kerpiç, Hakan Sel, Oğuz Arda Sel, Özge Nur Dikmen, Gülce Dikmen, Sena Köse, İrfan Kurt, Mavinur Tiflizden, Bahar Koçman, Yağmur Laçin, Özcan Cesur, Derya Kurtuluş, Beren Kurtuluş, Emel Duman, Bihter Bilgin, Ömer Alperen Can, Seyfi Ergül, Zübeyde Seven, Gani Kartal ve Rubize Kartal.