Altı yıldır profesyonel hekimlik yapmıyorum. Yapmıyorum ama doğal olarak yakınlarım bana danışmaya devam ediyor. Geçenlerde bir arkadaşımdan, onun bir tanıdığının videosu geldi. Gördüğüm hafif aksayarak yürüyen orta yaşlı bir erkekti. Benden, topallayan kişinin tarak kemiğinde kırık olup olmadığını soruyordu. “Evet” dedim, “erişkinlerde topallama nedenleri arasında tarak kemiği kırığı da vardır, bu hastada da olabilir. Ancak kesin bir tanı istiyorsanız incelemem, yani kişiyi muayene etmem ve bir de ayak filmini görmem gerekir”.
Yukarıda anlattığım olayı gerçekten yaşadım, sadece kimlikleri gizleyebilmek için küçük değişiklikler yaptım, o kadar.
Bu yaklaşımı hem bilim hem de tıp eğitiminde öğrencilerimize benimsetmeye çalışırdık: “tanıyı netleştirene dek bağlayıcı bir karar verme, olumlu veya olumsuz yargıya varma, olasılıkları elemeden yani ayırıcı tanı yapmadan kesin kararını söyleme; çünkü o noktadan sonra dönüşü zor bir yola girebilirsin.” Çünkü, araştırma bilgiyi artırır, araştırmadan karar vermek insanı yanıltır.
Şimdi fark ediyorum ki, biz bunları anlatarak öğrencilerimizi suça teşvik ediyormuşuz!
Adli Tıp uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, kendisine gösterilen bir video ve sonrasında, “Bu kişi kimyasal silahla saldırıya maruz kalmış mıdır?” sorusuna “Görüntülerde istemsiz kasılmaları olan insanlar görülüyor. Bu tip hareketler sinir sistemini tutan bir kimyasalın etkisiyle olabilir. Bir kimyasal kullanıldığı iddiası varsa da bununla ilgili etkili bir soruşturma yapılması gerekir. Uluslararası sözleşmelerin uygulanması ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan Cenevre Sözleşmesi kapsamında böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl bir araştırma yapılacağının belirtildiği Minnesota Protokolü’nün ilkelerine göre ele alınması gerekiyor” demişti. (1,2)
Şimdi bu yanıtla, yazının başında benim verdiğim yanıt arasında bir fark var mı? Yanıtlar arasında yok ama sonrası çok farklı. Bana teşekkür ettiler; Fincancı’ya ise yapılan hakaret kalmadığı gibi, sabaha karşı evinde arama yapılıp gözaltına alındı, sonra tutuklandı. Şimdi cezaevinde ve 7,5 yıla varan hapis istemiyle yargılanıyor. Bununla da yetinmediler, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılmasını, yönetimine en ağır ceza verilmesini ve TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve yönetiminin Türk vatandaşlığından çıkarılmasını istedi. (2) Şaka gibi değil mi? Ne yazık ki değil. Bir öneri; yukarıda yazdıklarımı yurtdışında yaşayan bir arkadaşınıza anlatın, hiçbir aşamasına inanmayacaktır.
Geçen yazımda bazılarının akademik unvanlarının arkasından uzmanı olmadıkları konularda ahkam kestiklerini yazmıştım. (3) Ülkenin hali böyleyken bir adli tıp profesörünün üstelik özel olarak ilgilendiği bir konuda, üstelik kesin yargıda bulunmayıp “incelenmesi gerekir” dediği için tutuklanması sadece kendisine değil, başkanı olduğu TTB’ye de değil, açık bir biçimde ülkenin bilimine ve bilim dünyasına bir saldırı, bir meydan okumadır. Eğer konu bu şekilde ele alınmazsa yakında akademi, uzmanlık alanlarında bile konuşmak için izin almak zorunda kalacaktır.
Söylemedi demeyin, sıra susanlara geliyor.
(1)https://m.bianet.org/bianet/insan-haklari/269091-ttb-baskani-sebnem-korur-fincanci-tutuklandi
(2)https://www.gazeteduvar.com.tr/sebnem-korur-fincanci-tutuklandi-haber-
(3)https://gazetemanifesto.com/2022/ne-soyledigine-dikkat-etmek-gerek-501745/
ABD'li Senatör Lindsey Graham, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma…
Kadına yönelik şiddeti tek başına biyolojik bir mesele olarak erkek saldırganlığıyla açıklamak en hafif tabirle…
Bu düzen çürümüştür. Şimdi bu çürümüş düzeni yeni anayasa ile tescillemek istiyorlar. Medeni kanunu tartışmaya…
Yenidoğan davası, duruşmanın altıncı gününde devam ediyor. Örgüt lideri olmakla suçlanan Dr. Fırat Sarı savunma…
NNA’daki habere göre “Kurtarma ekipleri, düşman savaş uçaklarının bir konut binasını hedef aldığı ve çok…
Türkiye Komünist Hareketi Tunceli İl Örgütü ,Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum atanması üzerine bir açıklama…