Muharrem Taş'ın ölümünde Sağlık Bakanlığı yüzde 80 kusurlu

Yolların kardan kapalı olması nedeniyle hastaneye kaldırılamadığı için hayatını kaybeden 2 yaşındaki Muharrem Taş'ın ölümüyle ilgili hazırlanan Bilirkişi Raporu’nda, Sağlık Bakanlığı’nın yaşanan olayda yüzde 80 kusurlu olduğu belirtildi.

Muharrem Taş'ın ölümünde Sağlık Bakanlığı yüzde 80 kusurlu

Kardan kapanan köy yolunun açılması için ailesince yapılan yardım taleplerine karşılık verilmediği için hastaneye kaldırılamayan ve ardından hayatını kaybeden 2 yaşındaki Muharrem Taş’ın ölümüyle ilgili hazırlanan Bilirkişi Raporu’nda, Sağlık Bakanlığı’nın yaşanan olayda yüzde 80 kusurlu olduğu kaydedildi.

Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Dîm Mahallesi (Yalınca), Çelî Mezrası’nda 1 Şubat 2014’te hastalanan ve yolların karla kapalı olması nedeniyle hastaneye götürülemeyen 2 yaşındaki Muharrem Taş’ın ölümüyle ilgili bir yıldır hazırlanan Bilirkişi Raporu tamamlanarak mahkemeye sunuldu.

Mezopotamya Ajansı’ndan Adnan Bilen’in haberine göre, iki profesör, bir doçentin aralarında olduğu, yine meteoroloji, inşaat, harita ve makine mühendisleri ile bir doktorun da bulunduğu bilirkişi heyeti, raporunda Sağlık Bakanlığı’nın yaşanan olayda yüzde 80 kusurunun olduğuna dikkat çekti.

Daha önce İl Özel İdaresi yetkililerinin, havanın çok soğuk olması nedeniyle araç yakıtlarının donma ihtimaline karşı söz konusu köye gitmenin riskli olacağına dair savunmasını değerlendiren bilirkişi, “Olayın olduğu gün en düşük hava sıcaklığı eksi 19 derece olduğu, motorin için eksi 20 dereceye kadar da donma ihtimali olmayacağı tespiti ve kanaati ile söz konusu iş makinelerinin depoları içiresindeki mazotun donma ihtimalinin yüzde 75 oranında olamayacağını, olursa bile yakıtın donma ihtimali en fazla yüzde 25 oranında kalacağı öngörülmüştür” denildi.

HELİKOPTER DESTEĞİ ‘ES’ GEÇİLDİ

Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı savunmada, Muharrem Taş’ın hastalığıyla ilgili ailenin evde ilaç bulundurma zorunluluğunun olup olmadığına ilişkin araştırma talebine de cevap verilen raporda, şunlara dikkat çekildi: “Dava dosyası üzerinde yapılan detaylı incelemede olgunun tıbbi özgeçmişine ait veriler göz önüne alındığında ailenin evde herhangi bir ilaç bulundurma zorunluluğu olmadığı belirtilmiştir. Sürecin tıkanma ve ihmal edilme boyutlarının sağlıkla ilgili birimde (112 Komuta Merkezi) yoğunlaştığı ön plana çıkmaktadır. Yapılan ihbarın aciliyetinin 112 Komuta Kontrol Merkezi tarafından çok ciddiye alınmadığı görülmektedir. Yine komuta merkezi helikopter seçeneğini herhangi bir veri ve iletişime dayanmayan öngörülerle devre dışı bıraktığı görülmektedir. Bu bağlamda Yalınca köyüne kadar ambulans ve askeri destek imkanlarının da es geçildiği anlaşılmaktadır.”

Muharrem’in çok ağır bir şekilde hastalandığı ve hastaneye götürülmesi için ailesinin karakola haber verdiği belirtilen raporda, “Yolun sadece 7 kilometrelik kısmının kapalı olduğunun 112’ye bildirildiği, karakolun 112’ye ellerinde paletli araç olup olmadığının sorulduğu ancak olumlu yanıt alamadıkları tespit edilmiştir. Vakanın bildirilmesinden sonra da herhangi bir girişimde bulunulmadığı yapılan ses kaydı çözümlemelerinde anlaşılmıştır. Çözüm üretme, olayı irdeleme ve olay ile ilgili bilgi alma noktasında bir girişimde bulunmayan Sağlık Bakanlığı’nın meydana gelen ölümlü olayda “asli kusurlu” olduğu kanaatine varılmıştır” diye belirtildi.

‘İL ÖZEL İDARESİ TALİ KUSURLU’

Yine köy yollarının açılmasından sorumlu İl Özel İdaresi’nin ise “tali kusurlu” olduğuna kanaat getirilen raporun sonunda, ise şu ifadelere yer verildi: “Ebeveynlerin ilgili kurumlarla iletiş kurma, sürdürme ve sonuçlandırma açısından gereli ve yeterli bir donanıma sahip olmadıkları dava dosyası içeriğinde yer alan belge ve dokümanlardan tespit edilmiştir. Ebeveynlerin 112’yi arayamadıkları bunun yerine daha etkili olacaklarını düşündükleri kolluk kuvvetleri üzerinden iletişime geçtikleri görülmüştür. Ancak vakanın aciliyet ve ciddiyetinin 112 Komuta Kontrol Merkezi tarafından çok ciddiye alınmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca davacıların evde ilaç bulundurma zorunluluğu olmadığı hususu da teknik bilirkişi tarafından ortaya konulmuştur. Bu nedenle ebeveynlerin bu olayda hiçbir kusurlarının olmadığı kanaatine varılmıştır. Yapılan değerlendirmede Sağlık Bakanlığı’nın asli kusurlu olduğu ve kusur oranının yüzde 80 mertebesinde olduğu, Van İl Özel İdaresi’nin de meydana gelen ölümlü olayda tali kusurlu olduğu ve kusur oranının yüzde 20 olduğu nihai görüş ve kanaatine varılmıştır.”