Prof. Dr. İzge Günal: İlerici olmanın ön koşulu anti-emperyalist olmaktır
"Eğer, emperyalizmin ekonomik bir ilişki olduğu akıldan çıkarılmazsa her şey yeteri kadar berraklaşacak, saydığım örneklerde ilericilik aramak anlamsızlaşacaktır. İlerici olmanın ön koşulu antiemperyalist olmaktır."
Dünyanın en büyük terör örgütü olan NATO’nun, ABD ve AB emperyalizminin saldırgan politikaları devam ederken, anti-emperyalist mücadelenin bayrağı da yükseliyor. Ülkenin ilerici aydınları ve sosyalistleri NATO karşıtı bir imza kampanyası başlatırken, “Dünya barışının baş düşmanı NATO ve emperyalizmdir” kampanyasının ilk imzacıları bu mücadeleyi yükseltme çağrısında bulundu. Görüşlerine başvurduğumuz kampanyanın imzacılarından Akademisyen Prof. Dr. İzge Günal, neoliberalizmin emperyalizmin kendini gizlemesinde en önemli rolü oynamaya devam ettiğini belirterek, İlerici olmanın ön koşulunun antiemperyalist olmak olduğunu tırvurguladı. Günal, Manifesto’ya yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Fransız şair Charles Baudelaire’in “Şeytanın en büyük başarısı, kendisinin var olmadığına inandırmasıdır” derken neyi kastettiğini elbette tartışabiliriz ama neoliberal düşüncelerin sağda ve solda bu derece yaygın olduğu ve kendisine yaşam alanı bulduğu bir dönemde, bana emperyalizmi düşündürüyor. Öyle ya, dünya barışının önündeki en büyük engel olan NATO’nun Ukrayna’dan Suriye’ye kadar her türlü sıcak savaşın altından çıkmasına, bununla da kalmayıp Avrupa’da Gladio, Güney Amerika’da başka isimlerle katliamlar yapmasına karşın halâ barıştan söz etmesi ve bu söyleminin de dinleyici bulması başka nasıl açıklanabilir?
Aslında NATO’nun, daha tanımlayıcı deyimle emperyalizmin, en son unutulacağı coğrafyalardan bir tanesinin Türkiye olması gerekir. Bu ülkenin kuruluşunun emperyalizme karşı en büyük savaşlardan biriyle gerçekleşmesi bir yana, sol tarihin en önemli aktörlerinden olan 68 kuşağının temel sloganlarından birisinin antiemperyalizm olduğu nasıl unutulabilir? Kaldı ki geçmişte emekçi halka karşı düzenlenen Maraş, Çorum, 1 Mayıs katliamlarının hepsinin gerisinde NATO’nun uzantılarının olduğu bir sır değil artık.
Dediğim gibi, neoliberalizm emperyalizmin kendini gizlemesinde en önemli rolü oynamaya devam ediyor. Bir yandan AKP’ye antiemperyalist bir misyon yükleyerek, gericiliğin ve sömürünün savunuculuğunu yapan yeni bir ‘yetmez ama evet’ türü ortaya çıkarken, diğer yandan Biden sonrası küresel bir liberal restorasyon bekleyen bir “muhalefet” türedi bu ülkede. Bunlarında ötesinde Suriye’de ABD ile girilen ittifaklara bakarak emperyalizmden iyi bir şeyler bekleme tutumunun geliştirildiği de bir başka gerçek. Bu tip düşünceler ve getirdiği kafa karışıklığı ister istemez gerici sisteme karşı mücadeleyi de zayıflatıyor.
Aslına bakılırsa emperyalizm hiç de karmaşık, anlaşılması zor bir konu değil. Ancak bu konunun tartışılıyor olmasının nedeni yine hâlâ pek çok kişinin emperyalizmin gericiliğini görememesi ve hatta ondan ilericilik beklemesidir. Eğer, emperyalizmin ekonomik bir ilişki olduğu akıldan çıkarılmazsa her şey yeteri kadar berraklaşacak, saydığım örneklerde ilericilik aramak anlamsızlaşacaktır.
İlerici olmanın ön koşulu antiemperyalist olmaktır.”