İKD'den '25 Kasım' çağrısı: Şiddete, yoksulluğa, gericiliğe dur diyelim
"Biliyoruz ki kadına yönelik şiddet ile mücadele sömürüye ve gericiliğe karşı kadınların, işçilerin, emekçilerin örgütlü gücü ile mümkündür."
İLerici Kadınlar Derneği (İKD) 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için eylem çağrısında bulundu. İKD tarafından yapılan açıklamada “Mücadelemiz, Trujillo diktatörlüğüne boyun eğmeyen Mirabel kardeşlerin düşleri içindir!” denildi. “Şiddete, yoksulluğa, gericiliğe dur diyelim: Güç verin değiştirelim” başlığıyla yayımlanan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Ülkemizde neredeyse her gün bir kadın cinayeti işleniyor. Son 10 ayda en az 275 kadın katledildi. Çok sayıda şüpheli kadın ölümü aydınlatılmayı bekliyor.
Ülkemizde kadınlar evde, sokakta, işyerinde şiddete maruz kalıyor. Her dört kadından biri hayatının bir döneminde şiddete uğruyor
Ülkemizde kadınlar ucuz iş gücü olarak görülüyor, düşük ücretlerle, kayıt dışı, güvencesiz çalışıyor. Kadınların yalnızca yüzde 30’u istihdam ediliyor. Kadın işçilerin dörtte biri asgari ücret dahi alamıyor.
Ülkemizde kadınlara ev içi geleneksel rollerine dönmeleri vaaz ediliyor. Bugün 12 milyondan fazla kadın ev içi roller nedeniyle üretim sürecine dahil edilmiyor, ev kadını olarak tanımlanıyor.
Ülkemizde kadınlar ağır bir gerici baskı altındadır. AKP’nin iktidarı ile birlikte gerici örgütlenmelerin, tarikat ve cemaatlerin tahakkümü, eğitim sisteminin gericileştirilmesi, sosyal yaşamın her alanın dinsel referanslarla dizayn edilmesi kadınların ikincil konumunun daha fazla pekişmesini ve şiddeti körüklüyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bugüne en az 7 bin kadının yaşamdan koparılması bu gerici rejimin açık sonucudur.
Kadınların cinsiyet ayrımcılığına, şiddete uğramasının temelinde gericilikle beslenen bu sömürü düzeni bulunuyor. Kadınların temel görevini çocuk doğurmak ve bakım hizmetlerini yerine getirmek şeklinde tanımlayan bu düzen, ihtiyaç duyduğunda ise kadınların ucuz işgücü olarak sermayenin hizmetine girmesini salık veriyor.
AKP’nin 2023’ü işaret ederek tanımladığı ‘’Türkiye’nin Yüzyılı’’ projesi ise kurdukları rejimin yeni bir evreye taşınmasıdır. Bu süreci de yine ‘’türban’’ düzenlemesi ile açmak isteyen iktidar kadınlara sınırlarını işaret etmektedir. Bugüne kadar attığı adımlarla laikliği fiili olarak tasfiye eden AKP, fiili olanı Anayasa düzenlemesi ile taçlandırmak istiyor. Oysa son yirmi yıl göstermiştir ki laikliğin tasfiyesi, gericilerin baş tacı edilmesi en fazla kadınların hayatlarını karartmıştır.
Bütün bu tablo karşısında biliyoruz ki kadına yönelik şiddet ile mücadele sömürüye ve gericiliğe karşı kadınların, işçilerin, emekçilerin örgütlü gücü ile mümkündür.
Emekçileri, işçileri, yoksullukla terbiye edip, gericilikle esaret altına alan bu sömürü düzeni miadını doldurmuştur.
Kadın düşmanlarına, gerici yobazlara, para babalarına, bu düzene mahkum değiliz.
Çocuk istismarlarına, kadına yönelik şiddete, tacize, kadın cinayetlerine mahkum değiliz.
Eşitlikçi bir düzen, insanca bir yaşam mümkün, değiştirmek kendi ellerimizdedir.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla örgütlü gücümüzü büyütmeye, karanlığa meydan okumaya çağırıyoruz.
Mücadelemiz, Trujillo diktatörlüğüne boyun eğmeyen Mirabel kardeşlerin düşleri içindir!
Mücadelemiz AKP’nin ‘Yeni Türkiye’sine karşı laik ve aydınlık bir Türkiye içindir!
Mücadelemiz insanca yaşayabileceğimiz bir gelecek içindir!
Şiddete, yoksulluğa, gericiliğe dur diyelim.
Güç verin değiştirelim
Eşit, özgür, laik, sosyalist bir ülkeyi hep birlikte kuralım”