SOSYALİST KÜLTÜR| Dergiler birer birer kapanıyor: Peki, neden?
Siyasal İslamcı iktidarla bir tür simbiyotik ilişki yaşayan muhafazakar yazarlar ve dergiler, günümüzde yayıncılıkta yaşanan sıkıntıların sanki bir doğal afetmiş gibi kaderden sayıyorlar sanırım. Oysa yıllarca 'al gülüm ver gülüm' şeklinde yaşadıkları iktidar yüzünden tüm halk yoksulluk ve açlıkla boğuşuyor. Kabul etmeseler de bu felaketin sorumluluğu onların da üstünde.
Hasan Kurtuluş
Bugünlerde her gün ardı ardına dergilerin kapanma haberleriyle karşılaşıyoruz. Okur sayısının ve okuma kültürünün az olduğu Türkiye’de bağımsız edebiyat dergileri zaten sürekli bir ölüm kalım savaşı içerisindeydi. Ancak son aylarda Türk lirasının önlenemeyen değer kaybı, tamamen yurt dışına yani dövize bağlı olan kültür sanat yayıncılığının tabutuna son çiviyi çaktı.
Halk hayatın her alanında gelen astronomik zamlar sonucunda yoksullukla boğuşurken, kültür sanat dünyasının da bundan azade kalması beklenemezdi. Ekmeğe, elektriğe, benzine, sebzeye meyveye gibi birçok şeye gelen zamlar tamamen dövize bağlı olan kağıda da geldi ve olanlar oldu. Birçok dergi artan maliyetlerin yükünü kaldıramaz hâle geldi ve kapandı ya da ara verdi.
Şimdiye dek yazdıklarım bir tür etki-tepki hikâyesinden ibaretti. Ortada şaşırtıcı bir durum ne yazık ki yok. Ancak gariplikler şurada başlıyor: İslamcı öykü yazarı Mustafa Kutlu’nun 1990 yılında kurduğu ve uzun yıllar genel yayın yönetmenliğini yaptığı Dergah Dergisi geçen günlerde yayın hayatına ara verdiğini dair garip bir açıklama yaptı:
“32. cildimizin son sayısı olan Şubat sayımız çıktı. Maalesef okuyucularımıza üzücü bir haberimiz var: Bütün dünyada gözlemlenen kâğıt tedarikinde yaşanan zorluklar ve içinde bulunduğumuz şartlar dolayısıyla Dergâh Dergisi yayınına ara veriyor.” (1)
Dünyada gözlemlenen kâğıt tedarikinde yaşanan zorluklar’ mı? Bildiğimiz kadarıyla dünyada böyle bir sıkıntı yok. Ancak Türkiye’de böyle yakıcı bir sorun var, dövizle ithal edilen kâğıt tedarikinde yayıncılar ülkemizde büyük sorun yaşıyor. Yeni Şafak yazarı, Necip Fazıl Saygı Ödülü sahibi Mustafa Kutlu’nun Dergah’ı ise topu taca atıyor ve yaşanılan sorunların sebebini, sorumlularını hasır altı ediyor.
Siyasal İslamcı iktidarla bir tür simbiyotik ilişki yaşayan muhafazakar yazarlar ve dergiler, günümüzde yayıncılıkta yaşanan sıkıntıların sanki bir doğal afetmiş gibi kaderden sayıyorlar sanırım. Oysa yıllarca ‘al gülüm ver gülüm’ şeklinde yaşadıkları iktidar yüzünden tüm halk yoksulluk ve açlıkla boğuşuyor. Kabul etmeseler de bu felaketin sorumluluğu onların da üstünde.
Biz topu taca atmayalım ve sebepleri kısaca özetleyelim: Türkiye’de kâğıt sektöründe yatırım ve planlama yapan kamu kuruluşu SEKA, 2005 yılında özelleştirilip kapatıldı. Yani AKP iktidarında devletin birçok kurumunun yaşadığı şey gerçekleşti. Halka ait olan devlet kurumları özel sektöre, sermayeye peşkeş çekildi. Özelleştik ama güzelleşmedik, kâğıt sektörü tamamen ithalata bağımlı hâle geldi.
Son birkaç ayda Türk lirasının inanılmaz değer kaybı ise ithal ürün olan kâğıdın fiyatını yüzde yüzden fazla arttırdı. Dergiler ise satış fiyatlarını yüzde yüz zam yapamadığı için birer ikişer kapanmak veya yayına ara vermek zorunda kaldı.
Son tahlilde Siyasal İslamcı iktidar, halkı yoksulluğa mahkum ederken kültür sanat dünyasını ise çöle çeviriyor. Aydınlanmaya, ilericiliğe, laikliğe düşman olan AKP iktidarının kültür dünyasının çölleşmesinden muzdarip olmadığını hepimiz biliyoruz.