"İsmailağa Cemaati'ndeki kavga yeniden alevlendi"

Terkoğlu, bugünkü köşesinde Mahmut Ustaosmanoğlu'nun ölümünün ardından İsmailağa Cemaati'ndeki kavganın yeniden alevlendiğini söyledi.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, bugünkü köşesinde ‘Mahmut Efendi’den önce İsmailağa öldü’ başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Terkoğlu kavganın yeniden alevlendiğini belirterek, “Çeşitli hocalar etrafında toplanmış gruplar, birbirinden hazzetmiyor” dedi.

Terkoğlu’nun yazısındaki ilgili bölümler şöyle:

“Mahmut Ustaosmanoğlu’nun vefatının ardından kavga yeniden alevlendi. Cenazede, iktidarla muhalefet buluşurken, sosyal medyada saygı tartışmaları sürüyordu.

Cenazeye bakın. En önde Hasan Kılıç… Hemen ardında Erdoğan görünüyor. Omuz omuza saf tuttuğu isim ise Muhammed Keskin. Keskin, hem Mahmut Efendi’nin bacanağı hem hastalandığında onu Beykoz Çavuşbaşı’na getiren isim hem de cemaat içinde etkili Marifet Grubu öncülerinden.

Yeni Şafak, Keskin’i şöyle tanıtmış:

15 Temmuz darbe girişiminden haberdar olduğu ve girişimden önce Cübbeli’yi arayarak ‘Sakın evden çıkma, hiçbir yere demeç verme’ dediği…

İsmailağa’nın kimi hocaları, Mahmut Efendi’nin akrabaları, bizzat hükümet medyası tarafından FETÖ bağlantısıyla itham edildi.

Öyle ki…

Mahmut Efendi’nin vefatının ardından, FETÖ liderinin yayımladığı taziyenin sorumlusu bile, İsmailağa’daki post kavgalarıydı. Zira Ustaosmanoğlu’nun Fethullah diyen birini, Hocaefendi de diye uyardığı iddiası da cemaatten çıkmıştı.

Her hocanın bir mescit, vakıf, dernek veya yayınevi etrafında halkalar kurduğu İsmailağa, Mahmut Efendi’nin vefatından çok önce parçalanmıştı. Her grup “En Mahmut Efendici benim” demek adına zaman zaman ipin ucunu kaçırmış, Allah’ın “Ete kemiğe büründüm Mahmut diye göründüm” dediğini vaaz kürsülerinden anlatanlar bile çıkmıştı. Savaş öyle sertti ki Metin Balkanlıoğlu gibi öldükten sonra belden aşağı çeşitli dedikodularla itibarsızlaştırılanlar bile oldu.

Dinin dinle, mezhebin mezheple, tarikatın tarikatla, hocanın hocayla bitmez kavgası…”