Puşkin ve Erzurum Yolculuğu: Fırat Sözeri’nin iddialarına yanıt
Kuşkusuz herkes kendi çevirisini yapabilir ve benim çevirim daha güzel diyebilir. Ben genç kuşakların bizim kuşaktan birçok konuda daha iyisini yapabileceğine inanıyorum. Buraya kadar sorun yok, ancak Fırat Sözeri kitabında ve bazı söyleşilerde Behramoğlu’nu ve dolaylı olarak da beni “sansür” ve hatta “tahrifat” yapmakla suçladı.
Büyük Rus şairi Aleksandr Puşkin’in 1829 yılındaki Osmanlı-Rusya savaşı sırasında Moskova’dan Kars ve Erzurum’a yaptığı yolculuğunu anlattığı Erzurum Yolculuğu adlı eserinin Türkçede birden çok çevirisi var. Bunlardan biri de İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkan Ataol Behramoğlu çevirisi. Ben de Behramoğlu çevirisini yayına hazırladım. Dolayısıyla bu çeviriden ve kitaba yazdığım sunuş, dipnotlar ve yorumlardan sorumluyum.
Geçenlerde Fırat Sözeri’nin Töz Yayınlarından yeni bir Erzurum Yolculuğu çevirisi çıktı. Fırat Sözeri ile yüz yüze değilse de tanışıyoruz, ortak dostlarımız var, bu olaydan önce beğendiğim bir genç akademisyendi, hatta çevirisi çıkmadan önce yurt dışında olduğum için bu konuda WhatsApp üzerinden yazıştık ve konuştuk, ben Fırat’ın sorularına samimiyetle yanıt verdim. Kitapta bir cümlede geçen Kürt sözcüğünün İş Bankası çevirisinin eski basımlarında atlanmış olduğunu ancak benim redaktör olduğum basımdan itibaren bu eksiğin giderildiğini kendisine yazdım ve söyledim. Benim yayına hazırladığım basımın hangi yıldan itibaren çıktığını o sırada anımsayamadığım için araştırıp bulmasını istedim. Kuşkusuz herkes kendi çevirisini yapabilir ve benim çevirim daha güzel diyebilir. Ben genç kuşakların bizim kuşaktan birçok konuda daha iyisini yapabileceğine inanıyorum. Buraya kadar sorun yok, ancak Fırat Sözeri kitabında ve bazı söyleşilerde Behramoğlu’nu ve dolaylı olarak da beni “sansür” ve hatta “tahrifat” yapmakla suçladı.[1] Haberi yapan “gazeteci” Adem Özgür ise haberini yaparken benden görüş almaya tenezzül etmedi ancak haberini yayımladıktan sonra Twitter üzerinden beni sorgulamaya kalktı. Konu, Puşkin’in kitabına eklediği, Ezidiler üzerine Fransızca bir notu Behramoğlu ve benim, o not Puşkin’e ait olmadığı için ve benim ifademle “bilimsel değeri olmadığı için” yayımlamamış olmamız. Sözeri’ye göre bu büyük bir tahrifat ve sansür oluyor. Ben Twitter üzerinden bazı açıklamalar yaptım, ancak o sırada henüz Sözeri’nin çevirisini görmemiştim. Şimdi Sözeri’nin çevirisini de okuduktan sonra artık kapsamlı bir yanıt vermek zamanı geldi.
Ne yazık ki Fırat Sözeri dersine iyi çalışmamış. Ben Mayıs 2008’de çıkan İş Bankası Kültür Yayınları 2. basımdan itibaren bu çevirinin redaktörüyüm ve o tarihten itibaren bizim çeviride Kürt sözcüğü yer alıyor. Fırat Sözeri ise diyor ki kitabın “2021 yılında yapılan baskısına Kürt ifadesinin eklendiğini görüyoruz. Doğrusu kitabın tüm baskılarına ulaşmamız mümkün olmadığından sözcüğün kaçıncı baskıdan itibaren metne eklendiğini belirtemiyoruz”. Ulaşmak niye mümkün değil sevgili Fırat? Samanlıkta iğne mi aradın? Bu kadar basit bir bilgiyi arayıp bulamıyorsan nasıl araştırmacı ve akademisyen olacaksın? Ama sen herhalde diyorsun ki Candan Badem bana bir tarihten itibaren düzelttik dedi ama ben o basımı bulamadım, en iyisi “ulaşmak mümkün değil” deyip geçeyim ve 2021 tarihini vereyim! Ataol Behramoğlu ve Candan Badem’e ulusalcı, Kemalist yaftasını yapıştırırız, Kürtlere yönelik sansür var deriz, zaten kitlemiz bu tür haberlere teşne, böylece benim çeviriyi de güzelce tanıtıp pazarlarız!
İşte bu olmadı sevgili Fırat.
Puşkin, Garzoni’ye ait ancak imzasız yayımlanmış bu Fransızca notu kendi kitabına eklemek istemiş olabilir, ancak ben Puşkin’e ait olmayan bu notu eklemeye gerek görmedim. Burada tahrifat değil aksine doğru bir iş yaptım. Nitekim Puşkin uzmanı Profesör Aleksandr Dolinin[2] de bu konuda aynı görüşte. Kendisine e-posta göndererek fikrini sordum. İşte Profesör Dolinin’in bana yanıtı: “So-called Zapiska o Yezidakh is a French translation of a note by the Italian monk Maurizio Garzoni (Garzoni M., Della Setta delli Jazidi, Abate Domenico Sestini. Viaggi e opuscoli diversi. Berlino, 1807, pp. 203–21; an English translation: Account of the Extraodinary Sect called Yezidis; from the Italian of Father Garzoni, who resided eighteen years in Kurdistan as a Missionary, The Classical Journal 1813, vol. 7, № 13 (March), pp. 143–146). Pushkin took the French translation from a book by a French Orientalist Jean-Baptirs-Louis-Jacques-Joseph Rousseau published anonymously: Description du Pachalik de Bagdad, suivie d’une Notice historique sur les Wahabis, et de quelques autres pieces relatives à l’Histoire et à la Littérature de l’Orient. Par M.***. Paris, 1809, pp. 191-210. Pushkin ordered the copy of the note with the intention to publish it in French as an appendix to a separate edition of his Journey to Arzrum that never materialized. Hence I don’t think it should be included into your edition”.[3]
Görüldüğü gibi Dolinin, Ezidiler hakındaki notun Garzoni’ye ait olduğunu ve bizim yayınımıza almaya gerek olmadığını doğruluyor.
Şimdi gelelim benim Ezidiler üzerine Fransızca notun neden “bilimsel değeri” olmadığını düşündüğüme. Garzoni’nin bu yazısı Ezidiler hakkında yüzeysel ve doğru olmayan bilgiler içeriyor. Doğru olmasa bile tarihsel bir değeri var ve en azından o devirdeki bazı aydınların bakışını gösteriyor. Dolayısıyla Ezidiler hakkındaki bir derlemeye elbette girebilir. Ancak bu notların Puşkin’in Erzurum Yolculuğu ile doğrudan bir ilgisi yoktur. Puşkin, kendisinin gördüğü Ezidiler hakkındaki kendi yorumlarını zaten ana metinde yazmış bulunuyor ve bunlar bizim çevirimizde elbette ki sansüre uğramadan tümüyle yer almış bulunuyor. Garzoni’nin notları ise Erzurum ve Kars’a dair bir bilgi içirmediği gibi Ezidiler hakkında da yalan yanlış ve yüzeysel bilgilerden başka bir şey sunmuyor. Puşkin’e ait olmayan, Erzurum – Kars yöresine de ilişkin olmayan, somut olarak önemli bir bilgi de içermeyen Garzoni’nin bu notlarını Puşkin’in kitabına eklemeye gerek yoktur. Esasen Puşkin’e ait olmayan dedikten sonrasını tartışmaya bile gerek yoktur. Buna rağmen isteyen kendi çevirisine bu notu ekleyebilir, paşa gönlü bilir, ancak bizim kasten tahrifat yaptığımızı iddia ederek haysiyet cellatlığı yapmaya kimsenin hakkı yoktur! Kendi çevirisini Kürt aydın ve siyasi çevrelerine pazarlamak için Kürtler adına birtakım mağduriyetler devşirmek, ta 2008 yılında düzeltilmiş bir hatayı 2021 yılına dek süren sansür gibi göstermek ve olmayan “tahrifat”lar icat etmek de bilim etiğine yakışmaz. Akademisyenlik kariyerinin henüz başlangıcında bulunan Fırat Sözeri’nin bu yola tevessül etmesine üzüldüm ancak bilimsel tartışmada karşıma babamın oğlu gelse hatır dinlemem!
Şimdi Fırat Sözeri’nin çevirisinde gözüme çarpan iki hatayı görelim.
Puşkin, Tiflis’te yanında hamamcı ile bir hamama girer, içerde çıplak kadınları görünce duraklar, ancak hamamcı ona, “poydem, poydem” (telaffuzu paydyom) der, Fırat Sözeri bunu “gidelim, gidelim” diye çevirmiş! (sf. 33). Hamamcı Puşkin’e, “gidelim buradan”, yani “dışarı çıkalım” demiş gibi görünüyor değil mi? Ama hayır, hamamcı “gelin, gelin” (ya da “geçin, geçin” ya da “girin, girin”) diyor. Görüldüğü gibi bu Rusça cümleciği Türkçede üç türlü ifade etmek mümkün ama Fırat Sözeri, bunların hiçbirini seçmiyor, onun yerine yanlış olarak “gidelim” diyor. Neden? Çünkü Rusçada gitmek (idti, poyti) fiilinin bazı durumlarda gelmek anlamına geldiğini bilmiyor. Rusçada örneğin “buraya gel!” demek için gitmek fiili kullanılır: “idi syuda!”. Sözeri sözcüğün sözlükteki birinci anlamını kullanıyor.
Hamamdan sonra Puşkin ordunun sefere çıkmış olduğunu öğrenir ve orduya gitmek veya katılmak (“priehat v armiyu”) için Kont Paskeviç’ten izin ister. Sözeri ise bu pasajı “orduya kayıt olmak” diye çevirmiş! (sf. 35). Kayıt olmak nerden çıktı? Sözeri’nin canı öyle istemiş. Peki bu bir tahrifat değil midir? Evet bir tahrifattır çünkü cümlenin anlamı değişmiştir. Puşkin orduya bir ziyaretçi olarak katılmaktadır, orduya veya subaylığa kayıt olması söz konusu değildir. Demek ki neymiş, Rusçada gelmek ve gitmek fiillerini tam öğrenmeden çevirmenlik yapmaya kalkışmamak gerekiyormuş, deyim yerindeyse cin olmadan adam çarpmaya kalkmamak gerekiyormuş!
Fırat Sözeri’nin Rusça bilgisinin eksikliği yanında Türkçe imlasının da bozuk olduğu görülüyor. Çevirisinde sf. 69’da “Prens Bekoviç’te onlarla birlikte gitti” diye yazmış, görüldüğü gibi, dahi anlamındaki de bağlacını ayrı yazmayı bilmiyor.
Bu arada bizim çeviride de bir hata buldum, onu da yazayım. Bizim İş Bankası Yay. çevirisi, sf. 25’te “abaz istemek” ifadesi var. Abaz bir Gürcü parasının adı, akçe gibi bir gümüş sikke. Rusçada abaz (veya akçe veya ruble) deyince bağlamına göre bu sadece “abaz” anlamına gelebileceği gibi “bir abaz” anlamına da gelebilir ve nitekim Puşkin’in metnine göre bizim “bir abaz” diye çevirmemiz gerekiyordu. Ne var ki Behramoğlu abaz diye çevirmiş, benim de gözümden kaçmış. Ne fark eder mi diyorsunuz? Abaz yerine akçe koyalım ve düşünelim: “Benden akçe istedi” cümlesi ile “benden bir akçe istedi” cümlesi aynı mıdır? Elbette değildir, birinci cümlede akçenin (ya da abazın) miktarı belli değilken ikincide bellidir. Peki bizim bu hatamızı Fırat Sözeri bulup düzeltmiş mi? Hayır, o da abaz demiş (bkz. Sözeri, sf. 31). Fırat bizim herhangi bir hatamızı düzeltseydi herkesten önce onu ben alkışlayacaktım. Ama o maalesef kolay yolu, ucuz yaftalamayı seçti.
Son olarak Erzurum Yolculuğu’nun Eyüp Karakuş tarafından yapılmış ve Vakıfbank Kültür Yayınlarından çıkmış olan çevirisine de göz attım. Karakuş, çevirisinin başına Yuri Tınyanov’un eser hakkındaki açıklayıcı bir makalesini ekleyerek güzel bir iş yapmış. Karakuş, bizim ve Sözeri’nin yanlış çevirdiği “bir abaz” ifadesini de doğru çevirmiş. Buraya kadar güzel. Ancak ne hikmetse “esnek bir Kürt mızrağı” ifadesindeki (sf. 68) Kürt sözcüğünü sansürlemiş. Doğrusu çok şaşırdım ve o sözcük tesadüfen düşmediyse (ki çok düşük bir olasılık) Eyüp Karakuş’u ve/veya sansürleyen yayınevi ise Vakıfbank Kültür Yayınlarını şiddetle kınıyorum. Gözlemlerim bana çevirmenden çok yayınevinin sansürcü olmasının daha olası olduğunu söylüyor.
[1]Bkz. https://www.gazetefersude.net/haber-puskin-in-erzurum-a-yolculuk-kitabina-sansur-ezidi-kurtler-ile-ilgili-makale-cikarildi-47184.html, https://www.kurdistan24.net/tr/story/74483-K24-ÖZEL
[2]Dolinin hakkında bkz. https://wisc.academia.edu/AlexanderDolinin
[3]A. Dolinin, dolinin@wisc.edu adresinden candan.badem@hist.uu.se adresine e-posta, 25 Mayıs 2022.