İtalya'nın aşırı sağcı yeni başbakanı Meloni'den 'başkanlık sistemi' çağrısı
Meloni hükümet programını açıkladığı konuşmasında Batı’ya ve yabancı yatırımcılara güven vermeye çalışırken, ülkeye yarı başkanlık sistemi getirmeyi planladıklarını da söyledi.
İtalya’da geçen ay yapılan seçimleri kazanan aşırı sağcı İtalya’nın Kardeşleri Partisi’nin lideri Giorgia Meloni başbakan olarak ilk konuşmasını bugün parlamentoda yaptı.
Meloni bugün Temsilciler Meclisi’nde yaptığı konuşmada, seçim kampanyasındaki vaatleri arasında yer alan başkanlık sistemine geçiş planını da tekrarladı.
“İtalya’nın istikrarı güvence altına alan ve halk egemenliğini yeniden merkeze alan, başkanlık sistemine dayalı bir anayasa reformuna ihtiyacı olduğuna inanıyoruz’’ diyen Meloni, Başkanlık Sistemi’nin ‘’karar verici bir demokrasi’’ anlamına geldiğini iddia etti.
Fransa’dakine benzer bir yarı başkanlık sistemi önereceklerini açıklayan Meloni, şöyle devam etti:
“Mümkün olan en iyi ve en fazla destek gören reforma ulaşabilmek için bu konuyu parlamentodaki tüm siyasi güçlerle görüşmek istiyoruz. Ancak ön yargılı muhalefet karşısında İtalya’da reform yapmaktan vazgeçmeyeceğimiz de bilinsin! Bu durumda İtalyanlar tarafından bu konuda bize verilen yetkiye göre hareket edeceğiz.’’
NATO’ya destek veren Meloni şöyle konuştu:
“Ukrayna’nın özgürlüğünü bizim huzurumuzla takas etmenin mümkün olduğuna inananlar yanılıyor. Putin’in enerji konusundaki şantajlarına boyun eğmek sorunu çözmeyecek, aksine daha fazla talep ve şantajın önünü açarak sorunu daha da kötüleştirecektir ve gelecekteki enerji zamları son aylarda yaşadıklarımızdan daha büyük olacaktır.’’
Ekonomi açısından ülkenin zorlu bir dönemden geçtiğini, resesyon beklentisini vurgulayan Meloni, bir fırtınanın ortasında yönetimi devraldığını söyledikten sonra şunları ekledi:
”Borç azaltmanın yolu ne geçmiş yıllarda uygulanan körü körüne kemer sıkma politikaları ne de bir takım yaratıcı mali maceralardır. Bunun yolu kalıcı ve yapısal ekonomik büyümedir.
“Bunu başarmak için yabancı yatırımları teşvik etmeye elbette açığız. Bir yandan stratejik ulusal üretimi tehlikeye atan yağmacı mantıklara karşı çıkarken, diğer yandan İtalya’da yatırım yapmayı seçen, karşılıklı fayda mantığı içinde kalkınma, istihdam ve ‘know-how’ getiren yabancı şirketleri memnuniyetle karşılamaya açık olacağız.’’